Braille Yazının Önemi

BRAILLE YAZININ ÖNEMİ

Görme engellilerin dünyasını değiştiren ve aydınlatan bir buluşun sahibi olan Louis Braille 4 Ocak 1809’da Fransa’da doğmuştu. Küçük yaşlardan beri meraklı olan Louis Braille’in hayat öyküsü şöyle.
Çocukluğun verdiği bir merak nedeniyle bir gün tek başına babasının çalıştığı ayakkabı tamir atölyesine girmiş, eline geçirdiği bir bıçakla derileri kesmeye çalışırken bıçak elinden kayarak sol gözüne saplanmıştı. Babası çocuğu hemen doktora götürmek yerine mahallede bir kadına götürmüş ve bu kadının uyguladığı yanlış ilaç ve tedavi sonucu Louis Braille’in gözü iyileşmek yerine tamamen kapanmıştı.
Üstelik iltihap sağ gözüne de geçerek her iki gözünün kapanmasına yol açmıştı. Daha sonra doktora götürülen Louis Braille için yapılacak bir şeyin kalmadığı anlaşılmıştı. Louis Braille okul çağına geldiğinde varlıklı bir kişi olan Valentin Pauy tarafından 1730’da Dünyada ilk olarak Paris’te açılan körler okuluna gönderildi. Bu okulda görme engellilerin eğitimi sadece kulak yoluyla ve ezberleme yöntemiyle yapılıyordu. Valentin Hauy gören insanların kullandığı yazıyı kabartma çizgiler haline getirerek görme engellilerin okuyabileceğini düşünmüş ve karar vermişti. Ancak sonuç başarılı olmamıştı. Çünkü, bu şekilde oluşturulan yazılar görme engelliler tarafından çok büyük bir güçlükle okunuyordu. Bu yöntemle yazılan kitaplar çok hantal ve kabaydı.
Louis Braille özel bir yazı sistemi üzerinde çalışmalarını sürdürürken aklına gelen her yöntemi denemeye başlamıştı. İplerden, çivilerden, çubuklardan ve kurşunlardan yararlanmaya çalıştı. Bu sıralarda Fransız ordusunda görevli bir subay, geceleri askerlerine düşmandan habersiz gizli emirler göndermek amacıyla bir yazı sistemi geliştirmişti. Gece Yazısı adını verdiği bu sistem çizgi ve noktalardan oluşuyordu. Çharles Barbier adlı bu subay bir gün Paris’teki Körler Okulunu da ziyaret ederek geliştirmiş olduğu bu yazıyı okul müdürüne gösterdi. Bu yazının görme engelliler tarafından da kullanılabileceğini düşünüyordu. Ancak okul müdürü yazıyı inceledikten sonra görme engelliler için bu yazının uygun olmadığına karar verdi. Çünkü, bu sistem çok sayıda noktalardan ve çizgilerden oluşuyordu ve oldukça karmaşıktı. Bu arada Louis Braille de Charles Barbier adlı subay tarafından geliştirilmiş olan yazıyı incelemiş ve o da bu yazının görme engelliler için uygun olmadığı kanaatına varmıştı. En uygun yazı sisteminin nasıl olması gerektiği konusunda Louis Braille’in kafasında bazı ip uçları belirmeye başlamıştı.
Böyle bir yazının çizgilerden değil sadece noktalardan oluşması gerektiğini düşündü. Artık sıra noktaların sayısı üzerinde en doğru kararı vermeye gelmişti. Louis Braille yaptığı sayısız denemeler ve uzun süren çalışmalar sonunda 1825’de 6 noktadan meydana gelen bir yazı sisteminin, görme engelliler için en uygun sistem olduğuna karar verdi. Daha sonra 6 noktadan oluşan bu yazı sistemiyle alfabedeki harfleri oluşturdu.
Louis Braille bulduğu yazı sistemini, istediği biçimde geliştirdikten sonra gizli gizli okuldaki arkadaşlarına öğretmeye başladı. Kağıt üzerine noktalarla kabartılmış bu yazı arkadaşları tarafından da çok beğenilerek büyük bir kabul gördü. Ancak öğretmenler bu yazının okulda kullanılmasına karşı çıkıyorlardı. Yazının çok karmaşık olduğunu, görme engellileri diğer insanlardan farklı duruma sokacağını ileri süren öğretmenler tepki gösteriyorlardı. Louis Braille’in bütün mücadelesine rağmen görme engelliler için icat etmiş olduğu yazı ölümüne kadar kendi okulunda resmen kabul edilmedi. Breyl yazının icadı sayesinde görme engellilerin önündeki engellerden önemli birisi ortadan kaldırılmış ve onlar için yeni ufuklar açılmış oluyordu. Görme engelliler içinde bundan böyle okuma yazma ve yazılı kaynaklardan yararlanma kendilerini diğer insanlarla eşit düzeyde geliştirme olanağı doğuyordu. Onlar için de artık okul, kütüphane, dergi, kitap gibi kavramlar somut kavramlar olmaya başlıyordu.

Louis Braille tarafından geliştirilen Braille Alfabesi görme engelliler için bir ışık kaynağı olmuş, geleceğe açılan yolda emin adımlarla ilerlemelerini sağlamıştır.

2 Yorum
  1. 19 Ağustos 2008
  2. 30 Nisan 2009

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir