ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ – REHBERLİK – PSİKOLOJİK DANIŞMA

ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ – REHBERLİK – PSİKOLOJİK DANIŞMA

 İnsan, doğumundan ölümüne kadar, fiziksel ve toplumsal çevresi ile etkileşim halindedir ve bu etkileşim süreci boyunca her an çevrenin istek ve beklentileri doğrultusunda davranışlar geliştirir. Bireyde oluşan davranış değişikliklerinin bir kısmı rastlantılarla ve kendiliğinden gerçekleşir. Bir kısmı ise yetişkinler tarafından plânlı ve kasıtlı olarak gerçekleştirilir. Bireyde toplumca istenen davranışları geliştirme sürecine “EĞİTİM” adı verilmektedir. Örgün eğitim, bu davranış geliştirme işlemini plânlı bir biçimde gerçekleştirme sürecidir.
 Her bireyde, gereksinmelerini karşılama ve gizilgüçlerini gerçekleştirme yolunda doğal bir eğilim vardır. Eğitim, bireylerdeki bu eğilimi, toplumun beklentileri doğrultusunda karşılama yolunda davranışlar kazandırma süreci olarak düşünülebilir, Öyleyse eğitimin amacı, genel anlamda, bireyin özünü gerçekleştirmesine ve topluma yararlı olmasına yardımcı olmaktır.
 Özellikle1950’lerden sonra üzerinde sıkça konuşulup yazılan rehberlik kavramı, okullarımızda çocuklarımızın yalnızca kuru bilgiler yüklenerek yetişmeleri yerine, kişiliklerini kazanmış, yeteneklerini işleten, edindikleri bilgileri günlük yaşam çözümlerinde kullanabilen, akılcı, yaratıcı, yapıcı, duygu ve düşünceleri dengeli yürüten, sevgi dolu, toleranslı (tahammüllü ve hoşgörülü), ulusal kültürel değerlerine sahip yurttaşlar olarak gelişmelerini sağlamak için eğitim sistemimizin bir parçası olmaya başlamıştır.
 Öyleyse, çocuğa belli temel bilgileri veren sınıfların yanında onun “kişi” olarak her yönden gelişmesini amaçlayan bu etkinlikler ve hizmetler nelerdir? Öğrenci kişilik hizmetleri, rehberlik ve psikolojik danışma denen bu kavram ve etkinlikler nelerdir? Okuldaki öğretim etkinlikleri yanında nasıl yer alır ve yürütülür?

ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ
 
 Okul denen eğitim kurumu, toplumda genç kuşaklara öğretilecek şeylerin “düzenli ve etkili” bir şekilde, “yetkili” kimselerce verilmesi amacıyla ortaya çıkmış ve gelişmiştir. Öyleyse okul, temel yönüyle, genç kuşaklara, kişinin ve toplumun gereksinimi olacağı düşünülen bilgi ve becerileri “öğretmek” amacına yöneliktir. Bu etkinlikler, öğrenci-öğretmen ekseni çevresinde döner.
 Öğrenci-öğretmen arasında gerçekleşen öğretim etkinliklerini daha kolaylaştırmak ve etkili duruma sokmak için  yapılan diğer bir grup etkinlik daha gelişmiştir. Bu etkinlikler grubu da “yönetim etkinlikleri”dir. Asıl amaç, öğretimdir. Ama okuldaki bu iki etkinlik “grubu”, yani “Öğretim” ve “Yönetim” etkinlikleri, çocuğun bir bütün olarak her yönden gelişmesini sağlamaya yeterli olabilecek midir?
 Yeni ruhbilimsel (psikolojik) bulgular, kişiler arasında geniş bireysel farklar olduğunu, ve çocukların eğitiminin bu bireysel farklar dikkate alınarak yapılması gerektiğini ortaya koydu. Bu durumda, okullardaki öğretim ve yönetim etkinliklerinin öğrenciyi tüm bir varlık olarak eğitme işine yeterli olamadığı görülmüştür. Böylece okullarda bir üçüncü etkinlik grubunun gerekliliği ortaya çıkmıştır.
 Bu grup, öğrenci seçimi ve okula alıştırılması, öğrenci sağlık işleri, öğrenci kol etkinlikleri, disiplin işleri, beslenme ve barınma durumu, burs ve parasal yardım, toplumsal etkinlikler, öğrencinin kişisel, mesleksel, eğitsel, dinsel ve felsefî sorunlarında kişisel yardım ve benzeri etkinlikleri içine alır. Bu etkinlikler, öğrencinin tüm ve en olumlu-yararlı (optimum) derecede gelişip büyümesi için gerekli ortamı hazırlayan etkinliklerdir. Okuldaki bu üçüncü etkinlik grubuna ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ denir. Rehberlik ve psikolojik danışma etkinlikleri, öğrenci kişilik hizmetleri içinde yer alan etkinliklerdir.
Öğrenci kişilik hizmetleri, okulun öğretim ve yönetim etkinlikleri ile çok yakından ilgili olmakla birlikte, her ikisinden de farklıdır. Çünkü öğretmen de, yönetici de temel olarak öğretim sorunlarıyla ilgilenmektedir. Dolayısıyla öğrenci kişilik hizmetleri, ayrı bir çalışma ve uzmanlık alanını oluşturmaktadır.
 Öğrenci kişilik hizmetleri ile uğraşan bu alanda eğitim görmüş uzmanlar, öğrencinin öğretim etkinliklerinden en yüksek derecede yararlanmasına, derslerini öğrenirken gerekli en yüksek çabayı gösterebilmesi için onun baskı, gerginlik ve engellerden uzak kalmasına yardım etmeye çalışır. Yönetici ve öğretmen, öğrenci grubunun öğrenmesi üzerinde dururken, öğrenci kişilik hizmetleri elemanları, her bir öğrenciyi özgün olarak ilgilendiren etkinliklere önem verir.
 Öğrenci kişilik hizmetleri; a) Klinik hizmetler (psikolojik, öğrencinin toplumsallaşmasına yardımcılık ve psikiyatrik hizmetler), b) Rehberlik hizmetleri, c) Öğrenci devamını takip hizmetleri, d) Sağlık hizmetleri, e) Özel eğitime gereksinmesi olan çocuklarla ilgili hizmetler, olarak gruplandırılabilir.
 Öğrenci kişilik hizmetleri, bir plân ve program içinde, sistematik bir biçimde, bir örgüte bağlı olarak yönetildiği ve öğretmenler ve okul yönetimi ile birlikte yürütüldüğü takdirde etkili sonuçlar verebilir.

REHBERLİK

 Rehberliğin çok çeşitli tanımları yapılmıştır. Birkaç örnek :
 “Rehberlik, gizilgüçlerini ve niteliklerini anlaması ve bunların toplumsal gerekliliklerle ve fırsatlarla daha etkili bir biçimde ilişkilerini kurması, toplumsal ve ahlaksal değerlerle uyum halinde yaşaması için, bireye eğitim ve yorumlama yolu ile yapılan sistematik ve profesyonel bir yardımdır.” (Matthewson)
 “Rehberlik, sorunlarını çözmesi ve içinde yaşadığı toplumun özgür ve sorumlu bir üyesi olabilmesi için bireye yardımcı olacak deneyimler kazandırma programıdır.” (Glanz)
 “Rehberlik, bireyin kendini ve çevresini anlaması ve bu yolla gizilgüçlerini kullanabilmesi için yapılan yardım sürecidir.” (Peters ve Shertzer)
 “Rehberlik, bireyin kendini ve çevresini tanımasına yardım sürecidir.” (Shertzer ve Stone)
 
 Konu edilen tanımları incelersek, rehberliğin bireyde gerçekleştirmeye çalıştığı amaçları şu şekilde özetleyebiliriz:
 1. Kendini tanıması, 2. Çevrede kendisine açık olan fırsatları öğrenmesi, 3. Gizilgüçlerini geliştirmesi, 4. Çevresine uyum sağlaması.
 Belirtilen bu amaçların ilk ikisi, bireyin kendisi ve çevresi hakkında doğru ve ayrıntılı bilgi edinmesi gereğini vurgulamaktadır. Bireyin kendini tanıması ile, bedensel ve zihinsel yeteneklerini, hoşlandığı ve hoşlanmadığı etkinlikleri, psikolojik gereksinmelerini, yaşamdan neler beklediğini, tutum ve değerlerini tanıması amaçlanmaktadır. Kişinin kendini tanımasına yardımcı olmak, rehberliğin birinci işlevidir.
 Bireye toplumda açık gelişme olanakları ve uyması gereken kurallar hakkında bilgi verme, rehberliğin ikinci işlevidir. Bu hizmet, öğrenciyi, yetenek ve ilgilerine göre uygun okullar, programlar ve meslekler hakkında aydınlatma, ona görgü ve disiplin kuralları hakkında bilgi verme gibi etkinlikleri kapsar.
 Rehberliğin en önemli işlevi, bireyin kendisi ve çevresi hakkında edindiği bilgileri özümlemesine ve doğru, sağlıklı tercihler yapabilen bir kişi olmasına yardımcı olmaktır. Bu da “psikolojik danışma” adı verilen ve bireysel ya da grupla yürütülen özel bir etkileşim yöntemi ile gerçekleştirilen bir hizmettir.
 Söz edilen rehberlik tanımları temel alınarak rehberliğin anlamında temel olabilecek şu genellemelere ulaşılabilir:
 1- Rehberlik bir süreçtir. Rehberlik, bir anda olup biten bir iş değildir. Bunun için rehberlik hizmetleri süreklidir. Rehberlik yardımı yalnızca okulda değil, gereksinme duyulduğunda insanın bulunduğu her yerde vardır. Rehberlik, belirli basamakları bulunan ve birbirine dayalı olan bir dizi etkinlikleri kapsar.
 2- Rehberlik bireye yardım etme işidir. Rehberlik yardımı, psikolojik bir yardımdır. Ancak, rehberlik yardımı, bir yol gösterme, öğüt verme, bilgi verme yardımı değildir. Psikolojik yardım olarak rehberlik ancak, psikolojik ilişkiler içinde gerçekleştirilebilir. Rehberlik yardımı amaçlı bir yardım olduğu için psikolojik ilişkilerin kurulması da kuşkusuz, belirli ortamlarda, belirli koşulların sağlanmasına bağlıdır.
 Yardım etme süreci iki boyutludur.: Bir yanda yardım eden kişi, diğer yanda yardım alan kişi ya da kişiler vardır. Bunlar arasındaki ilişkiler asla tek yönlü değildir. Her iki tarafın da istekliliği ve gönüllülüğü esastır. Rehberlik yardımınının etkililiği, yardımı alanın istekliliği ve bu yardımı almaya hazır oluş derecesi ile yakından ilgilidir.
  3- Rehberlik yardımı bireye dönüktür: Okul ortamında rehberliğin ilgilendiği birey öğrencidir. Öğrenci türlü kişilik özellikleri bulunan ve gelişmekte olan bir kişidir. Her öğrenci, geliştirilebilecek bir kapasiteye sahiptir.  Bu nedenle, günümüzde psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri eğitim sürecinin ayrılmaz ve tamamlayıcı bir yanını oluşturur. Rehberlik anlayışında genel olarak her birey değerlidir. Bütünü ile işe yaramayan bir birey düşünülemez. Yine rehberlik anlayışında problemleri olsa da her birey, “normal” kabul edilir. Normal olarak her birey, rehberlik yardımına gerek duyabilir. Rehberlik, bireyi üzen ve kaygılandıran her türlü problemle yakından ilgilenir.
 4- Rehberlik, bilimsel ve profesyonel (uzmanlık gerektiren) bir yardımdır. Rehberlik ve psikolojik danışma alanı, öğrenime dayalı, özel bir uzmanlık alanıdır. Onun için rehberlik hizmetleri bu alanda yetişmiş uzman kişilerce profesyonel bir düzeyde sunulduğu takdirde etkili olabilir. Okullarımızda okul rehber öğretmenleri, koşullar gereği şube rehber öğretmenlerine koordinatörlük yapan kişi konumundadır. Her öğretmen, görevi ve işlevi gereği doğal olarak bir rehberdir, rehber olmak durumunda ve zorundadır. O, en azından amatör bir rehberdir. Bu nedenle, kendisine sorumluluğu verilmiş öğrencileri ile ilgili olarak yapacağı rehberlik konusunda belirli bir düzeyde çağdaş rehberlik anlayışına uygun bilgilere sahip olmak durumundadır. Yoksa bilimsel temele dayanmayan bilgilerle, yöntem ve tekniklerle rehberlik diye yapılan şey, abesle iştigalden başka bir şey değildir ve öğrenciye yarardan çok zarar verir. Anlaşılacağı üzere rehberlik, belirli beceri, yöntem ve tekniklerin arka arkaya uygulanması, formalitelerin yerine getirilmesi biçiminde sürdürülen bir teknisyenlik hizmeti değildir. Öğretmen, öğrenciye yararlı olabilecek, olumlu yansıyacak bir takım bilimsel verilere, bilgilere sahip olmalıdır ki öğrenciye öğrenciye gerekli olanı verebilsin, yardımı yapabilsin, çalışmaları olumlu ve yararlı sonuçlara ulaşabilsin.
 5- Rehberliğin temeli, bireyin kendini gerçekleştirmesine yardım etmektir. Erişilmek istenen bir sonuç olarak bireyin “kendini gerçekleştirmesi”, rehberlik yardımı ile bireyin kendini anlaması ile mümkündür. Bütün özellikleriyle kendini anlayan, tanıyan birey, kendi dünyasını daha gerçekçi bir gözle bakabilir ve bu şekilde, çevresine daha dengeli ve sağlıklı uyum yapabilir. Özetle, bireyin kendini anlaması, problemlerini çözebilmesi, kendine uygun seçimleri yaparak gerçekçi kararlar alabilmesi, kendi kapasitelerini en uygun bir düzeyde geliştirebilmesi, çevresine dengeli ve sağlıklı bir uyum yapabilmesi, vb psikolojik danışma ve rehberlik yardımının temelini oluşturan ve bireyin kendini gerçekleştirme düzeyini geliştiren belirgin sonuçlardandır.
 Tüm bu anlatımlardan sonra rehberliğin anlamını daha açık bir biçimde veren şöyle bir tanım yapılabilir : Rehberlik, kendini anlaması, problemlerini çözmesi, gerçekçi kararlar alması ve sağlıklı bir uyum yapması ve böylece kendini gerçekleştirmesi için uzman kişilerce bireye yapılan psikolojik yardımlardır.

PSİKOLOJİK DANIŞMA

 Gerek öğrenci kişilik hizmetlerinden, gerekse rehberlik  hizmetlerinden söz ederken sıklıkla psikolojik danışma kavramından da söz edilir. Çünkü psikolojik danışma, öğrenciye yapılan rehberlik çalışmaları içerisinde yer alan daha özel bir uygulama ve uzmanlık alanıdır.
 Psikolojik danışma, gelişim süreci içinde kendilerini tanıma, kabul etme ve kendilerini gerçekleştirme isteği gösteren kişilere, bireysel olarak ya da grupta, bu işi kendilerine meslek edinmiş olan uzmanlarca yapılan kendine özgü bilgi, ilke ve teknikleri olan düzenli ve sürekli bir yardımdır.
 
 Psikolojik danışma gereksinimi duyanlar, ne istediklerini bilen; ama, sorunlarına ilişkin çıkış yolunu göremeyen, bulamayan kişilerdir. Yoğun, kökleri çok derinde olan ve ortadan kaldırılması yıllar isteyen kişilik bozuklukları, psikolojik danışma alanının dışında kalmaktadır. Bu tür sorunların çözümü, psikolojik danışmanın değil, ruh doktorunun (psikiyatristin)  görev alanına girmektedir. Dolayısıyla psikolojik danışma ile psikoterapiyi karıştırmamalıdır.
 Kişide birtakım gelişim sorunları, genellikle, kişinin başkalarınca seçilmiş olan bir dış örneğe ya da ülküye uygun davranışlar göstermeye zorlanması ile ortaya çıkmaktadır. Kişi, söz konusu davranışları gösterince ödüllendirilme; göstermeyince, cezalandırılma gibi bir tutum karşısında, sorunlarını pekiştiren savunma düzenekleri (mekanizmaları) geliştirmektedir. Bu düzenekler, kişinin kendi doğasına uygun etkin bir uyum göstermesine engel olmaktadır.
 Psikolojik danışmanın amacı, böyle kişilerin, yeni durumlara uyumlarını güçleştiren savunma düzeneklerini yıkmalarına; bunların yerine, kendi doğalarına uygun, sorun çözücü, gizilgüçlerini gerçekleştirici davranışlar geliştirmelerine yardımcı olmaktır.
 Psikolojik danışmada genellikle, sorunlarının nedenlerini kendi dışında arayan kişinin, gözlenen davranışlarının altında yatan nedenleri görmesine çalışılmaktadır. Bu sağlandığı zaman, kişiye kendini ve çevresini yanlış görmesine, yanlış değerlendirmesine neden olan ve uyumunu engelleyen kavram, değer, tutum ve davranışlarını değiştirme yolu açılmış olmaktadır. O nedenle psikolojik danışma, bir toplumsal öğrenme etkileşimi olarak görülmektedir.
 Psikolojik danışman, danışanın yardımıyla, onun, bastırdığı istek ve eğilimlerini, bilincinde olmadığı iç çatışmalarını, çarpık benlik algılamalarını, dirençlerini çözümlemekte ve  bunların anlamlarını kavramalarına yardım etmektedir. Onun, kendi yeteneklerini, zayıf ya da güçlü yanlarını tanımasını sağlamaktadır.
Bunun sonucunda kişiye, kendini ve olanaklarını gereği gibi anlama; sorunlarının çözümünü buna göre plânlama ve sorunlarını çözmeyi başaracak gelişimi gösterme yolu açılmaktadır. Kişi, olumsuz duygu ve düşüncelerinin kaynaklarını ortadan kaldırarak, sürekli kaygı, korku ya da öfkelerinden kurtulmakta; kendi gerçeğini görmeyi başarınca, başkalarını da sağlıklı biçimde algılamaya başlamakta ve onlarla tutarlı iletişim kurmaktadır.
 Psikolojik danışmayı gerçekleştiren danışman ile danışmaya katılan danışan ya da danışanlar arasındaki ilişkiler, hem iki yabancı kişinin konuşup görüşmesi gibi resmî; hem de son derece yakın ve güvenli olacaktır. Bu ilişkide, lâubaliliğe yer yoktur.
 Okullarda daha çok, başarısızlık, davranış kararsızlığı gösteren; başkalarıyla olumlu ilişkiler kuramayan öğrencilerin, öğrenci yakınlarının, bu sorunlarına hazır çözüm yolları önermesi için danışmana başvurdukları görülmektedir. Öğrenciler, bu sorunlarının, birtakım iç çatışmalarının görüntüleri olduğunu çoğu kez ayırt edememektedirler. Oysa bu tür sorunlar, uzun sürede oluşmuş olduklarından, bunların çözümleri için de uzun süreli danışmaya gerek duyulacaktır. Bu nedenle beklendiği gibi, hazır reçete vermek hem olanaksızdır, hem de böyle bir uygulamanın, psikolojik danışmada yeri yoktur. Ne yazık ki birçok  öğretmen de psikolojik danışmandan hazır reçete ve en kısa zamanda çözüm beklemektedir. 

2 Yorum

  1. ben bu konu hakkında yorum yapamicam ancak benim yardıma ihtiyacım var.şu an psikolojik sorunlar yaşıyorum bana yardımcı olurmusunuz lütfen yardıma ihtiyacım var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir