ÇOCUKLARIMIZDA BUNLARA DİKKAT EDİYOR MUYUZ???

ÇOCUKLARIMIZDA BUNLARA DİKKAT EDİYOR MUYUZ???

I. Çok Zeki Çocuğunuza, Zeki Olduğunu Söylemeyin
II. Çocuklarda İletişim Bozuklukları
III. Çocuklarda Duyma Bozuklukları
IV. Çocuklarda Lisan Bozuklukları
V. Çocuklarda Artikülasyon Bozuklukları
VI. Çoçuklarda Ses Hastalıkları
VII. Çoçuklarda Kekemelik
 Şimdi bunları inceleyelim…

I. Çok Zeki Çocuğunuza, Zeki Olduğunu Söylemeyin

IQ’su ortalamanın üstünde olan ve diğer çocuklardan daha zeki olduğunu bilen çocuklar, gençlik ve erişkin döneminde daha çok psikolojik sorun yaşıyor ve uzun süreli ilişkiler kurmakta zorlanıyor.

İngiltere’de yapılan bir araştırma, çocuklara, IQ’sunun arkadaşlarından daha yüksek olduğunu söylemenin ve hissettirmenin olumsuz sonuçlar yarattığını gösterdi. Prof. Joan Freeman başkanlığında yapılan araştırmada, yaşları 5 ila 14 olan 210 çocuk, 27 yıl boyunca incelendi. Denekler, IQ’su normal çocuklardan daha yüksek olan ve bunu bilen,IQ’su normal çocuklardan daha yüksek olan ancak daha zeki olduğunu bilmeyen ve normal çocuklar olmak üzere 3 gruba ayrıldı.

1974, 1984 ve 2001 yılında ayrıntılı olarak araştırılan deneklerde, normalden daha zeki olan ve bunu bilenlerin yüzde 40’nda, nörotik hastalık, uykusuzluk, sosyal davranış bozukluğu, hoşnutsuzluk ve mutsuzluk gibi psikolojik ve fiziksel rahatsızlıkları olduğu tespit edildi. Bu gruptaki gençlerin, özellikle uzun süreli ilişkiler kurmakta zorlandığı gözlendi. IQ’su normalden daha yüksek olan ancak bunu bilmeyen ve normal çocuklardan oluşan deneklerde ise benzer sorunların ortaya çıkmadığı görüldü. Prof. Freeman, problemlere yol açanın yüksek IQ değil, IQ’sunun daha yüksek olduğunu bilmek olduğunu belirtti.
II. Çocuklarda İletişim Bozuklukları

Çocuklarda iletişim bozukluklarının pekçok çeşidi bulunuyor. Başlangıçta önemli bir sorun gibi gözükmese de işitmede meydana gelen en ufak bir kayıp kişinin lisanını kullanma yeteneğini, artikülasyon bozuklukları ise terapiyi gerektirebilir. Yine sıklıkla karşılaştığımız kekemelik çözümlenebilecek çok basit bir sorun da olabilir.

III. Çocuklarda Duyma Bozuklukları

Duyma ve konuşma insanların primer iletişim modunu oluşturur. Bu nedenle işitmede meydana gelen en ufak bir kayıp bile kişinin lisanı kullanma yeteneğini etkileyebilir. Çocuklarda olabilecek hafif derecede duyma bozuklukları bile lisan gelişimini ve okul başarısını etkiler. Çocuklarda en sık rastlanan işitme kaybı orta kulak iltihaplanmasıyla alakalıdır. Bu enfeksiyonlar şaşılacak bir hızla kendini gösterip yok olduğundan dolayı kimi zaman aileler bile farkına varmayabilirler. Herhangi nedenle olursa olsun, işitme kaybı olan çocukların sosyal, kognitif ve lisan gelişimi açısından özel eğitime ihtiyaçları vardır.

