PROBLEMLİ ÇOCUKLAR – Terapide İzlenen Yol

  OYUN TERAPİSİ EĞİTİMİ
EĞİTİMCİ: Uzm.Psk. Mutlu Hacıosman

EĞİTİM TARİHİ:
 1 Kasım Cumartesi,  saat: 10.00 – 14.00
 2 Kasım Pazar, saat: 10.00 – 15.00

OYUN TERAPİSİNİN TANIMI
        Oyun terapisi oyunu çocuğun kendini ifade etmede doğal bir araç olduğu temeline dayandırır. Çocuğa bir fırsat verildiğinde problemlerini ve duygularını aynı yetişkinin terapi sırasında kişisel sorunlarını konuşarak dışa vurması gibi kendini oyun aracılığıyla ifade eder.
 
Problemli çocukların içe atılmış isteklerini, bilinç dışı korku ve yılgılarını öğrenmek ve davranış bozukluklarını gidermek için başvurulan bir tekniktir.
            Oyun terapisinde çocuk, özgürce oynayabileceği bir odaya konmaktadır. Bu odada bir evde bulunabilecek eşyalar oyuncak olarak yer almaktadır. Çocuk verilen plana göre ya da özgürce oynarken gözlemci çocuğu izlemektedir. Çocuk bu ortamda, içinde tuttuğu ya da bilinç dışından kaynaklanan kinlerini, kızgınlıklarını, korkularını oyuncaklara geçirerek ortaya çıkarmakta ve yaşamaktadır. Gözlemci gerek duydukça çocuğa sorular sormakta, yorum yapmakta ve gerektikçe aydınlatıcı bilgiler vermektedir. Bu teknik rehberlik uzmanları ve çocuk psikologlarının uygulayabileceği bir tekniktir.

OYUN TERAPİSTİ KİMDİR
           Oyun terapisti 3-11 yaş arası çocuklarla genelde adolesanın karmaşık yaşam olayları ve psikolojik zorluklarından şikayetçi vakalarla çalışır.
Depresyon, anksiyete, agresyon, öğrenme güçlüğü  ve dikkat eksikliği hiperaktivite gibi psikolojik sorunlar yada yaşam olaylarından kaynaklanan zorluklar, taciz(abuse), aile içi şiddet, travma, büyük felaketler ve ailenin dağılmasıdır. Profesyonel anlamda eğitim almış olan bir oyun terapisti çocuğa içgörü kazanması, içsel çatışmalarının azalması ve duygusal kökenli okuma-yazma zorlukları ile başa çıkmasında yardımcı olur.

           Oyun terapistleri, oyun terapisini üstlenirken çocuğun ailesi yada yakınları ile dirsek temasında olmalı ve arada sırada aile ile çocuk arasındaki diyalogları düzenleme rolünü üzerine almalıdır.

TERAPİDE İZLENEN YOL
        Çocuğun ebeveyni/velisi ile görüşerek ve klinik tanının takipçisi olmak adına çocuğun öyküsünün tamamına ulaşılır. Bu bilgilere dayanarak uygun bir tedavi biçimi seçilir. Durumla ilgili bilgiler ışığında örneğin direkt yada direkt olmayan bir yaklaşım kullanılabilir. Tüm vakalarda tedavi çocuğun bireysel ihtiyaçlarına odaklanır ve oyunun kuralları üzerine çocukla bir kontrat yapılır.
       Örneğin; Kendini boşanmanın ortasında bulan çocuklardan bazıları ayrılık olaylarında ılımlı bir yol tutarken, istismara uğramış olanlar ise kaybın çeşitli şekillerini yaşantılandırırlar. Tedavinin ortalarında çocuğa olaylardan anladıklarını ve duygularını gösterme olanağı tanınır. Bu süreç çocuklara çocukluktan hoşlanmayı ve ilerleme konusunda harekete geçme arzusunu ve ilgili oldukları konulardan uzaklaşmalarına yardımcı olacak yeni yetenekler sunar.

Bağımlılık problemi olan çocuklarla oyun terapisi:
Theraplay denilen bu yöntem çocuklar ve onların aileleri için olan bir oyun terapisidir. Benlik saygısını yükselterek, güven duygusunu arttırarak ve yaratıcı eğlendirici uğraşlar bularak artmış bağımlılık yeniden yapılandırılır. Theraplay çocukla ebeveyn arasındaki interaksiyonun sağlıklı ve doğal temeller üzerine oturmasını esas alır. Theraplay seansları çocukla ebeveynleri arasında aktivite ve empati yaratır, kendilik değerindeki değişimi ve insanlar arası ilişkileri de pozitif ve takdir dilen biri haline gelmesini sağlar.

OYUN TERAPİSİNDEN YARAR SAĞLAYAN VAKALAR
• Ailede yaşanan çatışma, boşanma yada ayrılıkla ilgilenen çocuklar,
 • Duygusal, fiziksel yada cinsel tacize uğramış çocuklar,
• Evlat edinilmiş yada koruyucu aileye verilmiş çocuklar,
• Sevilen birinin ölümü yada hastalığı kadar kaybın sonuçları ile uğraşan çocuklar,
• Hastaneye yatırılmış çocuklar,
• Aile içi şiddet gören çocuklar
• Dikkat Eksikliği Bozukluğu tanısı almış çocuklar
• Çok fazla kaza yada hastalık geçirmiş çocuklar.

OYUN TERAPİSİNİN YARARLARI
• Çocuğun duygularını ifade etmesini kolaylaştırır,
• Kendine güveni ve duygusal yeterliliğin değerini arttırmak,
• Çocuğun yaşamındaki travmatik olayların yarattığı anksiyeteyi azaltmak,
• İnsanlar arası ilişkilerde sağlıklı bağlar yaratır yada bu ilişkileri arttırır,
• Yerinde ve uygun davranmanın değerini artırır.
OYUN TERAPİSİ İLE İLGİLİ MESLEKLER
• Çocuk psikoterapistleri
• Sanat terapisti
• Psikiyatri hemşiresi
• Rehber ve Psikolojik Danışmanlar
• Sosyal görevli
• Danışman/Psikoterapist
• Uğraş terapisti.

OYUN TERAPİSİNİN YARARLARI
• Çocuğun duygularını ifade etmesini kolaylaştırır,
• Kendine güveni ve duygusal yeterliliğin değerini arttırmak,
• Çocuğun yaşamındaki travmatik olayların yarattığı anksiyeteyi azaltmak,
• İnsanlar arası ilişkilerde sağlıklı bağlar yaratır yada bu ilişkileri arttırır,
• Yerinde ve uygun davranmanın değerini artırır.
ÇOCUKLARDA OYUN TERAPİSİNE UYGUN PROBLEMLER
• Aşırı kızgın, üzgün, ürkek yada endişeli olma hali,
• Agresif davranışlar (kendini yada başkalarını kesme gibi),
• Ayrılık anksiyetesi,
• Aşırı utangaçlık,
• Düşük benlik saygısı,
• Öğrenme yada diğer okul problemleri,
• Uyku ve yeme problemleri elenir,
• Takıntılı cinsel davranış,
• Ailede yaşanan değişikliklere alışmakta zorlananlar,
• Tıbbi bir nedene bağlı olmayan baş ağrıları yada mide ağrıları gibi fiziksel semptomlar.

                                        BİR OYUN TERAPİSTİ NASIL OLMALIDIR?
Zulliger’e göre, yetişkinlerin psikoterapisinden çok çocukların psikoterapisinde terapistin kişiliği önem taşır; çünkü küçük hastanın henüz oluşumunu tamamlamamış ben’i, psikoterapistin sadece çocuk karşısındaki varlığından taşacak havanın etkisi altında bir gelişim geçirir. Eğiticinin yada psikoterapistin kişiliğine bağlı ve ona özgü bir kavranılmaz güç, psikoterapistin varlık-yoğunluğundan taşan ve çocuğun içselleştirip kendisiyle temasa geldiği bir atmosferdir ki, çocuğu etkisi altında tutar.

Bu nedenledir ki, çocuk psikoterapistlerinin durup dinlenmeksizin kendi benlik ve kendi kişiliklerinin olgunlaşmasına çalışmaları gerekmektedir.
Terapist çocuğun terapi saati dışındaki yaşantısı hakkında da bilgi sahibi olursa bu tedavi açısından yararlı olur.
Terapistin yaş ve dış görünüşü pek önemli değildir.
Çocuklar büyüklerin dürüst olmasını beklerler. Bu konuda çok hassastırlar.  Bu nedenle terapistin çocuklarla yapacağı terapide dürüst olması, işini önemsemesi gerekir. İyi bir terapist dürüst, anlayışlı ve güvenilir olduğunu göstermeli ve bu yetenekleri çocuğa aktarabilmelidir. Çocuk için önemli olan terapistin çocuğa gösterdiği ilgi ve çocuğu kabul ediş biçimidir(1).
Terapistin devamlı dikkat halinde olması gerekir. Çocuğun oyunlarında da konuşmalarında da ortaya koyduğu duygularını yakalar ve onları çocuğa tekrar yansıtır(1).
Terapist her başarılı terapinin merkez noktasını oluşturur. Terapistin davranışlarında emin olması ve işini ciddiye alması başarılı olmasını sağlar. Terapist çocuğa yardım edebileceğine ciddi bir şekilde inanmalıdır.
Terapist çocuklara arkadaşça yaklaşabilen bir yetişkin olmalıdır. Çocuk onu oyun odasına bir parça kağıt ve kalem getiren bir yetişkin olarak görmemelidir. Terapistin başarılı olabilmesi için çocuğun terapiste güvenmesi gerekmektedir(1).
Terapist terapi saatinde çocukla çok sıkı bir ilişkinin kurulmamasına da dikkat etmelidir. Çok fazla sevgi, ilgi ve koruma terapiyi bozar ve çocuğa yeni problemler getirebilir.
Çocuklarla çalışan bir terapist mesleki disipline sahip olmalıdır. Terapi erken kesilmez. Terapi saatine son vermeden önce çocuklar terapi saatinin bitimine hazırlanmalıdır. Terapist çocuğun kişisel sorunlarına da takılıp kalmamalıdır. Eğer böyle olursa çocuğa yardım etmek olanaksızdır.

ÇOCUK VE ERGEN TERAPİSİ
         Çocuk ve ergen terapisi çok etkili olup terapi seanslarında ergenin veya çocuğun spontane bir şekilde materyalleri kullanmasına izin verildiğinde hedefe ulaşmada daha yararlı olduğu görülmektedir. Bu spontane materyalin çocuğu tanımamızda terapide bulunan diğer materyallerden daha etkili olduğu görülmektedir. Bu materyallerin çokluğu bazen çocuğun inançlarını ve davranışlarını öğrenmemizde ya da bu konuda fikir yürütebilmemizde birtakım bilgilerin kaçırılmasına neden olmaktadır. Ancak bazı araştırmacılar ise bu tekniğin çocuğun başa çıkma yöntemlerini öğretmede yardımcı olduğunu belirtmektedirler.
        Söz konusu yazar terapi sırasında, direktif ya da non-direktif terapi modelleriyle çalışarak pozitif davranışı ve kişisel gelişimi ve patolojik düşünceleri değiştirmeye ya da farkına varılmasına yönelik olup hem oyun terapisini hem de kum oyunu terapisini  içermektedir.

Kum Havuzu Oyunu Terapisi
           Kum havuzu yada kum tepsisi kullanılarak yapılan terapinin genel adı kum oyunu terapisidir. Londra’ da çocuk psikiyatrisi olarak çalışan Dr. Margaret lowenfield tarafından geliştirilmiş olan bu teknik, belli bir anlam veya düşünce ifade etmeyen şeylerin düşünce ve duyguları ifade edebilmelerini sağlamaktır. H.G Well kendi iki oğlunu minyatür figürlerle yerde oynadıklarını ve bu şekilde oyun oynarlarken kendi sorunlarından, birbirleriyle olan sorunlarından ya da aile bireyleriyle olan sorunlarından uzaklaştıklarını gözlemlemiştir. Dr Margaret birkaç farklı değişik figürü kutuya koyarak ofisinde bulundurmaktadır. Çocuk ilk olarak o oyuncakları gördükten sonra her bir değişik minyatür figürü eline alıp kuma koymakta ve kumda oynamaktadır. Çocuğun kumda oynaması hem çocuğa yardımcı olmakta hem de çocukla standart şekilde bir çalışılma yapılmasını sağlamaktadır. Bu evrensel bir teknik olarak kabul edilmektedir.

        Bu alanda daha sonra çalışma yapan isimler arasında yer alan Dora Kaff, Carl G. Jung un yanında çalışmalar yapmış olan ve Zürih’te yaşayan bir Jungian analisttir. Dr.Lowenfield in bu dünya tekniği ile çok ilgilenmiş ve onun yanında eğitim görmüştür. Bu evrensel tekniğin çocukların kızgınlık, mutsuzluk, korku gibi duygularını ortaya çıkarmada yardımcı olduğunu belirtmiştir. Tüm bunlara ek olarak, özellikle klasik psikoloji ve jungian terapilerde özellikle klasik psikoloji ve jungian terapilerde genel bir hedef olarak çocukların büyüme konularındaki sorunlarını çözdüğünü, bireyselleşme ve aktarımda önemli olduğunu belirtmektedir. Bu tekniği çocuklarla kullanan ilk terapist olup, daha sonra herkesin bildiği kum oyununa dönüştürmüştür.
        Kum oyununu, çocuklarla, ergenlerle ve ergenlik çağında olan tüm çocuklarla çalışan tüm terapistler kullanmaktadır. Bazı terapistler kum oyununu grup terapilerinde de kullanmaktadırlar. Kum oyunu terapisinin özelliği, kumun içinde bulunan minyatür figürlerin bireyin kendi dünyasını kumun içinde oluşturmasında yardımcı olmasıdır. Bunu resim terapisiyle karşılaştırmak da mümkündür. Resim yaparak ya da kartlara kendi kişisel deneyimlerinizi, dünya görüşlerinizi ve duygularınızı yansıtmanızı sağlar. Kum oyunu terapisi de aynı şeyleri yapmakta ve kişinin bu kalıba kendi aktarımını daha kolay bir şekilde yapmasını sağladığı görülmektedir. Bu akıcı bir rüya görmek gibidir. Yine bilinçaltında oyun odasında sadece kişi ve oynadığı oyun vardır ve bu da oyun oynarken kişinin sadece kendisi olmasını sağlar ki bu da çok güçlü bir duygudur.
            Kum oyunu, batı meditasyonu ve jungian prensipleri de içermektedir. Kumda görüntü yaratma, bireysel yaratıcılık, kendi iç dünyasını dışarıya yansıtma, bilinç dışı olan paternlere ve dinamiklere ışık tutmada yardımcı olmaktadır. Bilinçdışını bilinçli hale getirerek, işe yaramayan davranışları ortaya çıkarmak ve transformasyonlarını bulmaktır. Fiziksel olarak oyun oynamak hareketinde bulunmak, bu hareketleri kumun içinde yapmak bireylerin kendi durumlarını ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Kum oyunu kendini yansıtmakta güvenli bir alan yaratmaktadır ve kendini görmekte kişiye yardımcı olmaktadır. Görevi, birey olarak kendini hatırlamak, pisişeleri ortaya çıkarmak, bu vakada olduğu gibi,  önceden yaşanmış ve hatırlanması olanaksız olan travmaları sözsüz şekilde yansıtarak düşüncelerini dili kullanmadan yansıtmaktır.

TALİMAT        
İlk seansın başında şöyle bir açıklama yapılır; “ Figürleri seçmenizi ve bunları kum üzerinde yerleştirmenizi istiyorum. Eğer kumu ıslatmak istiyorsanız, kuma su eklemekte serbestsiniz. Kumun ıslak olması sizin duygularınızı daha kolay yansıtmanıza olanak sağlayabilir. Sadece kendinizi yansıtacak şeyi yapmanızı istiyorum. Herhangi bir  oyuncak, figür ya da resim çizebilirsiniz. Endişelenmeyin ilk seferde bir şey hissetmemiş olabilirsiniz.”
           İnsanlar böyle bir kalıbın içine girdiklerinde, ilk etapta ve çabuk bir biçimde figürün ne yansıttığını çizmektedirler. Bazı kişiler figürün tamamını kafasında canlandıramamış olsalar da kendilerini figürü çizerken bulmaktadırlar. Figür kumda dururken, sihir yerini almak üzeredir. Resim biçimlenmiş olup, kum oyuncusu onu gerçekten doğru bir şekilde görmektedir. Oyuncunun ne yaptığı ile ilgili hiçbir fikri olmamakta ve bilinçaltındakine kılavuzluk etmekte ve sonunda da görünenin altında ne yattığını ortaya çıkarmaktadır. Figürler bireyden bireye farklı spesifik anlamlar taşımaktadır. Kişi tipik olarak oyunda ne yaptığını bilmektedir. Bu içgüdüsel bir yaptırımdır. Eğer kumla bir çift/bütün olursanız kuma daha açık anlamlar yüklemiş olursunuz. Bazen insanlar kuma nasıl anlam yükleyeceklerini bilememektedirler. Bu da olabilecekler arasında sayılmaktadır. Sizin pisişeniz ve kalıbınız kendiyle baş edilmesini bilmektedir. Bu da kum oyunun güzelliğidir ve Terapiste bireysel yaratıcılığınızla deneyimlerinizi içtenlikli bir şekilde yansıtmanız beklenir ki bu da hem kum oyunun güzelliğini hem de özünü oluşturmaktadır.
          Terapinin diğer bir formunda ise, çocuklara ve ergenlere uygunluk gösteren resim ve oyun terapisi de işin içine katılarak yapılmaktadır. Danışandan bir resim çizmesi istenebilir, kart tekniği kullanılabilir yada kolaj yapması istenebilir. Günümüzde Resim ve Oyun terapisi artık bazı danışanlarda sözlü ifadenin yetmediği yerlerde duyguların yansıtılmasında çok iyi bir şekilde yardımcı olmaktadır. Terapistin ofisinde oyuncak hayvanlar ya da eşyaların bulunması danışanların kendilerini daha rahat hissetmelerini sağlamaktadır. Belki bu eşyalar yaratıcılıklarını daha da arttırabilmektedir. Ek olarak, yaratıcı terapi oyunları çocukların ve ergenlerin duygularını yansıtmalarında yardımcı olsun diye de kullanılmaktadır.

Eğitimin ikinci aşamasında ise vaka izlentileri yer almaktadır. İzletilecek seanslar üzerinden tartışmalar yapılacak ve yorumlarla ilgili açıklamalarda bulunulacaktır.

EĞİTİMCİ: Uzm.Psk. Mutlu Hacıosman

EĞİTİM TARİHİ:
 1 Kasım Cumartesi,  saat: 10.00 – 14.00
 2 Kasım Pazar, saat: 10.00 – 15.00
EĞİTİM YERİ: ALGI PSİKODRAMA & PSİKOLOJİK DANIŞMA MERKEZİ
Hoşdere Caddesi 146 / 2 Yukarı Ayrancı Ankara
0 312 439 90 10 – 11 
ÖZGEÇMİŞ
Uzm.Psk.P.Mutlu Esentürk Hacıosman
        1984 yılında İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden mezun oldum.1985 yılında İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda psikolog olarak çalışmaya başladım. 1991-1993 yılları arasında Adli Tıp Enstitüsü Sosyal Bilimler Dalı’nda lisansüstü programına devam ettim.1993 yılı kasım ayında “Simulasyon yapan suçlularda kişilik profilinin araştırılması” adlı tezimi teslim ederek uzman psikolog olmaya hak kazandım.
2003-2005 yılları arasında ise Üroloji Anabilim Dalı bünyesinde yer alan Cinsel Fonksiyon Bozuklukları Polikliniği’nde görev yaptıktan sonra 2005 yılı mayıs ayında buradaki görevimden emekliliğe hak kazanarak ayrıldım.
    Mayıs 2006 yılında Psikolojik Testler Derneği’nin kurulmasında görev aldım ve derneğin genel başkanlığına seçildim.


Eğitimcinin Yayınları
Rorschach Testi Nedir, Ne Değildir. Ocak 2005
Unutulmuş Evrensel Dili Anımsama Yolunda Semboller. Kasım 2006
CAT ve L.Duss Psikanalitik Oykuler Testi. Tercume ve Vaka Ornekleri  2.baski 2008
TAT (Tematik Algi Testi) Tercume ve Vaka Ornekleri 2007
Cocukta Oyunla Tani ve Tedavi Genis Kapsamli Bir Calisma 2007
Evvel Zaman İçinde Masallar vardı. Mayıs 2008.
Evvel Zaman Testi. Mayıs 2008.


Eğitimcinin Katıldığı Bilimsel Çalışmalar
Organik Olmayan Baş Ağrısı Vakalarının Çok Yönlü Bir Psikiyatrik Değerlendirilmesi. Dr.M.Kerem Doksat, Psk.Betül Yeler, Psk.Mutlu Hacıosman.Yeni Symposium Dergisi Temmuz 1993, yıl 30, sayı 3 ayrıca III.Uluslararası Ağrı Kongresi’nde tebliğ edilmiştir (3-5 Ekim 1991, İstanbul)
Ankilozan Spondilit ve Diabetes Mellitus teşhisi almış hastalarda SCL-90 yardımıyla ruhsal belirti tarama sonuçları. Dr.H.Cemal Kocabaşoğlu, Dr.Neşe Kocabaşoğlu, Dr.Dilşad Sindel, Psk.Mutlu Hacıosman,Dr.Ender Karaca, Dr.Göksel Somay. Symposium dergisi, Temmuz-Ekim yıl 1993, sayı 31, sayfa 3-4
The Relationship Between Diabetics’ Metabolic Control Levels and Psychiatric Symptomatology.A.Songar, N.Kocabaşoğlu, İ.Balcıoğlu, E.Karaca, C.Kocabaşoğlu, M.Hacıosman, G.Somay. İntegrative Psychiatry An İnternational Journal for the Synthesis of Medicine and Psychiatry. Volume 9, Number 1, 1993.
Premenstruel gerilim sendromunda prolaktin, depresyon anksiyete. Uzm.Dr.Neşe Kocabaşoğlu, Psk.Mutlu Hacıosman, Dr. Feray Karaali, Uzm.Dr.H.Cemal Kocabaşoğlu.
Birinci Uluslararsı Adolesan Çağı Kadın Sorunları ve Yeni Yaklaşımlar Kongresi, 25-29 ekim 1992,  Antalya, Türkiye.
Mental Etkinlik Ve Hipoglisemi.Uzm.Dr.Neşe Kocabaşoğlu, Doç.Dr.İbrahim Balcıoğlu, Uzm.Psk.Mutlu Hacıosman. Yeni Symposium Dergisi, 1994.

Bir Yorum

  1. selamlar nette tararken bu yazıyı gördüm. Tıp fak. de okuyorum okulumuzun psikiatri servisinin yetersiz olduğunu düşündüğüm için hocamla konuştum ve o da daha iyi olabilmesi için neler gerekiyor ararştır ve bize sun dedi; ama servisin fiziksel şartlarının nasıl olması gerektiğini bulmak gerçekten zormuş. Beni yönlendireceğiniz kitap veya web site varsa sevinirim.

    teşekkürler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir