ÖFKENİN SONUÇLARI
Öfkenin Sonuçları
Öfkenin ve öfkeyi yaşamadaki çatışmaların birçok ruhsal soruna neden olduğu gözlenmektedir. Bu sorunlar depresyon, kaygı bozukluğu ve tırnak yeme vb. şekilde ortaya çıkabilmekte, bireyin sosyal ilişkilerini bozmakta, ruh sağlığını bozmaya kadar gidebilmektedir.
Öfke duygusu, kişiye bir birey olduğunu hatırlatarak, kendi değer ve ilkelerini sahiplenme sorumluluğunu verir. Bu duygu bazı işlerin yolunda gitmediği, ihtiyaç ve isteklerimizin karşılanmadığı, birey olarak haklarımızın yendiği, istemediğimiz şekilde engellendiğimiz durumlarda ve bize aykırı gelen, hiçbir şekilde kabul etmememiz gereken konularda mesajlar gönderir. Öfke duygusunun ruhumuzda ki en büyük görevi karşılaştığımız zor durumlarda kendimizi korumamızı ve savunmamızı sağlamaktır. Öfke duygusu, vücudumuzun yaşanan olumsuz duruma karşı verdiği bir tepkidir. Bu duygu, bazı şeylerin değişmesi gerektiğini hatırlatarak, ilişkilerin ve durumların daha verimli, daha olumlu hale dönüştürülmesine yardımcı olur (Yavuz, 2004: 93)
Öfke duygusu, kişinin kendisine zarar vermesine neden olur. Beyin ve vücuttaki enerji yoğunluğundan ve bunun yanlış dışavurumundan etkilenen birey, ruhsal ve fiziksel açıdan zarar görür. Yaşanan ruhsal gerilim ve depresyon halinin yanında birey, migren, mide rahatsızlıkları, sinir bozuklukları gibi rahatsızlıklarla karşı karşıya kalabilir. Sağlıklı ve etkili bir biçimde kontrol edilemeyen bu yoğun duygular kişiye verdiği zararın yanında, insanlarla kurulan ilişkilerde yıpratıcı sonuçlara da neden olur. Kızılan kişiler ve durumlar karşısında birey, rahatlama yoluna giremediğinde, iş daha da çıkmaza girer ve içe atılan, dile getirilmeyen, çözüme ulaştırılmayan öfke, problem yaşayan her iki taraf açısından insanlar arası ilişkilere derin zararlar verir.(Yavuz, 2004: 94)
Öfke duygusu her ne kadar insanlara zarar veren negatif bir duygulanım olarak düşünülse de aslında bu duygu insani, normal ve sağlıklı bir duygudur. Belirli bir sınır içinde öfke, karşılaşılan engeli aşmak, hoş olmayan durumdan kurtulmak için gerekli tutum ve davranışta bulunma olanağını verir. Başka bir deyişle, insanın uyumunu sağlayan yönde iş gören bir niteliği vardır. Bireyin kendi varlığını koruması, tanıtması ve çevreye kabul ettirmesi için gereklidir. Bu durum özellikle çocukluk çağında önemlidir. Çocukluk ve gençlik çağında belirli engeller karşısında öfkelenmek kişiliğin korunması, saygınlık kazanması ve bu saygınlığın sürdürülmesi açısından geliştirici, yapıcı yönde rol oynar. Ayrıca gencin özerkliği, özgürlüğü ve sorumluluğu arasındaki sınırın belirlenmesinde de öfkenin ve öfkeye karşı çevrede oluşan tepkinin önemli yeri vardır.(Köknel, 1999: 13).
Novaco öfkenin insan hayatında ki işlevlerini beş maddede toplamıştır:
1. Kişiye güç verir.
2. Kişinin duygularını daha da kabartan, rahatsız edici davranışları önler.
3. Diğer insanlara karşı olumsuz duyguların dışa vurulmasını kolaylaştırır.
4. Kaygının dışsal çatışmalara yönelmesi sonucu, egonun zarar görme ihtimaline karşılık bir savunma oluşturur.
5. Kişiyi isteklerini elde etmek konusunda daha atılgan hale getirir.
Algılanan ve yaşanan öfke karşısında bireyler uyarıcının türüne ve sahip oldukları bilişsel yapılarına göre çeşitli tepkiler ortaya koyarlar. Bu tepkiler çoğu zaman bireyleri bazı olumsuz durumlara sokmuş olsa da öfkenin bireyin yaşantısını kolaylaştıran, onların bazı içsel çatışmalarını çözmesine yardımcı olan ve başkalarıyla olan etkileşimini düzenleyen bazı işlevleri de vardır. Öfke enerji veren, süre gelen davranışı ortadan kaldırmak veya engellemek suretiyle dikkatini başka bir objeye yönelterek kendisine ikinci bir kazanç sağlayan(Schuerger,1979), olumsuz duyguların açıklanmasını kolaylaştıran bir savunma şekli ve haklılık algısıdır(Akt:Togan, 2005: 14)
Dr. Seval KÜÇÜKTEPE EMİNOĞLU
&
Ayşe DOĞAN
KAYNAKÇA