CEZALANDIRMA

CEZALANDIRMA

Ceza, istenmeyen davranışlardan sonra verilen olumsuz uyarandır. Cezalandırma deyince akla bağırıp azarlamak, dayak atmak ve canını yakmak gelir. Oysaki cezalar yalnızca bunlarla sınırlı değildir, çocuğu hatalı davranışından sonra bir süre için sevdiği bir şeyden mahrum bırakmak, istediği bir şeyi yapmamak, kısa süreliğine odasına göndermek gibi birçok cezalandırma yöntemi vardır.

Örneğin kendisine zarar verecek bir davranışta bulunan çocuğa en sevdiği oyuncağıyla bir süre oynamama cezası, dersini çalışmayan bir çocuğa o akşam televizyon izlememe cezası verilebilir. Ancak ödülde olduğu gibi her cezanın da işe yaramadığı hatta durumu daha da olumsuzlaştırdığı bir gerçektir. Çünkü cezanın eğitici yönü yoktur, istenmeyen davranışa dikkati çeker ama istenen in ne olduğunu göstermez. Yanlış veya fazla verilen ceza ters tepki yapabilir ve anne babaya karşı umursamazlık, aldırmazlık hatta intikam alma duygularını geliştirebilir. Yemek yeme örneğinde, çocuk başarılı olduğunda ödüllendirmek yerine yemeği döktüğünde azarlanırsa, davranışı yeniden denemek istemeyebilir, anne babaya direnir ve olumsuz duygular yaşayabilir.

Ödül ve Ceza Verirken Nelere Dikkat Etmeli?
Çocuğa davranış kazandırmada ödüllendirme, her zaman cezalandırmadan daha etkilidir. Örneğin çocuğa oyunu bitince oyuncaklarını toplama davranışını kazandırma noktasında onları dağınık bıraktığında cezalandırmak yerine topladığında ödüllendirmek daha iyi sonuç verir.

Ödülle cezanın etkili olması için tutarlı olması ve davranışın yapılışından hemen sonra verilmesi gerekir. Davranış bir seferinde ödüllendirilir bir seferinde ödüllendirilmezse veya istenmeyen davranış bazen cezalandırılır bazen pekiştirilirse o ödülün ve cezanın etkili olması beklenmemelidir. Yine bir davranış anne tarafından ödüllendiriliyor ancak baba tarafından her hangi bir tepki verilmiyorsa her ikisinin de ödüllendirdiği kadar etkili olmaz.

Ödül veya cezanın neden verildiğini açıklamak da önemlidir. “harikasın vazoyu yere atmadın, böylece vazo kırılmadı ve canın yanmadı.” Gibi bir açıklama, çocuğa yaptığının neden doğru olduğunu gösterdiğinden davranışı daha da pekiştirir. Aksi halde çocuk bunun nedenini bilmeyebilir, sonucunda ödül ya da ceza anlam taşımaz.

Küçük yaşlardan itibaren yapılan sözel ve manevi ödüllendirmeler, , maddi ödüllere çok fazla gerek bırakmaz. Çocuk her seferinde bir şey almaya ve büyük ödüllere alıştırılmamalı, doğru davrandığında bilgisayar alma gibi vaatlerden de kaçınılmalıdır. Büyük ödüllere alışan bir çocuk, her davranışını ödüle ulaşmak amacıyla yapar, bu da istenen davranışa ulaşmayı engeller. Aynı şekilde sırf çocuk istiyor diye ödül vermek, onun bir süre sonra istediklerine ulaşmak için bunu alışkanlık edinmesine neden olur.

Çocuk istenen davranışı birkaç kez yaptığında ödüllendirilmişse artık öğrendi diye ödül hemen kesilmemelidir. Ara ara ödüllendirmek, davranışın devamını sağlar.

Çocuğa duygularından dolayı ödül ve ceza verilmemelidir. Bu, çocuğun kişiliğine zarar verir.

Yengeç ve Annesi
“Neden böyle yan yan yürüyorsun yavrum” diye sorar anne yengeç çocuğuna. “Düzgün yürüsene” der. “ Pekâlâ, anne” der çocuk. “Sen önümden düzgün yürü, ben seni takip ederim.”
Vatan Gazetesi Can Ataklı 24.2.2008

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir