DEPRESYONUN OLUŞUMUNDA ETKİLİ OLAN KİŞİSEL ÖZELLİKLER

DEPRESYONUN OLUŞUMUNDA ETKİLİ OLAN KİŞİSEL ÖZELLİKLER

      Öfke ve nefretin, çevresindeki kişilerin kaybına yol açacaği düşüncesiyle onlara yönlendirilemeyip, kendisine yönlendirilmesi (bu yapıdaki bir kişilik hayatın ilk 1-2 yıllık döneminde düzenli ve yeterli bir anne-çocuk ilişkisi yaşamamıştır. Kişinin yaşadığı depresyon gerçek ya da farzedilen bir kayıp ile bağlantılıdır).

Kişinin kendisi, çevresi ve gelecekten beklentileri, idealleri ile kendi gerçek durumu o kadar farklı, gerçekdışı ve orantısızdır ki, bu yüksek standartlara ulaşamamak kişide güçsüzlük ve yalnızlık düşünceleri ile depresyona yol açabilir.

Kişinin süperegosu ( üstbenlik) o kadar kuvvetli ve baskındır ki sürekli kişiyi kısıtlayıp, suçlar, zevk verici, rahatlatıcı etkinliklerden alıkoyup, adeta işkence eder.

Kişinin çevresindekiler ondan o kadar çok şey beklemektedir ki, kişinin bu beklentileri karşılaması olanaksızdır. Bu da zayıflık ve çaresizlik düşüncelerinin gelişip, depresyona gidişe yol açabilir.

Kişinin küçüklüğünden itibaren sevip, saygı ve gurur duyacağı, ondan da destek ve sıcaklık göreceği, benzemek istediği, imrendiği, idealize ettiği düzeyde bir kişi (baba, anne, öğretmen, akraba vs) yoktur. Bu da kişiliğin gelişimini olumsuz yönde etkiler ve kendine güven kaybi ve depresyona yol açabilir.

Çocuklukta anne-baba ayrılığı ya da kaybı, stresli koşullar karşısında yeterli desteği bulamayıp, yanlış ya da yetersiz başaçıkma mekanizmaları geliştirmesine, bu da ileri dönemde depresyona zemin hazırlayabilir.

Sahip olunan kişilik yapıları da depresyon gelişiminde etkilidir. Obsesif-kompulsif, bağımlı, histrionik ve sınırda (borderline) kişilik bozukluğu gösterenlerde depresyona eğilim daha yüksektir.

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir