ZABİT VE KUMANDAN İLE HASBİHAL
KİTABIN YAZARI Nuri CONKER – M.Kemal ATATÜRK
YAYINEVİ VE ADRESİ Kültür Bakanlığı / Ankara Ankara Basım Tesisleri
BASIM TARİHİ 1981
KİTABIN YAYIM AMACI Türk Silahlı Kuvvetlerine Örnek ve İlham Kaynağı Olması Amacıyla.
KİTABIN ÖZETİ :
HASAN ALİ YÜCEL’İN KİTAP HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ :
Hasan Ali YÜCEL kitabı tanıtan yazısında öncelikle Nuri CONKER’i tanıtmaktadır. Kendisinin okul hayatından sonra yurtdışı dahil bulunduğu yerleri, gösterdiği başarıları ve aldıkları madalyaları sözkonusu ederek Nuri CONKER’in ATATÜRK’ün çok yakın arkadaşı olduğunu anlatmaktadır. Ayrıca ÇANAKKALE Savaşlarında yararlılık gösterdiği için ATATÜRK tarafından CONKER Soyadı ile çağrılan Nuri CONKER’in bu kitapta RUMELİ yenilgisinin nedenleri üzerinde durduğunu ancak ATATÜRK’ün önderliğindeki KURTULUŞ savaşından da hiç bir zaman ümidini kesmediğini anlatmaktadır.
1 NCİ KISIM : ZABİT VE KUMANDAN (Nuri CONKER)
BİRİNCİ BÖLÜM : GİRİŞ
Giriş bölümünde harp tarihinin askerlere tecrübe kazandırdığı, harp oyunları ve tatbikatların savaşın birer taklidi olduğu asıl tecrübenin savaşla kazanıldığı, birçok komutanın savaşı bizzat yaşayarak tecrübe kazandığı, Alman ordusunun bu tecrübeyi kazanmak için savaşı bile göze aldığı, savaşın savaşta öğrenildiği, ülke ve orduların savaşa her an hazır olması gerektiği üzerinde durulmaktadır.
Silah sistemlerinin çoğalması ve gelişmesi öğrenilecek bilgilerin çokluğunu gerektirdi- ğinden bahsedilmektedir. Ordunun Balkan yenilgisi üzerinde durulmakta ve nedenleri araştırılmaktadır. İnsan faktörü üzerinde durularak; seçkin insan nitelikleri ve fedakârlığa yakışır üstün ahlak ile taçlanmayacak olan teknikle ilgili bilgilerin dahi başarıya ulaşmada yeterli olmayacağı üzerinde durulmaktadır.
İKİNCİ BÖLÜM : SUBAYLARIN, ERLERİN KALPLERİNİ VE GÜVENLERİNİ KAZANMALARI VE MORAL GÜÇLERİNİ DESTEKLEMELERİ
İkinci bölümde Nuri CONKER; subayların, erleri kendi çocukları gibi görerek onları tanımaları lazım geldiğinden, disiplinin ordunun temeli olduğundan, her askerin amir ve üstlerinin isteklerine uygun iş yapmasının uygun olacağından, subayların erleri eğitirken anlayışlı olmaları gerektiğinden, silahın yurdumuza gözünü diken düşmanın bertaraf edilmesinde en etkili araç olduğu için iyi öğretilmesi gerektiğinden bahsetmektedir.
Birliklerde yapılacak törenlerin askerleri olumlu yönde motive edeceğinden, birlik sancaklarının kutsallığından ve manevi değerinden bahsederek askerlerle kendilerini yöneten subayların birbirlerine çok yakın olmaları ve birbirlerini tanımalarının lüzumundan söz etmektedir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM : TAARRUZ FİKRİ
Bu bölümde ise savaşın taarruz demek olduğundan, taaarruzun düşmana boyun eğdireceğinden bahsedilmektedir. Nuri CONKER savunmanın orduyu, düşmanın irade ve isteğine boyun eğmeye zorlayacağını yazmaktadır. Ordunun her türlü çalışma ve hazırlığının taaarruz etmek, hedef ve amacına yönelik olduğunu yazarak tarihten bu konuda örnekler vermektedir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM : KENDİLİĞİNDEN İŞGÖRME VE SORUMLULUĞU YÜKLENME
Dördüncü bölümde Nuri CONKER bir subayın en büyük ve üstün vasfının uygulama kabiliyeti ile kendi kendine iş görmeye gerekli ve tutkun olması gerektiğini yazmaktadır. İnsiyatif tabir ettiğimiz bu konunun yukarıdan emir beklemeyen amir ve subaylar ile sağlanacağını yazarak talimnamelerden örnekler vermektedir. Nuri CONKER özetle bu bölümde; her komutanda kendiliğinden iş görme vasfının bulunması lazım geldiğini dikte etmektedir.
İKİNCİ KISIM : ZABİT VE KUMANDAN İLE HASBİHAL (Mustafa Kemal ATATÜRK)
Kitabın ikinci kısmında Mustafa Kemal ATATÜRK, Nuri CONKER’in Subay ve Komutan isimli kitabıyla sohbet etmekte ve cevabi düşüncelerini yazmaktadır. Kitabın bu kısmı altı bölümden oluşmuştur.
BİRİNCİ BÖLÜM :
Bu bölümde ATATÜRK kitabı geç okuduğunu, ancak çok hoşuna gittigini, ordunun basiretsiz ve bilgisiz komutanların yönetiminde başarısız olabileceğini, subayların daima okuyarak kendilerini yenilemeleri gerektiğini yazmaktadır. Nuri CONKER’in bu konularda yazdıklarını düşündüğünü ve genelde kendisine hak vererek katıldığını belirtmektedir.
İKİNCİ BÖLÜM :
Bu bölümde ATATÜRK, Nuri CONKER’in askerlerin canlarını hiçe sayma ve fedakârlık duygusu konusundaki düşüncelerine katıldığını belirtmektedir. Türkiye’yi çevreleyen ülkelerin genç nesillerini TÜRKİYE aleyhine yetiştirdiği üzerinde durarak tedbirlerin ona göre alınmasını istemektedir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM :
Bu bölümde Mustafa KEMAL Türk milletinin her ferdinin aileden itibaren ve askerliği müddetince kişinin ruhsal derinliklerine inilerek ulvi duygularla yetiştirilmesi lazım geldiği üzerinde durmaktadır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM :
Atatürk bu bölümde ise başarının en güvenilir aracının taarruz olduğunu ancak taarruz ordusunu vücuda getirecek milletin taarruz ruhuna sahip olması gerektiğini anlatmaktadır.
BEŞİNCİ BÖLÜM :
Mustafa Kemal ATATÜRK bu bölümde de bir harekatın nadiren planlandığı şekliyle yürüyebileceğini, muhtemelen bir çok faktörün değişebileceğini işte değişebilen bu durumlarda askerlerin kendi insiyatiflerini kullanarak ve kimseden emir beklemeden karar vererek uygulamalarını salık vermektedir.
ALTINCI BÖLÜM :
Kitabın son bölümünde ise ATATÜRK hayatı hiçe sayma, taarruz düşüncesi ve kendiliğinden işgörme gibi askerliğin en önemli nitelikleri ile ilgili yaşamından ve anılarından örnekler vermektedir.
Not : Kitap özetlerindeki fikirler yazarların özel fikirlerini yansıtmaktadır.