YETİŞKİNLER İÇİN EĞİTSEL ORTAMIN ÖNEMLİ KOŞULLARI NELERDİR VE YETİŞKİNLERİN ÖĞRENME SÜRECİ NASIL YAPILANDIRILMALIDIR?

Yetişkinler için eğitsel ortamın önemli koşulları nelerdir
ve yetişkinlerin öğrenme süreci nasıl yapılandırılmalıdır?

Geleneksel eğitim ve yetişkin eğitimi arasındaki başlıca farklılıklardan biri olan öğrenme
sürecinin nasıl yapılandırılması gerektiği ve bu sürecin en iyi şekilde gerçekleşmesini sağlayan eğitsel
ortamın önemli koşullarının neler olduğu konusuna geçmeden yetişkin kavramını tanımlamak yerinde
olacak.

1 Biyolojik açıdan yetişkin: biyolojik olarak üretkenlik yaşına ulaşan kişidir
2 Yasal açıdan oy kullanma sürücü belgesi alabilme, rıza olmaksızın evlenebilme yaşında olan kişi
yasal olarak yetişkindir.
3 Toplumsal (sosyolojik) açıdan:tam zamanlı çalışan, eş, anne baba oy kullanan yurttaş ve benzer
rolleri gerçekleştiren kişi.
4 Psikolojik açıdan: kişi, tam anlamıyla öz yönetimli bir benlik algısı geliştirdiğinde yani yaşantısının
sorumluluğunu tamamen aldığında yetişkin olur. Ayrıca öğrenci, öğrenen öğretmen ise kolaylaştırıcı
olarak değerlendirilmelidir.

Öz yönetimli bir benlik algısına sahip olma, yetişkin öğrenmesinin farklılığındaki temel özelliklerden
biridir. Öğrenme sürecinin farklılığındaki temel etkenleri oluşturan yetişkinlerin öğrenmelerine ilişkin
özellikler şunlardır. Bilme gereksinimi, yaşantılar, öğrenmeye hazır olma, öğrenmeye yönelim, öğrenmeye
güdülenme genel olarak çocukla yetişkinlerin öğrenmelerinde farklı biçimlerde gerçekleşen etkenler
çerçevesinde yapılandırılmalıdır bu sürecin en iyi biçimde gerçekleşmesi için gereken öğrenme iklimi de
oluşturulmalıdır.

Eğitsel ortamın (öğrenme ikliminin) olmazsa olmaz koşulları:

Fiziksel ortam: eşyalar yetişkin ölçülerinde ve rahat olmalıdır.derslikler biçimsel olmayan bir tarzda
düzenlenmelidir. Ses ve ışık düseni azalan işitme, görme gücüne uygun şekilde düzenlenmelidir. Oturma
düzeninin kişiler arası etkileşimi kolaylaştıracak biçimde düzenlenmesine dikkat edilmelidir.

Kaynaklar zengin ve ulaşılabilir olmalıdır. Kitaplar, dergiler, filimler, slaytlar, tayipler bilgisayar ve buna
benzer araç gereçlerin bulunduğu temel bir öğrenme kaynakları merkezi oluşturmalıdır ve öğrenenler bu
kaynakları etkin olarak kullanmalıdırlar.

Psikolojik ortam: yetişkinler için psikolojik ortam oldukça önemlidir. Kendini geliştirmenin yüksek
düzeyde onaylandığı bir ortamda kişilerin öğrenme etkinliklerine katılmada güdülenmelerinin artma
olasılığı büyüktür. Ortam kaba davranılma korkusu olmaksızın soru sormaya, araştırmaya son derece açık
olmalı; bu ortamda öğrenenler ve öğretmen arasında birlikte araştıran kişiler olarak bir karşılıklılık ilkesi
oluşmalıdır. hedefler, beklentiler, ve olanaklar net olarak ortaya konmalıdır. Öğrenilenlerin denenmesi
sırasında yapılan hatalar kesinlikle hoş görülmeli böylece denmeler teşvik edilmelidir. Öğrenenleri kaygı
düzeyleri kolaylaştırıcı tarafından öğrenmelerini sağlayacak düzeyde tutulmalıdır. Yani kaygı; öğrenmeyi
engelleyecek düzeye ulaşmamalıdır. Psikolojik ortam Kişilere saygı duyulduğunu kabul edildiklerini ve
deneyimlerinin önemsendiğini hissettirmelidir. yarışmacılıktan çok iş birliği teşvik edilmeli, kişiler arası
ilişkiler desteklenmelidir. Nesnel bir geri bildirim gerçekleştirilmelidir. Kolaylaştırıcı öğrenenlerin bireysel,
kültürel farklılıkları dikkate almalı, mümkün olduğunca onlara isimleriyle hitap etmelidir anlatılanları
dikkatle ve ilgiyle dinlemelidir böylece katılım da artacaktır. Kısaca dostça ve biçimsel olmayan bir
öğrenme atmosferi öğrenenlerin kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlar.

Yetişkinlerin öğrenmeye ilişkin özellikleri çerçevesinde öğrenme sürecinin yapılandırılması:

1 Benlik algısı; yetişkinler bağımlı olmayan, öz yönetimli bir benlik algısına sahiptirler. Dolayısıyla
kendi yaşamlarının sorumluluğunu tamamen almak, başkaları tarafından da bu şekilde algılanmak isterler.
Öte yandan öğrenme etkinliklerine katılan yetişkin önceki okul alışkanlıklarının etkisiyle öğretmene bağımlı
bir tablo çizebilir. Kolaylaştırıcının görevi öncelikle; kişileri bağımlı örenen olmakta özyönetimli öğrenenler
olmaya geçiş yapmalarında yardımcı olmalıdır.

Kolaylaştırıcı neyi öğrenmesi gerektiğini öğrenene söylemeyip onun kendi öğrenme gereksinimini
kendisinin ortaya koymasına olanak vermelidir

Öğrenenler, öğrenme etkinliğinin planlanmasına etkin olarak katılmalıdır her birey bir karar alınması yada
bir etkinliğin planlanmasına ne ölçüde katılırsa karar veya etkinliğe kendini o ölçüde uyumlu hisseder,
benimser. Öğrenci sayısına göre herkes planlama sürecine ya doğrudan yada temsil edilerek katılır.

Öğrenme yaşantılarını yürütülmesinde öğreten öğrenme sürecinin tüm sorumluluğunu üstlenmemeli,
öğrenende edilgin bir alıcı rolünü üstlenmemelidir. Bunun yerine öğretmen kaynak kişi, birlikte
araştırmaya yardım eden rehber olmalıdır. Böylece öğrenenler de edilgin değil etkin olur.
Öğrenmenin değerlendirilmesi; kolaylaştırıcı tarafından not verme işlemi olarak yapılmamalıdır çünkü bu
durum öğrenene kendisinin yargılandığını, bağımlı biri olarak değerlendirildiğini hisseder ve bu durumu
saygısızlık olarak kabul edebilir. Bu nedenle öğrenmenin değerlendirilmesi; kolaylaştırıcının rehberliğinde
öğrenenler tarafından gerçekleştirilmelidir. Yani kendini değerlendirme, tek yanlı değil iki yanlı bir süreç
olarak gerçekleştirilmelidir. Burada kolaylaştırıcı kendi başarısı konusunda da geri bildirime açık olmada
örnek olmalıdır.

2 Öğrenenlerin yaşantılarının rolü; insanlar yaşlandıkça; yaşantılar birikimi artmış ve farklı türlerde
yaşantılara sahip olmuştur. Bir çocuk için yaşantı: dışsal olaylardan oluşur. Ona kim olduğu sorulunca
kendinin ana babasının adını nerede oturduğunu söyleyerek bu dışsal kaynaklarla tanımlayacaktır. Yani
çocuğun öz kimliği dışsal kaynaklardır. Oysa yetişkinin yaşantısı kendi deneyimleridir. Yetişkin kim
olduğunu başkalarına benzemeyen bir dizi yaşantılar yoluyla tanımlar. Dolayısıyla ona kim olduğu
sorulursa kendini; hangi işte ve nerede çalıştığı sahip olduğu eğitimle, deneyimlerle neler yapmaya
olanak sağladığı ve başarılar açısından tanımlar.bu nedenle yetişkin için kendi yaşantısının değeri
büyüktür ve kendi yaşantısına (deneyimlerine) değer verilmediğini hissederse yaşantılarıyla beraber
kendisinin de ret edildiğini düşünür. Oysa yetişkinler çocuklara göre daha zengin bir deneyimler birikimine
sahip oldukları için bizzat kendileri öğrenme kaynakları durumundadırlar. dolayısıyla öğrenme sürecinde
okuma ödevleri, ders anlatma, önceden hazırlanmış sunuşlar gibi aktarımcı tekniklerden çok öğrenenleri
yaşantılarından yararlanmayı sağlayan gurup tartışması yöntemi, taklit alıştırması, rol oynama, alan
projeleri, örnek olay gibi deneysel teknikler kullanılmalıdır. Böylece sürece etkin katılım ve daha iyi
öğrenme sağlar.

3 Öğrenmeye hazır olma: insanların en iyi bir gelişim aşamasından diğerine geçerken öğrendiklerini
söyleyebiliriz. Bu gelişme aşamalarına ise gelişim ödevleri denmektedir. Çocukların gelişim ödevleri fiziksel
ve olgunlaşmanın ürünüdür örneğin çocuk emeklemeyi öğrenmeden, bacak kasları yeterince
güçlenmeden yürümeyi öğrenemez. Çocuk ancak emekleyip bacak kasları güçlenince yürüyebilir.
Yetişkinlerin gelişim ödevleri ise toplumsal rollerin ürünüdür. Örneğin işe yeni başlayan biri emekliliğe
hazır olma ile ilgili şeyleri öğrenmeye hazır değilken o iş için gereken özel becerileri, kendisinden beklenen

diğer şeyleri öğrenmeye hazırdır. Bu şekilde değişen gelişim ödevleri kişinin öğrenmeye hazır olma
durumlarını harekete geçirerek öğretilebilir anlarını ortaya çıkarır. Bu nedenle öğrenmenin zamanlanması
gerekir. Eğer bir kişinin belli bir öğrenmeyi gerçekleştirebilmesi için öğretilebilir anı yakalanmak isteniyorsa
kişinin gelişim ödevleriyle öğrenilen konular bire bir gidecek şekilde zamanlanmalıdır. Örneğin işe yeni
başlayanlar için düzenlenen bir öğrenme etkinliğinde ilk konu kuruluşun tarihi yerine işe başlayanların
gerçek yaşam ilgileri olmalıdır. Kimlerle çalışacakları, tam olarak hangi işi yapacakları, çalışma saatlerin
ne olduğu vb. Burada gelişme ödevlerine göre öğrenenlerin guruplandırılması da önemli bazen gelişme
ödevleriyle ilgili öğrenme etkinliklerinde homojen bazen da heterojen guruplar oluşturulur.

4 Öğrenmeye yönelim: çocukların öğrenmeye konu merkezliyken yetişkinlerin öğrenmesi sorun
merkezlidir. Çocuklar ilerde kendilerine yarar sağlayacak konuları öğrenirler. yetişkinler yaşantılarında
karşılaştıkları sorunların çözümünde kullanabilecekleri şeyleri öğrenme yönelirler.yeni bilgi, beceri ve
tutumları en iyi bular kendilerine gerçek yaşamda kullanabilecekleri şekilde sunulduğu zaman öğrenirler.
Dolayısıyla kolaylaştırıcı: konuları mantıksal gelişim ve karmaşıklık düzeyine göre değil; bireylerin gerçek
yaşam ilgilerine uyarlayarak sunmalıdır. Buna paralel olarak bir öğrenme etkinliğinin ilk toplantı konusu,
bu etkinlikten ne elde etmek istiyorsunuz olmalıdır. etkinliğin konusu nedir olmamalıdır.

5 Öğrenmeye güdülenme: yetişkinler daha iyi işler, terfiler, yüksek ücretler vb dışsal etkenlerden
güdülenmelerinin yanı sıra daha fazla; iş doyumu isteği, öz saygı vb içsel etkenlerden daha çok
güdülendikleri söylenebilir.

Sonuç olarak en iyi şekilde öğrenme ortamının hazırlanması ve bu ortamda gerçekleşen öğrenme
sürecinin yapılandırılması yetişkinlerin öğrenmeye ilişkin özelliklerinin dikkate alınması yoluyla mümkündür.

1 Cevap
  1. 06 Ocak 2009

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir