Kanada’da eğitim farkı
Kanada’da orta eğitim oldukça farklı. Özellikle çocukları ortaokuldan liseye göndermek için çocukların akademik başarıları yerine, tavır ve tutumları değerlendiriliyor.
Bizim Türkiye’deki karnelerde “Davranışlar” isimli bir bölüm vardır. Bu bölüm bizde istisnai örnekler dışında dostlar alışverişte görsün diye doldurulur ve sınıf geçmeye etkisi yoktur. Çocukların okul yerleştirmelerinde de kesinlikle kullanılmaz. Kanada’da ortaokuldan liseye gidecek bir çocuğun okulu Türkiye’den tamamen farklı olarak bu davranış notuna göre belirleniyor. Yani çocuğun matematikten, fenden ya da dil becerilerinden aldığı notlardan daha önemli olan hangi öğrenme beceri ve çalışma alışkanlıklarına sahip olduğu.
Çocuklarda değerlendirdikleri 6 parametre var: Sorumluluk düzeyi, organizasyon becerisi, bağımsız çalışma, işbirliği, inisiyatif alma, kişisel düzen. Bunları kısaca açıklamak istiyorum. Sorumluluk düzeyinden kasıt, ödevlerini yapmak, görevlerini zamanında yerine getirmek ve davranışlarının sorumluluğunu ele aalmak.
Organizasyon becerisi deyince, etkinlik organize etme becerisi değil, öğrencinin kendi görevlerini yerine getirmede bir plan ve program yapabilme kabiliyeti kastediliyor. Önceliklerini belirlemesinin, ödev ve görevleri için gerekli kaynakları toplamasının altı çiziliyor. Bağımsız çalışma deyince, hiçbir denetim ve kontrol olmadan öğrencinin görevlerini kendi kendine yerine getirebilme kapasitesi sorgulanıyor.
İşbirliği de önemle değerlendirilen konulardan biri. İşbirliği parametresinde, bir grup çalışmasında sorumluluk almaya istekli olup olmadığı değerlendiriliyor. Akranlarıyla saygıya ve problem çözmeye dayalı, aynı zamanda grup hedeflerine ulaşmaya odaklı bir ilişki geliştirip geliştiremediğine bakılıyor. İnisiyatif de tahmin edeceğiniz gibi önemli bir başka konu. Öğrencinin öğrenmek için fırsatlar yaratıp yaratamadığı, merakla keşfetmeye çalışıp çalışmadığı, yeni görevlere kolay adapte olup olmadığı inceleniyor. Kişisel düzen parametresinde öğrencinin belirlediği hedeflere göre kendini ve kaynaklarını ayarlayıp ayarlayamadığı inceleniyor. Öğrencinin kendi zayıf, güçlü yanlarının farkında olup olmadığı, bunlarda geliştirme yapmak için bir stratejisinin olup olmadığı değerlendiriliyor. Aynı zamanda öğrencinin ihtiyaç duyduğunda bir yardım arayışında olup olmadığına da bakılıyor.
Bir öğrencinin bu parametrelerle liseye yönlendirilmesi mantıklı mı? Oldukça. Kişisel disiplini olan öğrenci hangi okula gitse başarılı olur. İşbirliği yapabilen her öğrenci, akademik hedeflerini başarabilir. Kendini ve zamanını iyi kullanan bir öğrencinin herhangi bir sınavda başarısız olma şansı yok gibidir. Kanadalılar bilgi vermekten önce çocuğa bir karakter, davranış ve tutum güzelliği kazandırmaya çalışıyorlar. Bizde ise tamamen bilgiye odaklı eğitim anlayışı sırasında isyankar öğrenciler yetişiyor. Maalesef yaygın olarak Türkiye’deki lise gençliğinin örnek tutum ve davranışlar içinde olduğunu söyleyebilmek çok kolay değil. Bu konuda oluşturulmuş ince ayar bir stratejimizin de olmadığı çok açık. Dolayısıyla bu konularda çalışmamız belki çocukları liselere sınavla ya da not ortalamasıyla yerleştirmek yerine, çocukları davranış notlarıyla yerleştirmek daha mı iyi olur diye tartışmak ve incelemek gerek.
Melih Arat