IV. Çocuklarda Lisan Bozuklukları

Çocuklarda lisan bozuklukları veya lisan gelişiminin gecikmesi çok çeşitli nedenlerden dolayı olabilir. Bu bozukluk veya gecikme mental retardasyon veya otisim gibi gelişimsel bir problemin habercisi olabileceği gibi irsi de olabilir. Eğer lisan gelişimi bir süre normal seyrini takip edip sonra bir duraklama dönemine girdiyse bu beyne gelen bir darbeden kaynaklanıyor olabilir. Bazı bebekler problemli bir doğumdan sonra uzun süre yoğun bakımda kalmaktan dolayı kendileriyle konuşan insanlarla sınırlı bir iletişim içinde olmaktan dolayı çevrelerinden yeterli stimulasyon alamayıp lisan gelişimini zamanında tamamlamakta zorlanabilirler. Bazı çocuklar da kogntif gelişmeleri yaşa uygun seyreden çocuklarda, bu tip problemlere “spesifik lisan bozuklukları” adı verilir. Çocuklardaki lisan bozuklukları veya gelişim gerilikleri bu çocukları normal gelişen yaşıtlarıyla karşılaştırılarak kararlaştırılır ve uzmanların belirleyeceği amaçlar doğrultusunda terapiye başlanır.

V. Çocuklarda Artikülasyon Bozuklukları

Konuşmaya başlamak bir çocuğun hayatının en önemli adımlarından biridir. Yapılan araştırmalar belli seslerin doğru telaffuzunun belli yaşlarda ortaya çıktığını göstermiştir:

32 ay n, m, p, h, t, k, y
36 ay f, b, g, d
48 ay s
48 aydan sonra l, r, s, ç, c, v, z

Çoçuklarda görülen artikülasyon problemlerinin çok çeşitli sebepleri olabilir. İşitme kaybı, ağız-yüz anomalileri, damak-dudak yarıkları veya merkezi sinir sistemi kaynakları problemler artikülasyon bozukluğuna yol açabilecek durumlardan bir kaçıdır. Çoçuklar herhangi bir sesi çıkaramadıklarında bunun neden kaynaklandığını izole etmek nasıl bir terapi izleneceği açısından önemlidir.

VI. Çoçuklarda Ses Hastalıkları

Çoçukların yaşamlarının ilk 5 senesi içinde çıkardıkları sesler genelde dinleyenler tarafından normal olarak algılanır. Ancak kimi zaman değişiklikler farkedilebilir. Örneğin bir bebeğin ağlama sesi normalden alçak bir perdeden ve hipernasal olabilir. Sesin kalitesinde, perdesince veya rezonansındaki herhangi bir deviyasyon bir hava yolu veya gırtlak hastalığının ön habercisi olabilir. Bu nedenle okul öncesi veya okul çağı çoçukların seslerini kullanmalarında herhangi bir değişiklik farkedildiğinde, bunun bir uzman doktora gösterilmesi şarttır. Çoçuklarda meydana gelebilecek ses problemlerinin kaynağı ses telleriyle ilgili bir patoloji, allerji, enfeksiyon veya normalden büyük bağdemciklerden olabilir. Ayrıca okul çağındaki çoçukların devamlı bağırarak seslerini düzenli bir şekilde yanlış kullanmaları da ses tellerinde problemlere yol açabilir. Çoçuklarda zamanında ve doğru teşhiş edilen ses hastalıklarının idaresi çabuk ve etkili olur.

VII. Çoçuklarda Kekemelik

Kekemelik, seslerin ve hecelerin tekrarlanması veya uzatılması kaydıyla konuşmayı tamamlamak için yaşanan mücadeledir. Ancak ifadenin akıcılığında yaşanan her problem keemelik değildir. Doğru teşhiş ve rehabilitasyon için bu ayrımın yapılması çok önemlidir. Konuşma ve lisan patolojisi alanında klinik açıdan en fazla kararsızlık yaşanan konulardan biri de kekemelik ve bunun sebepleridir. Günümüze değin ortaya atılan birçok teori ve buna bağlı pek çok terapi yöntemi geliştirilmiştir. Ancak kekemeliğin neden kaynaklandığı konusunda yaşanan çelişkiler tedavi konusunda da yaşanmaktadır. Yapılan araştırmalarda okul çağında kekeleyen çoçukların büyük bir bölümünün lise çağında geldiklerinde konuşmalarında bir pürüz kalmadığı görülmüştür. Kekemeliği devam eden çouklarda ise, terapi için en uygun ve gerçekçi amaç kekemeliği “geçirmek” veya “yok etmek” yerine, akıcı konuşma enstantanelerini çoğaltmak ve eğer kekeleyecekse de çoçuğa mümkün olduğu kadar rahat kekelemeyi öğretmektir.

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir