Modern sağlık sorunlarından biri “Dikkat eksikliği” ve beyin duyarlılığı
“Yaramaz” “Bu çocuk adam olmaz” “Afacan” “Aslında çok zeki , ah bi de ders çalışsa” “Bu çocuğun zeka kapasitesi yaşıtlarının altında, özel eğitim alması gerekir”
Bu cümleler bir zamanlar size, yakınlarınıza ya da bu günlerde çocuklarınıza söylenmiş olabilir. Öğretmenleri veli toplantılarında şikayet eder. Dersi dinlemiyor, vucudu sınıfta ama aklı kimbilir nerelerde, sorumluluğu yok, dağınık, derste arkadaşlarını rahatsız ediyor, derste esniyor-uyukluyor, gözleri yaşarıyor, kıpır kıpır, yerinde duramıyor gibi..
Son yıllarda beyin alanında yapılan teknolojik buluşlar, bu çocukların beyinlerinin ön bölgelerinin çalışmasında hassasiyet olduğunu göstermiştir. Teşhis ise dikkat eksikliği bozukluğu ve dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu.
Bu çocukların beyinlerinin ön bölümleri (frontal) normal çocuklara göre çalışması daha hassastır. Bu bölge beyinde dikkat merkezidir. Çocuk dikkat etmesi gerektiği durumlarda normalde bu bölgenin aktivitesinin artması beklenir ancak dikkat eksikliği olan çocuklarda bu bölgenin aktivitesi azalır. Azalan aktiviteyle çocuk sıkılır, uykusu gelir, esner. Sıkılganlıktan kurtulmak için dikkatini başka yönlere kaydırır. Dikkati sürdürmede önemli bir özellik ise dikkat verilen konu dışında dışarıdan gelen uyarılara beynin kendini kapatmasıdır. Dikkat eksikliği olanlarda diğer uyarılara beyin kendini kapatamaz. O yüzden sesler onlar için rahatsız edici gürültü olur. Bu da dikkatini vermesi gereken faaliyetlerde başarısız olmasına neden olur.
Amerika BD’nde yapılan araştırmalarda dikkat eksikliği görülme oranı 3/8 olarak bulunmuştur. Bu çok ciddi bir rakamdır. Her 8 çocuktan 3’ünde görülmesi önemli eğitim, öğretim ve sosyal sorunun olduğunu göstermektedir. Araştırmaların bir diğer önemli sonucu bu çocukların geleceği ile ilgilidir. Çünki dikkat eksikliği olan her 3 çocuktan 2’sinin erişkin hayatta da bu şikayetlerinin kalıcı olacağı bildirilmektedir. Hatta diğer nörolojik ve psikiyatrik hastalıklara dönüşme olasılığı bulunmaktadır. Sonuç olarak toplumda her 4 kişiden birinde erişkin tip dikkat eksikliği olduğu ortaya çıkmaktadır.
Dikkat eksikliği beyin ön bölgesi duyarlılığının bir özelliğidir. Bu bölge ile ilgili diğer özelliklerin etkilenmesi de dikkat eksikliğine eşlik eder.
Sabır bu bölgenin özelliğidir. Dikkat eksikliği olanlar sabırsız olabilirler. İsteklerinin hemen olmasını isterler. Olmazsa hayal kırıklığına uğrarlar. Tez canlıdırlar. Telaşlıdırlar. Soruna acele çözüm bulup hemen uygulamaya giderler. İyi düşünmeden karar verirler. Acele verilen kararlardan dolayı başarısızlığa uğrarlar. Sabırsız ve tez canlı olmaları nedeniyle kurallara uymayabilirler. Sıra beklemek onlar için çok zordur. Sırada iken itiraz eder, sinirlenirler. Trafik kurallarına uymayabilirler.
Olaylara karşı uygun tepki vermekte zorlanırlar. Aile bireylerine, öğretmene, iş arkadaşlarına ve diğer insanlara uygunsuz sözler söyleyebilirler. İşlerinde mutsuzluk yaşarlar. Bu yüzden sürekli iş değiştirebilirler. Düşünmeden konuştukları için tepkileri şiddetli olabilir.
Birden öfkelenir genellikle çabuk sakinleşirler. Bazen karşı tarafı rencide edici çıkışlarının hep arkasında inatla dururlar. Bu yüzden tartışmalar uzar. Güzel bir akşam yemeği, hafta sonu pikniği ya da bir evlilik bu nedenle son bulabilir. Sonradan suçluluk duyarlar. Zaman zaman bu suçluluk duygusu onlarda akıllarından çıkmayan düşüncelere neden olabilir.
Abartılı konuşabilir, yalan söyleyebilir, çalabilir, gereksiz ve aşırı para harcayabilirler.
Düzensizlik diğer önemli özellikleridir. Odaları, masaları, çantaları, arabaları, tuvalet temizlikleri bu nedenden dolayı nasibini alır. Gecikme diğer özellikleridir. Çünkü uyanma sorunları vardır. Biyolojik saatleri bozuktur. Anneleri ya da eşleri tarafından uyandırılırlar. Sabahları sıklıkla yorgun, bitkin kalkarlar.
Okumayı sevmezler. Çünki okuyabilmek için dikkatli ve sabırlı olmak gerekir. Bu özellik nedeniyle toplum olarak neden az okuduğumuzun cevabı; dikkat eksikliği olabilir.
Dikkat eksikliği olan çocukların anneleri bu konu nedeniyle sıkıntıdadır. “Çocuğum nasıl olurda sorun çıkartırım düşüncesiyle hareket ediyor” diye şikayet ederler. Bu çocuklar uygunsuz hareketlerinden dolayı ‘okulun maskarası’ konumuna gelebilirler. Toplu yapılan faaliyetin bozguncuları olabilirler. ‘eşek şakası’ bu çocuklara göredir.
Zamanı iyi kullanmada sorunları vardır. Başladıkları işi bitirmede gecikirler. Planlı, programlı çalışmada zorlanırlar.
Günlük, sıradan işler onlara göre değildir. Rutini sevmeyip yenilik peşinde olduklarından yeni projeler üretmeye bayılırlar ama o projelerin sonu hiç gelmez ya da yüzlercesinden sadece bir kaçı zorlukla bitebilir. Sıradan uğraşlar yerine heyecan verici olaylar tam onlara göredir. Çünki heyecan ile beyindeki hassasiyet uyarılır ve sıkıntılarından bir süreliğine kurtulmuş olurlar. Uyarılma nedeni vucudun doğal salgısı olan adrenalindir. Örneğin dikkat eksikliği olan çocuklar bilgisayar oyunlarına meraklıdır. Çünki oyun esnasında duydukları heyecan ile salgılanan adrenalin dikkatlerini toplamada yardımcı olur ve dolayısıyla kendilerini iyi hissederler.
Bazen aşırı saldırgan olabilen bu kişiler şiddet yaratarak beyin ön bölgelerini uyarırlar. Bunu istemeden, plansız, düşünmeden yaparlar. Beyin bu şekilde uyarılırken hiperaktivite körüklenir. Bu yüzden birçoklarının şiddete yatkınlıkları vardır. Örnegin çocuklar hayvanlara eziyet etmekten hoşlanabilir.
Diğer bir beyin uyarma yöntemi dert etme, olumsuzluk duygularıdır. Duygusal şiddetin sürekli dertlenip söylenilmesiyle bazı kimyasalların beyinde salınıp uyarması amaçlanır. Örnegin bir ev hanımı; “bıktım sizlerden, canıma tak etti artık, bir gün eve geldiğinizde beni tavanda sallanır görürseniz şaşırmayın, ölümüm sizin yüzünüzden olacak”
Bu tarz olumsuz düşünceler, kızgınlık ve duygusal şiddet sonucu ortaya çıkan adrenalin beyni uyarır ancak immün sistemide baskılar ve vücudun direncini azaltır. Azalan direnç nedeniyle vucut enfeksiyona yatkın hale gelir ve sık hasta olma durumu ortaya çıkabilir. Artan adrenalinin bir süre sonra azalmasıyla yorgunluk hali de gelişir.
Birçoklarının alıngan, karamsar, sinirli ve olumsuz görüşlere yatkınlığı vardır. Yarattıkları şiddete muhattap bulamadıkları zaman bu şiddeti kendilerine çevirirler. Bu nedenle bazen çevreden uzaklaşabilirler.
Bu konu ile ilgili Tek teker Arif olarak tanınan motosiklet cambazı, kendi internet sitesinde bir gazetecinin kendisi hakkındaki sözlerine yerveriyor: Motosiklet benim için sonsuz adrenalin ve rüzgarla çarpışmaktır!” Bu adrenalin zamanla onda vazgeçilmez bir tutkuya dönüşmüştür. Çoğu zamanda sevgiliye tercih edilen asi bir ruh taşımaktadır. Bunun ne demek olduğunu, belleğini sürüşün tahakkümüne ve ipoteğine teslim edenler çok iyi bilir. “Saldırgan Enerji” diyor Arif sürmek eylemine, “Fiziki hastalıklarımın da tedavi merkezi” diye motosikleti adres gösteriyor.
Burada bahsedilen “fiziksel hastalıklarımın da tedavi merkezi sözü” ve bunun adrenalinle ilişkilendirilmesi çok doğru bir tespittir.
Beyin hassasiyetlerini uyaran ve geçici olarak fayda sağlayan, günlük hayatta sıkça kullandığımız maddeler vardır. Çayda bulunan tein maddesi, kahvede kafein, kolada x maddesi, alkolde bulunan etil alkol. Ayrıca esrar, amfetamin vb.. uyuşturucu maddeler beyin hassasiyetini uyarırlar. Bu maddelerin kullanımında verdiği rahatlık hissi, beyin hassasiyeti olan insanları bilmeden bağımlı hale getirebilir. Gerçektende bazı insanları çay, kahve gibi içeceklere aşırı düşkünlüğü vardır. Ayrıca sigara kullanımı beyin hassasiyeti olanlarda çok daha sıklıkla kullanıldığı düşünülebilir. Çünki sigara, içimi sırasında dikkati çok daha iyi topladığı bilinmektedir. Ancak sigara içilmesinden bir süre sonra nikotinin uyarıcı etkisi bitince dikkat çok daha fazla dağılmaktadır. Sigara içenlerde, dikkatin sürekli sağlanması gereken durumlarda sigara içme sürelerinin arttığı bilinmektedir. Ayrıca stresli durumlarda şiddetlenen beyin hassasiyeti nedeniyle gene içme sayı ve süresi artar. Uyarıcı bir madde olan amfetamin, dikkat eksikliği olan çocuklarda ilaç olarak kullanılmaktadır (ritalin, concerta).
Beyin ön bölgesi beynin diğer bölümleriyle ilişki halindedir. Bu bölgede olan hassasiyet beynin diğer bölgelerine de yansıyarak, o bölgelerin çalışmasında anormalliklere yol açacaktır. Sonuçta vucudumuzun kontrol merkezi olan beyin genel olarak etki altında kalacak ve vucudun çalışmasıyla ilgili şikayetlerin oluşmasına zemin hazırlayacaktır. Beyindeki hassasiyetleri artıran durumlar bedenimizle ilgili yakınmaların ortaya çıkmasına bu nedenle yolaçabilirler. Buna ilk örnek dikkat eksikliği olan çocuğun derste dikkatini vermek istediğinde gözlerinin sulanması ve başının ağrımasıdır. Başağrısı nedeniyle ailesi tarafından doktora götürülen çocuk ayrıntılı incelendiğinde altta yatan nedenin dikkat eksikliği olduğu farkedilecektir. Diğer bir örnek strestir. Çünki stres altında kalan kişinin beyninde var olan hassasiyet belirgin ölçüde artmaktadır. Artan hassasiyet beynin bağlantıları dolayısıyla diğer sistemleri etkilemektedir. Bu nedenle 30 yaşında genç kadın stres ile birden regl dönemi sorunları yaşayabilir. Çünki artan hassasiyet regl görmesini sağlayan ve beyinde yer alan kadınlık hormonları salgılayan bezin (hipofiz) çalışmasını bozmaktadır. Buradan düzensiz salınan hormonlar (FSH ve LH) kadında regl bozukluklarına yolaçmaktadır. Kadın hastalıkları uzmanları bu durumda ilgili hormonların kan tahlilini yaptırarak olayın FSH ve LH hormon düzeyinde azalma olduğunu bulabilmektedirler.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Stres nedeniyle her kadında regl düzensizliği gelişmez. Bunun olabilmesi için önceden beyinde hassasiyetin olması ve bu hassasiyetin stres ile artmış olması gerektiğidir. Üzüntü, sıkıntı, stresin şikayetlere yol açmasının esas nedeni budur. Sağlıklı çalışan, hassasiyeti olmayan beyin, stres ve üzüntü ile bozulmaz.
Bir başka örnek vucut ağrılarıdır. Başağrısı, boyun ağrısı, belağrısı, kol ve bacak ağrıları, gögüs ağrısı. Tüm bu ağrıların ortak noktası kaslardır. Kasları çalıştıran ise beyinden vucuda dağılan sinir sistemidir. Hassasiyeti olan beyin bu kasları dengeli bir biçimde çalıştıramayacağından kaslar kasılı halde kalacak ve sonuçta ağrı ortaya çıkacaktır.
Sinirsel tansiyon diye tabir edilen tansiyon artışlarının nedeni gene beyin hassasiyetleridir. Kan damarları etrafı kaslarla çevrilidir. Vucudun kendiliginden çalışmasını sağlayan sinir sisteminin (otonomik) hassas olan beyin tarafından iyi kontrol edilememesi sonucu damar kaslarında kasılmalar oluşur ve sonucunda tansiyon yükselir.
Beyin hassasiyetiyle birleşen stresin neden olduğu diğer şikayetler mide ağrıları ve hazım şikayetleri, uzun süreli kabızlık (barsak tembelliği) ve nedeni bulunamayan ya da sinirsel olarak tabir edilen diğer şikayetlerdir.
Beyin hassasiyetinin artması ile ortaya çıkan diğer sorunlar: Uzun süreli kulak çınlaması, baş dönmesi, unutkanlık, bayılmalar, sinirlilik ve gerginlik hali, takıntılar, şüphecilik, aşırı duygusallık, sıcak basmaları, el ve ayaklarda yanmalar, uyuşmalar sayılabilir.
Beyin hassasiyeti nedenleri
Özellikle dikkat eksikliği için en önemli nedenin genetik olduğu düşünülmektedir. Bazı kimyasal maddelerin beyinde anormal oranlarda bulunduğu bildirilmiştir.
Doğum zorluğu beyin hassasiyeti gelişimine etkisi olan diğer nedendir. Boyna kordon dolanması, bir alet yardımı ile doğumun gerçekleşmesi, doğumda morarmanın olması, dogum sonu görülen uzamış sarılık durumlarında beyin çalışma özelliği beynin bazı bölgelerinde bozulabilmektedir.
Anne sütü almamak: Anne sütünde yeralan bazı proteinler diğer sütlerde bulunmaz ve beyin gelişimi için gereklidir.
Çocukluk döneminde geçirilen bazı hastalıklar beyin çalışmasını etkileyerek hassasiyet oluşumuna neden olabilirler.
Kafa darbesi: örnegin saatte 50 km hızla giden bir arabanın içinde emniyet kemeri bağlı iken arabanın aniden durması ile vucudumuzda duracaktır. Ancak kafatası içinde etrafında su dolu olan bir kesede yeralan beyin bu ani durmaya hemen tepki veremez ve kendi kafatası içine çarpar. Bu olayın etkisi o an şikayet olarak ortaya çıkmayacak ancak yıllar içinde gelişen hassasiyetin kıvılcımı bu olay ile başlayacaktır. Önemli olsun ya da olmasın alınan her kafa darbesi yıllar sonra bize beyin hassasiyeti olarak geri dönebilir.
Beyni etkileyen ve dışarıdan alınan maddeler: örnegin tüp gazı zehirlenmesi, karbon monoksit zehirlenmeleri vb..
Beyin kan akımının geçici olarak durmasına neden olan durumlar.
Ameliyatlarda alınan narkoz ve kalp ameliyatları sırasında beyin kanlanmasının geçici olarak durdurulması diğer bir neden olabilir.
Tanı ve inceleme yöntemleri
Beyin hassasiyetini gösteren yöntemler teşhis amaçlı kullanılabilirler.
1.İlk ve vazgeçilmez tanı yöntemi muayenedir. Muayenede özellikle beynin çalışma özellikleri ve bunların bozulduğunda ortaya çıkan şikayetlerin saptanması gerekir. Dikkat eksikliği olan kişilerde özellikle beyin ön bölgesi etkilenmiştir. Bu kişilerde dikkat eksikliği, işleri zamanında bitirememe, planlı programlı çalışamama, duygularını ifade etmede zorluk, hayalci olma, sıkılma, motivasyon eksikliği, az ya da fazla konuşma, başkalarının sözünü kesme, acelecilik, hataları tekrar etme, suçluluk duygusu, sınav stresi, doğru karar vermede zorluk, okuma güçlüğü. Bu şikayetler sorulduktan sonra beynin diğer bölümlerinin özellikleride sorgulanmalıdır. Çünki, dikkat eksikliğinde beyin ön bölgesiyle birlikte diğer beyin bölgelerinin hassasiyetleri göz önüne alındığında, 6 farklı dikkat eksikliği grubu olduğu belirtilmiştir.
Beynin diğer bölgeleri etkilendiğinde ortaya çıkan şikayetler: uyku bozuklukları, iştah bozuklukları, vucut enerjisinde azalma, depresyon, cinsel istekte azalma, kokulardan rahatsız olma, hayata olumsuz bakma, panik atak, ağrılar, titremeler, takıntılar, alkol, ilaç vb.. madde kullanımı, bayılmalar, konuşma zorluğu, okuma zorluğu, işitileni anlama zorluğu.
Beyin duyarlılığı ile ilgili incelemelerde normal röntgen, beyin tomografisi ve MR tetkiklerinin bulguları normaldir. Çünki bu tetkikler görülebilen yapısal bozuklukları gösterir. Beyin hassasiyetinde sorun yapısal değil işlevsel yani beyin çalışmasıyla ilgilidir.
2.Beyin haritalama yöntemi (QEEG) Doğrudan beyin çalışması hakkında bilgi verir. Klasik EEG kayıtlamasında olduğu gibi yapılan çekim, daha fazla beceri ve emek gerektirir. Düşük elektrik akımı ile oluşan beyin aktivitesi kaydedilerek bir bilgisayar programı ile analiz edilir. Sonuçlar, programın veribankasında yeralan normal kişilerin analizleriyle karşılaştırılır. Normalden ne kadar sapma olduğu, beynin hangi bölgelerinin çalışmasında hassasiyet gerçekleştiği saptanır. Ayrıca çocuklarda öğrenme zorluğu düzeyi, IQ (zeka testi) ve kafa travması hassasiyet düzeyi rapor edilir. Bulgular tedavi takibi açısından da önemlidir.
3.ABD’nde bir çok eyaletlere yayılan bir psikiyatri klinikler zincirinde SPECT görüntüleme yöntemi ve QEEG rutin hale gelmiştir. SPECT, PET ve fonksiyonel MRI ile bozuklular, beynin kanlanma özellikleri kullanılarak görüntülenir. Çekimden önce verilen kontrast madde beyinde hassas olan bölgelerde birikir. Adı geçen hastalıklarda artmış ya da azalmış beyin çalışma hassasiyetleri gözlenmekte ve tedavi etkinliği takibinde kullanılmaktadır.
Tedavi yöntemleri
1.İlaç tedavisi: Beynin çalışmasına etki eden ilaçlar beyin elektrik akımının artması ya da azalması ile ortaya çıkan beyin hassasiyetlerini düzeltmek için kullanılırlar. İlaçlar, beyin hücrelerinin birbirleri arasında ilişkiyi sağlayan geçiş bölgesinde (sinaps) yer alan kimyasal maddelerin etkilerini değiştirirler. Bu amaçla amfetamin (ritalin, concerta) antidepresan (laroxyl, anafranil, lustral, paxil, cipram, cipralex, faverin, aurorix, efexor, remeron, stablon, tolvon…), antipsikotik (nörodol, risperdal, zyprexa…) anksiyolitik (xanax, ativan, ataraks, dideral…) antimigranöz (relpax, zomig, avamigran…) ilaç grupları kullanılır. İlaçlar doktorun tercihine göre verilir.
2.Nöroterapi: 20 yıl kadar önce ABD’nde başlayan yöntem bugün özellikle batılı ülkelerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Yaşantımız boyunca elde edilen deneyimler beynin öğrenme gücü ile ilişkilidir. Bu güç beyinden kaynaklanan hastalıkları tedavi etmede kullanılabilir. İlaçların kimyasal olarak gösterdikleri etkiyi nöroterapi öğrenme yoluyla elde etmeye çalışır. Etkilerini ilaçlarda olduğu gibi hücre geçiş bölgelerine değil, direkt artan ya da azalan akım üzerine gösterir.
Öncelikle beyin elektriksel aktivitesi ölçülerek hassasiyet olan bölgeler belirlenir. Bunun için QEEG ile beyin haritası çıkartılır. QEEG sonucu bize beynin hangi bölgelerinde nöroterapi uygulanacağını gösterir. Tesbit edilen bölgelere elektrot bağlanır. Diğer ucu nöroterapi aletine bağlıdır. Alet monitöründe seçilen bölgenin özellikleri kişiye gösterilir. Normalde olması gereken akım özelliği de gösterilir. Akım özellikleri normale yaklaştıkca çıkan ses beyne başarılı olduğu mesajı verir. Seanslarla belirlenen hedefe ulaşılmaya çalışılır. Bir bölge için 4-12 seans uygulanır. Her seans 30 dk. sürer. Bu süre sonunda beyin çalışma özellikleri istenen düzeye getirildiğinde ilgili bölgeye ait şikayetlerde düzelme olduğu görülür. Nöroterapide dışarıdan akım ya da uyaran verilmez.
QEEG rehberliğinde uygulanan nöroterapinin hiçbir yan etkisi yoktur. QEEG olmadan doğrudan uygulanan nöroterapilerde hem başarı şansı azalır hemde yan etkiler görülebilir.
Nöroterapinin etkili olduğu durumlar:
Çocuklar için; dikkat eksikliği, öğrenme zorluğu, sınav stresi (anksiyete), okul başarısını arttırmak için, otistik çocuklar, hafif zeka geriliği
Yetişkinler için; aşırı sinirlilik hali (anksiyete), başağrısı, başdönmesi, unutkanlık, uzun süreli vucut ağrıları, psikiyatrik sorunlar (özellikle ilaç tedavisi ile geçmeyen ya da ilaç kullanmak istenmeyen durumlar için): depresyon, kişilik değişiklikleri, madde bağımlılığı, takıntı hastalığı (OKB), panik atak, fobi ve korkular.
nörolojik sorunlar; migren, sara hastalığı (epilepsi), bunama (alzheimer) ve parkinson hastalığı erken dönemi, hafif felçler, tik bozuklukları, kulak çınlaması, huzursuz bacak sendromu, kronik yorgunluk sendromu.
Sporcular ve sanatçılar için; performans arttırma.
Tomografi ve MR filmlerinde bozukluğu olan hastalarda (felçler, multipl skleroz gibi) nöroterapi yaşam kalitesini arttırmak için kullanılır.
Herhangi bir yakınması olmayan ancak işinde daha iyi performans isteyenler için nöroterapi performans arttırmada kullanılır. Yurt dışında özellikle sporcu ve creative sanatçılar ilgi göstermektedir. Japon işadamları, 2006 dünya şampiyonası öncesi İtalya milli futbol takımı, Amerika BD’nde basketbol oyuncuları ve ingiliz klasik müzik sanatçıları örnek verilebilir.
Nöroterapinin ilaç tedavisinden üstün tarafı, yan etkisinin olmaması, bozuklukları bölgesel olarak düzeltebilmesi ve ilaç tedavisinden çok daha fazla kalıcı etki yaratmasıdır. Ayrıca ilaçların tedavi edemediği durumlarda da etkili olması nöroterapinin önemli bir üstünlüğüdür.
3.Psikoterapi
4.Hipnoz
5.Alternatif tıp: Akupunktur, ayurveda, yoga, magnetik alan tedavisi, biyoenerji
Dr Güçlü ILDIZ
benim oğlum 6 yasında bu sene ana sınıfına gitti öğretmenimiz dikkat eksikliği oldugunu söyluyor daha önce doktora göturmustum tam degil ama hiperaktiflik oldugunu söylemişti risperdal kullandık 1 kutu fazladegil bu senede okula yazdırmamaızı söylüyor öğretmenimiz risperdal ilacı
dikkat eksikliği içiçn iyi gelirmi doz nedır ne zamana kadar kullanalım yardım ederseniz sevinirim.
güldane teyze ben de de dikkat eksikliği var hem de çok aşırı 13 yaşındayım daha concenra diye bir hap kullanıyorum evet fayda ediyorda bunu doktor konturölünde düzenli olarak her sabah 1 hap kullanıyorum fakat sınavım olduğu zamnlar da hapsayısını 2 ve ya 3 yapıyorum yan etkisi olmuyor çok da değişiklik oluyor sizede tavsi ye ederim ama bunun için siz yinede bir çocuk psikiyatrisine başvurun.
26 yaşındayım dışardan kurslara gidiyorum dikkatimi veremediğimden dersleri anlıyamıyorum, kitap okuyamıyorum,kafamı toparlıyamıyorum. bana göre bir ilaç söylerseniz çok sevinirim.
10 yaşında bir oğlum var. İlkokul 1.sınıftan beri tedavi görüyor. Risperdal, ritalin ve concerta’nın her dozunu kullandık. Hareketlerinin az da olsa yavaşlaması dışında hiç bir faydasını göremdim. Dikk. öğrnm. bozukluğu ve hip. devam ediyor.
iyi günler.. ben 22 yaşındayım…bende dikkat dagınıklıgı – eksikliği ve halsizlik var.. çalışıorum ve zman zman kendimi işe veremiyorum… cocukluk donemim cok agır gecti…yaşadıklarımla alakalı olablecegini düsünüyorum bana göre bir ilaç söylermisiniz zeka arttırıcı gibi.. tessekkurler..
merhaba 22 yaşındayım.. ders dinlerken çalışırken yada günlük herhangi birşeyi dahi dinlerken konsante olamıyorum.. iradi olarak kendimi zorladığımda ise çok kısa süre sonra hemen dikkatim dağılıyor.. bir yazıyı, söylenen bir sözü ilk anda kavrayıp cevaplamakta güçlük çekiyorum.. ilaç konusunda ve yapabileceğim diğer aşamalar hakkında bilgilendirirseniz çok sevinirim.
4.sınıf ve 5.sınıf ögrencisinde dikkaet eksikligi var bildigi soruları yanlış yapıyo özellikle paragraf sorularını çözerken.bn bi ögretmen olarak nasıl yardmcı olablirim.onlara öneriniz çiin şimdiden teşekkür ederim ders çalışmayı nasıl sevdirebilirim yardmcı olursanız sevinirim.
hayatım boyunca kitap okuyamamam,dersi dinleyememem,bir işin sonunu getirememem,olayları ilk anda kavrayamamamın nedenini arayıp durdum.Şimdide aynı sorunlar oğlumda da (7 yaş)var.Araştırmalarım sonucu bunun en büyün nedeni DİKKAT EKSİKLİĞİ olduğunu buldum.bem bukadar sıkıntılı bir hayat geçirmek zorunda kaldım.ama oğlum sıkıntı yaşamasın istiyorum. NÖROTERAPİ görmek istiyorum.bunun için hangi hastaneye başvurmalıyım.Bu tedavi nerelerde yapılıyor.Ankaradayım.Lütfen yardımcı olursanız sevinirim.
SAYIN HOCAM TRABZON’DAN HAKAN BEN 1981 DOĞUMLUYUM YAZINIZI 07.07.2011 SAAT 12.34 OKUDUM DİKKAT EKSİKLİĞİ İLGİLİ YAZMIŞ OLDUĞUNU TÜM DETAYLARA SAHİBİM 2012 YILI KPSS SINAVANI GİRECEM AMA NE OKUSAM BEYNİM KAYIT ETMİYOR BİR SATIR OKUAM HEMEN UNUTUYORUM NE YAPMAM GEREKTİĞİNİ ŞAŞIRDIM DOKTORA GİTTİM AMA BİR SONUÇ ALAMADIM BANA BU KONUDA NE ÖNEREBİLİRSİNİZ.AYRICA BURADA YAZMIŞ OLDUĞUNUZ VE SUNMUŞ OLDUĞUNUZ ENGİN BİLGİ DENİZİNDE BİZLERİ YÜZDÜRDÜĞÜNÜZ İÇİN SİZE MENNETTARIM ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM
6 yaşında bir oğlumvar busene bire başladı ama dersyapmak istemiyor cok ağır dikkati cok cabuk dağılıyor sınıf ta da öğretmeni dinlemiyor uyanma purob lemide var geceleri tuvalet ihtiyacı icin ben kaldırmak zorundayım bana yardım cı olabilirse niz cok sevinirim
oglum ilkokul 1de sınıfta dikkati dagınıkmıs hala oyun oynamak istiyor ve öğrendiğini cabuk unutuyor ne yapacagımi bilmiyorum öneriniz olursa sevinirim
Cevap: Bu yorumda okurumuzun belirttiği ilacı lütfen kendi kendinize kullanmayınız. Doktorunuzla görüşüp kullanınız. Biz yoruma müdahale etmek istemediğimizden bu uyarıyı yazma ihtiyacı duyduk…
——-
oğlum derste çok dikatini veremiyor ama oyunlarda ise çok iyi bi concera ilacını kullanıyordu ama bırakınca yine dikatii bozuldu concera ilcını kulanmanızı tavsiye ederim,,,
merhaba sitenizi ilk defa ziyaret ediyorum ve sizlere gerçekten çok teşekkür ederim yaşım 29 yazınızı okuduktan sonra kendimim dikkat dağınıklığı problemi olduğunu anladım aslıda araştırmamı 14 yaşındaki kardeşim için yapıyorum ve ciddi derecede ailemin de bu konuda deseteğinize ihtiyacı olduğunu anladım kardeşim doğumda geçirdiği havale sonucu dikkat dağınıklığı ve öğrenme hareket yavaşlığı gibi problemlerden dolayı şu anda özel eğitim ve altsıf dersleri alıyor ve şu anda ergenlik dönemi dolayısı ile bizi baya zorluyor ve zamanımız pek kalmadı okul hayatı açısından 3 yılımız kaldı yazınızd QEEG yönteminden bahsettiniz acaba bu yöntem türkiyede varmı varsada bize bir fyda sağlarmı yardımcı olursanız sevinirim.yardımlarınızı bekliyorum teşekkürler.
benim 01 10 2002 dogumlu bir oglum var.yukarıda yazdıgınız bütün sorunları yasıyoruz.ders calısmıyor ama bılgısayar oynuyor bu benı cok rahatsız edıyor ve tartısıyoruz doktora gıttık rıtalın adlı ılacı verdı sadece odevlerının oldugu zamanlarda sınavlarının oldugunda 2tanesabah 2 tane ogle ıcsın dedı yaklasık 2aydır kullanıyoruz tam bır fayda gormedık ne yapabılırım?sımdıden tesekkurler
öncelikle herkese merhaba. dikkat eksikliği ve hiperaktivite problemimi bu yıl dershandedeki danışman hocam farketti. ilk önce pek dikkate almadım bu durumu fakat su sıralar canımı çok sıkıyor. özellikle matematik derslerine çalışırken gereğinden fazla gerildiğimi ve ders çalısırken; sakin bir ortamda durdugum zamanlar huzursuz oldugumu kesfettim. yani sizin anlayacagınız hareketsiz bi şarkı bile canımı sıkmaya yetiyor.. internetten yaptıgım bazı dikkat eksikliği ile ilgili arastırmalar sonucu bu belirtilerin neredeyse çogunun bende bulundugunu farkettim.. ders calışırken hiç konsantre olamıyorum ve bu sene ben de sbs sınavına gireceğim.. hattagecen sene ve ondan önceki oldugum sbslerde de sınav bitse de kurtulsam öldüm sıkıntıdan düsüncesi sarıyordu içimi. bu sene de böyle olacak diye ödüm kopuyor lütfen yardım edin sizce bu konuda ne yapmalıyım?? 🙁 TEŞEKKÜRLER..
ben kullandım intihar etmek istiyorum beni bundan kurtarın
conceta 3 seneden belli kullanıyorum..
her işi yapmıyorum ne olursunuz çok korku oluyorr.
kendimi çok zayıf görüyorum
çocuklarda dikkat eksikliği üzerine araştırma yapılmalı. gerçekten oldukça önemli bir sorun. bunun bir nedeni olmalı.
harika ya çok işime yaraddı kim yapmişsa ona binlerce teşekkür ederim sevgilerim ve saygılarım ile teekkürler
Merhaba benim 6 yaşında 1 ci sınıf oğlum var öğretmeni bu çocuğun bi sorunu var demesiyle yola çıktım aynen sizin yazdığınız tüm şikayetler benim çocuğumdada var özel bi iletişim merkezinde test yaptırdım ve şuan orda haftada 2 gün seansa giryo çok kötü olmadığını söylüyolar ama ben sizin yazdıklarınızı okuduktan sonra çok ciddi olduğunu anladım Benim çocuğumda yüzde 30 dikkat dağınıklılığı tespit edildi hiç bir ilaç kullanmadım ilaçların zararlı olacağını düşündüm. İlaç kullanırken iyi olursa devamlı ilaçmı kullanacam veya bi mütdetmi zararı ne ne olur yardımcı olun çok zor bi durum teşşekkürler
Yaşım 28,okuldayken başarılı bir öğrenciydim,zeka problemim yok konsantre olabildiğim zaman çok başarılı olabiliyorum ama bu dikkat dağınıklığı yüzünden sanki bir gerizekalı gibi davranıyorum ve çevremdekilerinde öyle düşündüğünden eminim,bu da moralımi çok bozuyor,kendime olan güvenimi kaybettiriyor.
Sanki her şeyi yanlış yapacakmışım gibi hissediyorum ,çoğu zaman tedirgin ve huzursuzum.Özellikle iş hayatımı çok olumsuz etkiliyor ve bu yüzden çok sık iş değiştiriyorum.
Ben 14 yaşındayım ve ilgimi çekmeyen kitapları okuyamıyorum,bildiğim soruları yanlış okumadan felan çözemiyorum,seslere dayanamıyorum aynı zamanda bir konuya yeteri kadar odaklanamıyorum, odaklanmayı denersem başım çok ağırıyor.Bu sorunlardan bir doktora gitmiştik ve ismini hatırlayamadığım bir ilaç almıştık ama ben nedense kullanmayı istemedim ama bu sene TEOG sınavı var ve ben bu yüzden endişeleniyorum tavsiyesi olan var mı???
Benim 7 yasinda bir oğlum var dikkat eksikliği hiperaktivite için saydiginiz herşey var oğlunda gecen sene anasinifinda okulda sorun yasadik bu sene bidaha gönderdim ayni sorunu bidaha yasadik surekle şikayet edilince tekrar almak zorunda kaldik bu sene 1 inci sinifa gitcek ayni sorunu tekrar yasamak istimeiyoruz .onun dislandigini görünce çok üzülüyorum bunun için önce ne yaplayim tedavi için nereye goturmem gerekiyor yoksa öncezeka ttestini yaptirmam gerekiyor yardimci olursanız sevinirim
Hersey guzelde “cunki” nedir hocam Allah askina
Gerçekten dikkat eksikliğiyle ilgili okuduğum en güzel yazılardan biri.30 yaşındayın ve bendede dikkat eksikliği var.Anlatıroum ama kimse beni anlamıyor.Hayatımı bu rahatsızlıktan dolayı yürütemiyorum şuanda..
ben 17 yaşındayım. ve ileri düzeyde dikkat eksikliğim var. ygs sınavım var ne yapacagımı bilmiyorum. bildim bileli böyleyim. derse kendimi ne kadar vermeye çalışsamda kendimi hayal kurarken buluyorum ve derse döndüğümde çok ey kaçırdığımı fark ediyorum. öğretmenler bu yaşıma kadar hep benım üzerime geldi alperen kalk ben ne dedim gibi sorular sordular sürekli sinir krizi geçirdiğim zamanlar oldu. yazım iğrenc hiç bir zaman çizgisiz kağıda düz yazamadım haylada yazamıyorum. emınım 200den fazla okudugum 3 satır cümleyi sınavda çıktıgında yazamadığım zamanlar oldu. odaklanmaya çalıştıgım zaman başım ağrıyor zorluyorum kendımı dahada ağrıyor.
anneme nasıl doğduğumu sorduğumda bana 9 ay 3 hafta olmasına ragmen doğmadığımı yapay sancı gibi bişey yapmalarına ragmen iç tepki vermediğimi en sonunda beni vakum makinesiyle zorla çıkarttıklarını ayrıca doğdugumda mosmor olduğumu söyledi öyleki doğduktan sonra beni annaname vermişler bu ne deyip almamış kucagına. sonra rengim düzelmiş tabi.
kendimi son 2 yıldır spora verdim ve günde 3 saatimi alan sporu bu hastalık yüzünden bırakmak zorunda kaldım. çünki annem spordan yorgunluktan ders calışamıyosun uykun geliyor diyordu. sporu bırakıncada bişey değişmedi.
—
annemin dediğine göre ilkokula başladığımda annem bana ders çalıştırırken anne azcık uyıyım gibi şeyler söylüyomuşum.yani hep böyleymişim.
lise 4e kadar kopya çekerek geldim. yalnız biriyim zaten. hiç arkadaşım yok diyebilim. kendim kopya çekerdim. ama şimdi ygs sınavı var. son 1 yıldır kendimi ders çalışmak için cok fazla zorladım. kafama zorla bişeyleri sokmaya çalıştım. gerçekten hayattan bezdim artık. etrafımda mevburen muhattap oldugum insanlar bana gerizekalı gözüyle bakıyor. düzenli olamıyorum bir türlü. ödevlerimi yapmayı hep unutuyorum. telefonda not defterine kaydediyorum ödevleri ve telefon bana hatırlatıyor o şekilde ancak yapabiliyorum. harclıklarımı biriktirip aldıgım pahalı kalemleri en fazla 1 ay kullanabılıyorum sonra kaybedıyorum. bazen soruyolar sözelcimisin yoksa sayısalçımı diye. bilmiyorum diyorum. sayısal desen zaten anlamıyorum. çarpım tablosunu hç ezberleyemedim. bir kere altılara kadar ezberledim. 1 hafta sonra unuttum. bir ara disleksi hastalığından falan süphe ettim. ama benım ingilizce ve türkçe okumam gayet iyi. akıcı okuyabiliyorum. ama benım anlatamadıgım şu biri bana bir yazı versin ve oku desin akıcı bir şekilde vurgularak bile okurum ama okugumdan en ufak bişey anlaman 1. cümleyi bitirip ikinci cümleye geçtiğimde ilk okudugum 1. cümleyi unuturum. sesli okuyunca zaten bişey anlamıyorum sessiz içimden okuyuncada gözlerim ağrıyor yanıyor uyku geliyor başım ağrıyor dahada deneyince dayanılmaz bir işkenceye dönüyor.
—
yarın devlet hastanesine pskiyatriye gidip durumu anlatacagım.
not olarak bu yazıları bir sekreterden daha hızlı yazdıgımı söylemek isterim. gözüm kapalı bile yazarım zaten su anda ekrana bakarak yazıyorum. ama biri bana klavyedeki harfleri söyle dese yada yazmamı istese yapamam.
Merhabalar ben 20 yaşındayım Üniversitede okuyorum önceden olmayan bir sorunum var yaklaşık 2 yıldır okula gelip ders dinlemeye başladıktan 15 dk sonra acayip bir şekilde uykum geliyor ve göz kapaklarımı tutmakta zorlanıyorum ilk başlarda önemsemedim geçer diye düşündüm sonra gittikçe ilerledi ve bu eğitim hayatımı sıkıntıya sokmaya başladı dersleri takip edemiyorum. Lütfen bana yardımcı olun göz doktoruna dahiliye gittim vitamin testleri yaptım her şey normal ama nedenini bir türlü anlamıyorum.
Merhabalar,
uyku durumu genellikle uykusuz kalmayla ilgilidir. Eğer düzenli bir uykunuz varsa bir hekime gitmenizi öneririz. Tahlillerinizin sonuçlarına göre hekiminiz sizi yönlendirecektir. Şeker yüksekliği vb. hastalıklar da aşırı uyku yapabilir.