OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM

        Aile çevresindeki koşulları ne denli iyi ve elverişli olursa olsun, çocuğu taşıtlarıyla birlikte uygun bir ortamda ve uzman eğiticilerin gözetimin
de temel öğrenim olan ilköğretime hazırlamak, daha olumlu sonuçlar vermektedir.

         Gelişmekte olan ülkemizde sanayileşmenin paralelinde, yaşam koşulları kadının çalışmasını zorunlu kılmış, bu da okul öncesi eğitimin önemini bir
kat artırmıştır.

        Yaşamın özelikle ilk üç yılında, annenin, çocuğunun eğitimiyle meşgul olması, hiçbir kişi ya da kurumdan yardım istememesi kuşkusuz en sağlıklı
yoldur. Ancak yaşam koşulları sebebiyle, annenin aileye ekonomik katkıda bulunmak üzere çalıştığı durumlarda, “bakıcı “ dan yararlanma seçeneği birçok
eğitimsel yanlışı da beraberinde getirmektedir. Çocuk model olarak kendisine bakan bu kimseyi aldığından, onun konuşmasındaki dilbilgisi hatalarını, örf
ve adetlerini taklit yoluyla öğrenecektir. Daha da önemlisi, anneye en çok gereksinim duyduğu bu dönemde anneyle fizik temastan ve duygusal etkileşimden
uzak büyücek, bu da çocuğu kişiliğini ve duygusal gelişimini önemli bir biçimde etkileyecektir.

         Büyükanne yanında bakım, aşırı hoşgörü ve şımartma nedeniyle, eğitimsel açıdan tehlikelidir. 0-3 yaş çocuğunun kurumda bakımı  da özel bir uzmanlık
iştiyor. Bu yaş çocuklarına hizmet veren kreşlerin özel hemşire, doktor, uzman pedagog ve psikologları bünyelerinde görevlendirmeleri gerekir.

ANAOKULUNUN ÖNEMİ        

Çocuğun oyun gereksinimini en iyi karşılayan toplumsal kurum, “Anaokulları “dır.

          3-6 yaş çocuklarının eğitimini gerçekleştiren anaokulunu, annenin yokluğunu giderecek bir kurum olarak değil de, annenin tek başına çocuğun üzerindeki
ilk yıllardaki rolüne katkıda bulunan ve bu rolü yaygınlaştıran bir kurum olarak değerlendirmek gerekir.

          Anaokulu, ilköğretime hazırlık olmaktan çok, ailenin dışına atılan ilk adım olarak düşünülmelidir. İlk üç yıl içinde çocuk, model olarak aldığı
anne ve babasından alabileceğini alır ve kendisine tanınan fırsatlar ölçüsünde belirli bir psiko-sosyal olgunluğa varır. Ancak bu gelişim sınırlıdır.

          Froebel’ in deyişiyle:” Anaokulunun amacı, öğrenmeye ilgi uyandırmaktır.”Anaokulu, çocuğa bilgi aktarmaktan çok, çocuğun içinde var olan yeteneklerin
serpilip gelişmesine yardımcı olur. Çocuk, anaokulunda en iyi oyun ortamını bulur,işbirliğini geliştirir,yaşıtlarıyla ilişkiye girer. Anaokulu çocuğu,
kendi hakkını korurken, paylaşmayı ve başkalarının özgürlüğünü zedelememeyi öğrenir.

          Anaokulları, çocukların sözel faaliyetlerine önem veren ve onlara hareket imkanı hazırlayan kurumlar olmalıdırlar.

          Anaokulunda renk, sayı ve kavramlar, çocuğun düşüncesine uygun bir biçimde somuta indirgenerek verilir. Parmak boya ve resim faaliyeti, su oyunu,
kum oyunu, ritmik jimnastik, bloklarla oynama önde gelen oyun dizileri arasında sayılabilir. Çocukların en hoşlandıkları dramatik oyun köşeleri, doktorculuk,
Bebekçilik, bakkalcılık köşeleridir. Çocuk en iyi ve örgütlü oyun ortamını anaokulunda bulur.

          Anaokulunun temel öğretim programı içinde insan ve hayvanları tanıtma, ülkemizi ve dünya ülkelerini tanıma, önemli olay ve günlerle, trafik, görgü
gibi çeşitli kuralları öğrenme sayılabilir.

          Anaokulu, aynı zamanda kuralları en etkili bir biçimde öğretebilen bir kurumdur. Çocuk, yaşıtlarıyla ilişkiye girerek birlikte yaşamayı, yemek
yemeyi, uyumayı ve oynamayı öğrenir. Böylece başkalarının özgürlüğünden haberdar olur,”ben” ve”başkası “ kavramlarının bilincine vararak yardımlaşma ve
işbirliği duygusunu geliştirir.

            Anaokullarının, çocukları ilköğretimlere hazırlayan birer kuruluş niteliğinde olmaları önemlerini daha da artırmaktadır. Toplumsal işlevleri
büyük olan anaokulları , çocukları barındıran değil, fakat onları eğiten ve biçimlendiren çok önemli eğitim kurumlarıdır. Bu tür kurumların yalnızca ticari
amaçla açılmaları, çocukların gelişimlerini olumsuz açıdan etkiler.

            Birlikte yaşama ve çalışmayı öğrenirken, çocuğun ayrıntılarıyla kopya edeceği, sağlıklı bir öğretmen modeline ihtiyacı vardır. Bu sebeple, anaokulu
öğretmeninin olumlu bir model oluşturmasının yanında, yeterli düzeyde pedagojik formasyona sahip olması ve mesleğini sevmesi gerekmektedir.

            Bunun yanı sıra anaokulu öğretmeni, çocuğun gelişim ve uyumundaki karmaşık psikolojisiyle, ihtiyaç duyduğu çevre koşullarını bilebilmelidir.

            Kısaca anaokulları, annesi çalışmayan çocuklar için 4 yaşından, annesi çalışan çocuklar için 3 yaşından itibaren gerekli ve yararlı kuruluşlardır.

            Ancak, burada anaokullarının nitelikli olması, amacının çocukları barındırmak değil, başarılı bir eğitim olması gerektiğini vurgulamakta fayda
vardır.

11 Yorum

  1. bence güzel hoş baya bir bilgi var ama benim konumla ilgili değil ama yinede güzel eğer öğretmen bizim kendimizin yazmasını istemeseydi ben bunu yazardım. Çünkü güzel hoş bilgili tamam öğrenciler için bir yazı

  2. çoçuk gelişimi ve orta okul çağındaki çoçuklar yani bizler için çok önemli yani okulun değerini anlayalım…. internet olmasa çoğu şeyleri yapamayız yada yapamaya biliriz….

  3. bizler internetin vede okulun değerini anlayalım böyle yerlere küfür gibi şeyleri yazmayalım

  4. bizçokuk lar iyiki varız internetin değerini bilmyenler ve okulun değerini bil meyernler bun ları tezçabuk örensinler çünkü bazı çoçuklar
    çoçuklar bu terbiyeszlerden obis opislik hreketleri yapmayalım lüt fen yaapppmmaayyaallıımm………

  5. Erken çocukluk adı verilen 0-6 yaş arası dönem, çocuğun en hızlı geliştiği, büyüdüğü ve çevresiyle etkileşimden en çok etkilendiği dönemdir. Erken çocukluk dönemindeki deneyimler beynin gelişimi için belirleyicidir. Yarının geleceği olan çocuklarımızı okul öncesi eğitimden yoksun bırakmayalım dediğiniz gibi. Bu anlamda destek veren sosyal sorumluluk projeleri de güzel çalışmalar yapmaktadır. Geçenlerde ratladığım ben de ben de projesi ve sihirli uçurtma masalı çok güzel çalışmalar yapmışlar.

  6. Yazılarınızı takdirler sunuyorum. Gerçekten okul öncesi oldukça önemli. Başarılarınızın devamını dilerim.

  7. Her ailenin bu konuda duyarlı olması gerekir. Ülkemizin geleceği bu çocukların bilgi ve becerilerine bağlı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir