KİŞİLİK BOZUKLUKLARI
**Uzman Psikolojik Danışman Ibrahim ELİBAL**
Kişilik özelliklerini esneklikten yoksun bir nitelik kazanarak kişinin çevresiyle ilişkilerinde zorlanmasını ya da kendi içinde sıkıntılara neden olacak boyutlarda yaşanmasını tanımlar. Kendisini ve çevresini algılamasında ve ilişkilerinde katı bir değişmezlik gösteren bu özellikler nedeniyle kişi, yaşadığı durumlara uygun tepkiler vermek yerine her türlü durumda birbirinin benzeri tepkiler verir.
Bu özellikler çoğu kez ergenlik döneminde bazen de yetişkinliğin ilk yıllarında ortaya çıkar ve giderek belirginleşir. Kişilik bozukluğu gösteren insanlar genellikle bu özelliklerinin doğrudan şikayet konusu etmezlerse de yaşamlarında etkin olmamaktan ya da ilişkilerinde aksaklıktan ötürü rahatsızdırlar.
Kişilik bozukluklarını 3 bölümde toplayabiliriz:
1) Başkalarınca yadırganabilecek alışılmışın dışında davranışlarla belirlenen paranoit, şizoit ve şizotip kişilik bozuklukları bulunur.
2) Dramatik duygusal ya da iniş çıkışlı davranışlarla belirlenen bu kişilik bozukluğunda; antisosyal, histiriyonik ve narsistik kişilik bozuklukları bulunur.
3) Kaygı ve korkularla belirlenen kaçınan, bağımlı, opsesif kompesif ve pasif saldırgan kişilik bozukluklarıdır.
NORMAL GELİŞİM
Cinsel olgunlaşmanın aşamalarından önemli bir saplanma ve gerileme olmaksızın başarılı bir şekilde geçmek dış dünya ile etkili bir şekilde başedebilen benlik geliştirmek, yapıcı özdeşleşmeler ve benliğin işlevini fazla sınırlamaksızın alt benlik olan İd’in enerjisini boşaltacak savunma mekanizmaları geliştirmek olarak görülmektedir.
Normal gelişim fiziksel enerjinin ruhsal aygıtın üç sistemi olan alt benlik, benlik ve üst benlik arasında sürekli olarak dağıtımını içeren dinamik bir süreçtir.
Kişiliğin üç birimi alt benlik, benlik, üst benlik doğal olarak birbirleriyle çelişki içindedir. Bu çelişki psikolojik faaliyetlerin temelini oluşturur. Kaygı ve savunma mekanizmaları bu çatışmadan doğar. Kaygı duygusunun şiddeti artarsa nevroza dönüşür. Savunma mekanizmaları kaygı büyüyüp şiddetlenmedikçe benlik bu şiddetteki kaygıyla başa çıkabilmek için savunma mekanizmalarına başvurur. Savunma mekanizmaları kaygıyla başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranış biçimidir.
KİŞİLİĞİN GELİŞİMİ
Freud çocukluğun bazı psiko-seksüel aşamalarından geçerek yetişkinlik çağına ulaştığını söyler.
Kişilik gelişiminde içe dönüklük ve dışa dönüklük önemli bir yer tutar. İçe dönük kimsenin düşünceleri ve ilgileri iç dünyalarına doğru yönelmiştir. Diğer kimselerle az birlikte olurlar.
Dışa dönük kimse, sürekli başkalarıyla beraber olmak ister. Yalnız kalmak istemez.
Bir kimsenin etkin bir yaşam sürdürebilmesi için bu iki yönü denge içinde tutması gerekmektedir. Kişilik sorunlarının ortaya çıkmasında ikisi arasındaki dengesizliğin yeri önemlidir.
Kişilik gelişiminde insanları ortalama insan, nevrotik insan, artist insan olarak üç bölümde ele alabiliriz.
Ortalama insan; toplum için oldukça yararlı bir kişidir ve çevrede saygı görür. Ne var ki çoğu kez kendisini değersiz hisseder. Öte yandan özdeşleştiği toplumda bir değişim olursa çevresindeki olayların kurbanı olabilir. Toplum bir karışıklık döneminden geçiyorsa şaşkınlığa düşebilir.
Artist insan; herhangi bir işçi ya da bir ev kadını olabilir. Bu tip insanın tercih ettiği yol pekte kolay değildir. Gerekli dengeyi sağlayabilmek için zaman zaman nevrotik davranışlara başvurabilir. Ancak artist bir yandan kendi istemini gerçekleştirirken diğer yandan insanlarla yaratıcı ilişkiler kurarak beraberlik ihtiyacını da karşılar.
Nevrotik insan; engellenmiş bir artisttir. Bu tip kişiler yaşamın karşıt eylimlerini birleştirebilmek için çaba göstermiş ancak bunu başaramamış kişilerdir. Ayrılma çabasında o denli ileri gitmiştir ki, ait olduğu kültürle özdeşleşme imkanını yitirmiş, değişmeye karşı direnç geliştirmiştir. Nevrotik, uyum yapma çabasında yenilgiye uğramış ortalama insandan çok farklıdır. Daha kolay bir çözüm bulamadığı için bunun ötesinde çare arayan kişidir.
Kişiliğin gelişiminde ve normallik konusunda bir çok kuram açıklama yapmış, fikirler öne sürmüşlerdir. Ancak biz burada önemli olan kuramlardan kısaca bahsedeceğiz.
İnsancıl görüş; insanı büyük ölçüde kendi kendisinin mimarı olarak görürler. İnsanı temelde iyi, akılcı, sosyal ve ileri doğru gelişmeye istekli bir varlık olarak görürler. Ruh sağlığında olmaması gerekenleri belirtmek yerine, olması gerekenlerin belirtmenin görüşündedirler. Bu nedenle ruh sağlığını tamamlarken dinamik ve ileri doğru gelişim vurgulayan boyutların belirlenmesi gereğini vurgulamışlardır.
Fromm’a göre ise; sağlıklı insan üretken kendi kendine yabancılaşmamış, üst düzeyde ait olma duygusu geliştirmiş, hayvansal doğasını aşmış, insanlarla sevecen ilişkiler kuran, aklını nesnel gerçeği kavramak amacıyla kullanan, gereksinimlerinin farkında, insan olarak gelişmeye devam eden, kendinden ve yaşantılarından hoşnut, sevme ve yaratma yeteneğine sahip insan olarak tanımlanmaktadır.
Gerçeklik ve akılcı duygusal yaklaşıma göre; psikolojik olarak sağlıklı kişi, çevresindeki dünyanın gerçeğini inkar etmeyen kişi olarak tanımlar. Bu kişi, dünyaya kendi bakış açısını kaybetmeden, insanlarla, olaylarla, davranışlarla ve duygularla baş edebilir. Sağlıklı kişinin bir özelliği de sorumluluk almasıdır. Sorumlu bir biçimde davranmak insanların, sevgi ve değerli olma gereksinimlerini karşılamasına yardımcı olur. Böylece başarılı kimliğe ulaşır.
Transsaksiyonel yaklaşıma göre de; sağlıklı insan, kazanan olarak tanımlanır. Kazanan insan, kendi gerçeğini yazar, kendini tanır, sorumlu bir kişidir. Kendini gerçekten olduğu gibi gösterir. Zamanını oyun oynayarak, diğer insanları kontrol ederek, tuzak kurarak geçirmez. Bu görüşte her bir şey Ana-baba, çocuk, yetişkin olmak üzere 3 benlik durumuna sahiptir. Sağlıklı kişi bu 3 benlik durumunu dengeli olarak kullanır. Kazanan spontandır. kendi düşündüğünü yapar, sorumluluk taşır, anı yaşar, kendini geliştirir ve diğer insanlarla ve dünyayla ilgilidir. Sorunlara kendi beyniyle çözüm bulur, başkalarının beyinlerini ödünç olarak kullanmazlar.
insanlar kişilik bozukluklarını hep saklarlar. kendi zayıflıklarını başkalarına söverek ya da çamur atarak kendilerini saklarlar. işte böyle kişiler hep tehlikelidir. hiç mutlu olamzlar.
Bence çok güzel ABdurreman…………………………..