EVLİLİKTE MUTLU OLMANIN SIRRI
Para kazanmanın sırrı, başarılı olmanın sırrı, hayatta kalmanın sırrı ve diğer sırlar. Bir de evlilikte mutlu olmanın sırrı var ki bu hepsinden yaman bir çaba istiyor. Nasıl mı???
Evlenmeye karar verilmeden önce kimileri bir süre bir birlerini tanımak için görüşürler. Kimileri bu fırsatı hiç bulamaz ve nikahta keramet vardır denir ve bu izdivaç başlar.
Evlilik öncesi görüşmeler de çiftler genelde gerçek kişiliklerini pek ortaya koymazlar. Yani torbadaki yüzlerini pek göstermezler. Tabiki herkes için bu durum geçerli değildir. Ancak evlilik adımları atıldıktan sonra oluşan kavgalar, hemen mahkeme salonlarında boy göstermek, hatta şiddete kadar giden evlilik içi çatışmalar ileri sürdüğümüz görüşümüzü azda olsun desteklemekte.
Evlilik içi sorunların tek sebebi evlilikten önceki süreçte çiftlerin tam olarak birbirilerini tanımamak yatmamakta. Evli çiftlerin işlerine burunlarını sokmaktan zevk alan aileler, maddi sıkıntılar, saygı ve sevginin oturmamış olması vb…
Mutlu bir evliliğin sırrına ulaşabilmek için yapılacaklar aslında o kadar da ulaşılmaz değil. Öncelikle “aptal aşık” rolünden sıyrılmak gerekiyor. Geleceğinizi paylaşacağınız eşinizi tanımak için farklı ortamlarda bulunmaya çaba gösterin. Birlikte tatile çıkın, birlikte bir işte çalışın, birlikte sokakta kuşlara yem atın, birlikte bir yaşlının çantalarını taşıyın, bir engelliye karşıdan karşıya geçerken göstermelik değil gerçekten içinizden geldiği için yardımcı olun…
Ne alakası var diyenlerin seslerini duyar gibi oluyorum. İnanın birlikte geçireceğiniz bir zaman dilimi, daha önceden hiç farkında olmayacağınız yaşantıları size kazandıracaktır. Sadece kısıtlı zaman dilimlerinde yapılan görüşmeler hiç bir zaman bir birinizi tanımaya yardımcı olmaz. Çünkü bu zamanlar çoğu zaman kısıtlıdır ve sadece güzel şeyler konuşulur…
Evlilik başlaıyınca ve şöyle bir geriye baktığınızda ne kadar az zamanı beraber geçirdiğinizi göreceksiniz.Görüştüğüm bir çok çift şunları aktarmıştı;
“Evlenene kadar ne kadar iyiydi. Evlendik sanki ona bir şey oldu.”
“Evlenmeden önce her konuda yardımcı olacağını söylüyordu fakat akşam geldiğinde televizyona dalıyor ve hiç ilgilenmiyor.”
Bu örneklerimiz uzar gider. Bir televizyon programında evlilik hakkında görüş soran sunucuya verilen cevap oldukça hoşuma gitmişti. Aklımda kaldığı kadarıyla; Evlilik bir kısa yorgan gibidir. Yorganı kafana çekersen ayakların açıkta kalır. Ayaklarına örtersen başın açıkta kalır. Dengeyi bulmak için biraz bacaklarımızı toparlamak gerek.
Evlilikte de hala bitmeyen bir şeyler kalmışsa nerede durmak gerekiyor onu bilmek lazım… Evli çiftler ilişkiyi sürdürebilmeleri için kendilerini, davranışlarını, tutumlarını iyi tartmalıdırlar. Karşılıklı yokuşa sürülen bir yaşantı varsa bu kimseye mutluluk getirmez. Sonunda olan olur haber programlarına çirkin meze oluruz.
Yazan: İbrahim ELİBAL
UZMAN PSİKOLOJİK DANIŞMAN