Konuşma Bozuklukları
Konuşma ve dil gelişimi iletişim ve sosyal hayatın en önemli öğesidir. Kişi iletişim araçları ile kendini ifade eder ve hayatını devam ettirir. İnsanlar arasındaki iletişimin en önemli olanı sözel iletişim olup, bunun da temel elemanları işitme, ses, konuşma ve lisandır. Bu elemanlardan herhangi birisinde ortaya çıkabilecek bir sorun, kişinin yalnız çevresi ile iletişimin bozulmasına neden olmakla kalmayıp, aynı zamanda kendisi ile de hem organik hem de psikolojik sorunlar ortaya çıkmasına neden olabilir.
İnsanoğlu doğuştan konuşma organlarına ve ses üretme yetisine sahip olarak doğar. Ancak konuşma becerisini sonradan kazanmaktadır. Dil kazanımı insanların yaşamları sırasında başardığı en karmaşık işlemlerden birisidir. Genellikle çocuklar dili kendi doğal çevrelerinde herhangi bir sorunla karşılaşmadan kazanmaktadır. Bu nedenle dil kazanımının ne kadar karmaşık bir süreci içerdiği özellikle dil gelişiminde bir bozukluk olduğunda görülmektedir.
Konuşma bozuklukları, bazen yapısal bazen de fonksiyonel nedenlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bir çok nedene bağlı konuşma sorunlarından söz edilebilir. Ancak aşağıda üç çeşit konuşma bozukluğuna değinilecektir.
Gecikmiş Konuşma
Fonolojik Bozukluk (Artikülasyon Bozukluğu)
Kekemelik – Ritim Bozukluğu
Gecikmiş Konuşma : Çocuğun konuşması yaşından beklenenden çok geri ya da konuşma gelişimi açısından çok daha yavaşsa, o çocuğun konuşması gecikmiş konuşma olarak adlandırılır. Sözcük sayısı az olabilir, cümle kurmada zorlanabilir. Daha çok jest ve işaretlerle kendini ifade etmeye çalışır. Nedenleri arasında zor doğum, bozuk beden sağlığı, alt ve üst solunum yolları rahatsızlığı, iç salgı bezlerinin yetersizliği, dil, gırtlak kası iltihabı, uygun olmayan çevresel koşullar (uyaranların az olması, anne-babanın tutum hataları gibi) ve duygusal bozukluklar (otizmde de geç konuşma görülmektedir) sayılmaktadır.
Fonolojik Bozukluk (Artikülasyon Bozukluğu) : Konuşma seslerinin yanlış çıkartılması ve dilde farklı bir anlam yaratan seslerin oluşturulmasında zorluğu içerir. Kişi, yaşına ve lehçesine uygun, gelişimsel olarak çıkartması beklenen sesleri çıkartamaz. Bozukluğun şiddeti, konuşmada küçük ve önemsiz aksaklıklardan tamamen anlaşılmayan bir konuşmaya kadar değişebilir. Küçük çocuklarda bu durum sıkça görülmekle birlikte zamanla düzelmektedir. Yaş ilerledikçe beklenen düzelme gerçekleşmiyorsa yardım gerekebilir. Nedeni yapısal ve nörolojik kökenli olabilir.
Kekemelik (Ritim Bozukluğu) : Konuşmanın akışında, ritminde veya akıcılığında bir bozukluk olması durumudur. Kekemelikte konuşmadaki ritim bozukluğunun yanı sıra kaslardaki aşırı kasılma, yüzde, ellerde ve ayaklarda tikler görülebilir. Konuşmada tekrarlamalar, bloklar, uzatmalar ve eklemeler görülebilir. Nedenlerine yönelik birçok görüş olmasına rağmen, organik ve çevresel etkenler üzerinde durulmaktadır. Genellikle 2-7 yaş arasında ortaya çıkar, en çok 3-5 yaş arasında görülür. Erkek çocuklarda daha ağır seyreder. Kız-erkek oranı 1/5 tir. Yapılan araştırmalara göre kekemelik görülen kişilerin ailelerinde de kekemelik oranı yüksektir. Gerginlik ve kaygı kekemeliği artırır. Kekemelik başladıktan sonra; tırnak yeme, tikler, gece-gündüz işemeleri, korkular, obsesif davranışlar, hırçınlık gibi ek belirtilerde görülebilir.
çocuklarda görülen konuşma bozuklukları nasıl tedavi edilir?