YETER ARTIK DEMEK KOLAY DEĞİL!

YETER ARTIK DEMEK KOLAY DEĞİL! Rasyonel bir karar, geçmişteki yatırımlara göre değil, gelecekteki kazançlara göre yapılmalıdır.

         Aksayan, canınızı sıkan bir ilişkiyi hiç inatla sürdürmeye çalıştınız mı? Fiks fiyata sınırsız yemek olanağı sunan lokantalarda çatlayıncaya kadar yedikten sonra, ödediğiniz parayı çıkartmak için hâlâ bir lokma daha yemeğe çalıştığınız oldu mu? Kuzey İrlanda’daki barış referandumunda, sizin tarafın çok kayıp verdiğini öne sürerek oyunuzu savaştan yana mı kullandınız?

         Yukarıdaki sorulardan bir tanesine bile ”evet” demeniz, sizde psikolojide ”Parayı batırma yanılımı-Sunk cost fallacy” denilen takıntı var demektir. Bu takıntı, seçenekleri gelecekteki kazançlara göre değil de geçmişteki yatırımlara göre değerlendiren kişilerde ortaya çıkar. Rasyonal bir seçim yalnızca geleceğin kâr ve zarar hesapları üzerine yapılmalıdır; geçmişte ödenen bedeller ve elde edilen kazançlar bugünkü seçimi etkilememelidir.          Psikologlar, karar alma sürecinin altında yatan gizli zihinsel faaliyetleri ortaya çıkartmak için düşünceyi etkileyen eğilim ve yanılgılardan yola çıkarlar. Parayı batırma yanılımı üzerine bugüne dek yapılan pek çok araştırma ve inceleme bu olgunun bilinmeyen yönlerinin gün ışığına çıkartıyor. Bu konuda yapılan son bir araştırmaya göre karar alma sürecinde geçmişte yapılan yatırımların büyük ağırlığı var. Söz konusu araştırmada üç grup deneğe, üç farklı fiyattan sezonluk sinema bileti satıldı. Birinci gruba satılan kombine biletin fiyatı 15 dolarken, ikinci grubunki 2 dolar, üçüncü grubunki ise 7 dolardı. Sezon sonunda deneklerin kaç film izlediği araştırıldı. Ucuz bilet alan denekler, pahalı bilet alanlara oranla daha az sayıda filme gitmişlerdi. En fazla sayıda filmi 15 dolar ödeyen grup izlemişti.          Profesyonel basketbol antrenörleri de parayı batırma takıntısından etkileniyor. Kaliforniya Üniversitesi’nden Ha Hoang ve Barry Staw’ın antrenörler üzerinde yürüttüğü bir çalışmada oyuncuların, performanslarına göre değil aldıkları ücretlere göre değerlendirildikleri ortaya çıktı. Pahalı oyuncuların daha fazla oyunda oynatıldığı ve takımda daha uzun süre tutulduğu izlendi.          Mantıksal bir açıklaması olmayan para batırma yanılımı yalnızca spor ve eğlence dünyasında görülmüyor; iş yaşamında da alınan kararlar bu takıntıdan büyük ölçüde etkileniyor. Indiana Üniversitesi’nden Anne McCarthy ve araştırma ekibinin yürüttüğü başka bir araştırmada, yeni iş kuran girişimcilerin işleri yolunda gitmese de yatırımları kısmayıp büyük bir inatla işi sürdürdükleri görüldü.          Bu ve buna benzer araştırmaların sonuçlarını değerlendiren Staw, ilk aldıkları kararları haklı çıkartma çabası içine giren insanların, geçmişte ödedikleri bedelleri kurtarma umudundan çok zor vaz geçtiklerini söylüyor.         

Concorde Yanılımı

         Bu konuda üretilen diğer bir teori de ”umut teorisi”. Buna göre insanları kazançlarından çok, yitirdikleri şeyler harekete geçiriyor. Ve yitirilenler biriktikçe insanlar daha riskli davranışlar içine giriyor. Örneğin at yarışlarında son bahislerde, ilk bahislere oranla daha yüksek paralar döner. Günün sonunda parasının çoğunun yitirmiş olan bahisci, yitirdiklerini geri almak umuduyla elindeki tüm parayı son bahise yatırmaktan kendini alıkoyamaz.          1996 yılında İngiliz Psikoloji Derneği’nin gerçekleştirdiği ”Düşünme” konulu konferansta Oxford Üniversitesi zooglarından Alex Kacelnik 'in ortaya attığı ”Concorde yanılımı” teorisi, pek çok aklı başında, sağduyu sahibi insanın nasıl para batırma yanılımı tuzağına düştüğünü açıklıyor. Hayvanlardaki davranış biçimlerini inceleyen ethologlar, insanlarda para batırma yanılımına yol açan düşünce silsilesinin, hayvanlarda Concorde yanılımı adı altında ortaya çıktığını belirtiyor. Concorde adlı süpersonik uçağın, daha ilk deneme uçuşunda beklentilerin altında performans sergileyerek başarısız bulunmasına karşın üretimine ve yatırımlara devam edilmesi, uçağın adının psikolojide ”yeter artık” diyememe takıntısına verilmesine yol açmıştı. Bu olgudan esinlenen ethologlar, geçmişteki yatırımların ”yüzü suyu hürmetine” bugünkü olumsuz gidişatı devam ettirme çabalarına Concorde yanılımı adını vermişlerdi.          Son yıllara dek hayvanlarda görüldüğü ileri sürülen Concorde yanılımı ile insanlara özgü para batırma korkusu arasında benzerlik olabileceği fikri kimsenin aklına gelmemişti. Ne var ki son günlerde hayvanlardaki durum muhakemesi yapma yeteneğinin insanlardakine çok benzediği görüşü giderek yaygınlık kazanıyor.         

Terk Edilen Eşler

         Concorde yanılımı evrim teorisi çerçevesinde ortaya atılan bir kavram. Üreme sürecini başarıyla sürdürmek için hayvanlar önce eş bulmak, yuva kurmak, yavrularını büyütmek ve korumak gibi bir dizi sorumluluğun altına girer. Bu sorumluluklarını yerine getirirken, hayvanlar bir takım özveri ve yatırımlarda bulunur; önlerine bir engel çıktığında sorumluluklarına devam edip etmeme kararını şimdiki durumunu değerlendirerek yapar.          1972 yılında Newark’taki Rutgers Üniversitesi evrim teorisyeni Robert Trivers, çift oluşturan hayvanlarda eşlerden birinin yuvayı terkederek yavruların büyütülmesi sorumluluğunu diğer çiftin sırtına yüklediğini fark etti. Trivers’e göre yuvayı terkeden genellikle daha az yatırımda bulunan taraf (çoğunlukla erkek) oluyordu.

                Oxford Üniversitesi’nden Richard Dawkins ve öğrencisi Tamsin Carlisle, hayvanların önlerindeki seçenekleri değerlendirirken gelecekteki kazançtan çok ilk yatırımları göz önünde bulundurduğunu iddia eden Trivers’e karşı çıktılar. Dawkins’e göre doğal ayıklama sürecinde yuvayı terk eden taraf, yalnızca bu işten avantaj sağladığı için çeker gider; yaptığı ön yatırımları düşündüğü için değil. Ne var ki Dawkins araştırmalarını derinleştirdikçe hayvanlarda Concorde yanılımı adı verilen takıntının mümkün olabileceğini fark etti. Dawkins’ten başka Florida Üniversitesi’nden Jane Brockmann , Kingston Queen Üniversitesi’nden Robert Lavery ve Carleton Üniversitesi’nden Patrick Weatherhead hayvanların çeşitli davranışları altında Concorde yanılımının olup olmadığını araştırdı. Bütün bu çalışmaların sonuçlarını değerlendiren bir grup bilim adamı, hayvanlar dünyasındaki bazı kavramların araştırmacıların kafasını karıştırdığı ve bulguların önyargıyla değerlendirilmiş olabileceği varsayımı üzerinde duruyor.

Reyhan Oksay

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir