Anne Baba Tutumları ve Çocuklara Sınır Koyma
Çocuğun zeka ve kişilik gelişiminin temelinde anne-baba tutum ve davranışları bulunur. Anne-Babaların tek tek kişilikleri, birbirlerine olan davranışları, tutumları ve çocuklarına gösterdikleri ilgi ve davranış biçimleri önemlidir.
Çocuğun zeka ve kişilik gelişiminde, özellikle anne ve baba davranışlarının büyük rolü vardır.
* Bazı çocuk ileriki yaşamında tıpkı anne ve babası gibi davranır.
* Bazı çocuk öyle zorlanmıştır ki, tepki olarak, kendisine yöneltilen davranış ve eğitim tarzının tam tersini seçer.
* Bazıları da, kendi anne ve baba davranışlarını bilinçli bir yorum süzgecinden geçirir ve en iyisini, en doğrusunu uygulamaya çalışır.
Bu ve benzeri davranışlara çok sık rastlamaktayız. Genellikle çocukların öğrenim ve eğitimlerinde anne ve babanın, idealleri büyük rol oynamaktadır.
Çocuklarında adeta kendilerini gerçekleştirmek istemektedirler. “BÜYÜK ÇOCUKLAR” dır bunlar. Kendi geçmişlerinden , kendi çocukluk özlemlerinden sıyrılamamış olan büyük çocuklardır.
Çocuğun benlik gelişimi iki yaşından itibaren gelişmeye başlar. Aile ve çevre etkileri kişilik gelişiminin çok önemli faktörleridir.
Tek çocuk genellikle:
* Yalnız,
* Güvensiz,
* Şımartılmış çocuktur.
Hemen her isteğinin yerine getirilmesine alışıktır. Çocuk geç yaşlarda ya da tüp bebek yoluyla edinilmişse, aileler daha taviz verici olmaktadırlar.
OKUL-ÇOCUK-AİLE
Çocuk için okul hem aile yaşamının devamı, hem de dış dünyaya açılan ilk kapıdır. Çoğu kez evdeki davranışlar okulda devam eder. Ya da devam ettirmeye çalışır.
Evde tek başına yetişmiş çocuk:
* Genellikle kuralsızdır,
*Her dediği yapılmıştır,
* Aile bireyleri etrafında pervanedir.
Çocuğun ruh sağlığında ise sağlıklı bir üçgen söz konusudur. Bu üçgen öncelikle; Annenin-Babanın-Çocuğun uyumlu, huzurlu ve sağlıklı olmasıyla oluşur. Çok değerli ve çok ince bir malzemeyi büyük bir özenle tanımak, iyi ve doğru değerlendirmek ve gereği kadar işlemek gerekir. Anne-Baba-Çocuk arasında iletişimi, anlayışı, sabırla doğru hamlelerle sürdürmek gerekir.
Sınır Koyma Zorlukları:
Çocuklara doğru ve etkili sınırlar koymak, zaman zaman aileler için zor olabilir. Ebeveynlerin çocuklarının ihtiyaçlarını dengelemek ve disiplin kurallarını belirlemek konusunda zorluklar yaşayabilirler.
Örneğin, çocuğun isteklerini karşılamak ile onu aşırı şekilde kısıtlamak arasında bir denge bulunması gerektiği gibi zorluklar karşımıza çıkar.
5N1K yaklaşımı, sınırların belirlenmesi konusunda ebeveynlere rehberlik eden etkili bir yöntemdir.
Bu yaklaşım, “Ne yapıyor? Nerede? Nasıl? Neden? Niçin? Kimin yanında?” sorularının cevaplarını içerir. Bu sorular, ebeveynlerin çocuklarının davranışlarını daha derinlemesine anlamalarına yardımcı olur.
Çocuğun Bilgisayar Oyunu Oynaması Durumunda:
Ne yapıyor? Bilgisayar oyunu oynuyor.
Nerede? Oturma odasında.
Nasıl? Konsolu elleriyle kullanarak.
Neden? Eğlenceli ve heyecan verici buluyor.
Niçin? Arkadaşlarıyla rekabet etmek istiyor.
Kimin yanında? Tek başına.
Amaç Belirleme: Ebeveyn, çocuğunun bilgisayar oyunu oynamasının sınırlarını belirlerken, dikkatini eğitim ve derslerine yönlendirmek isteyebilir. Bu durumda, hafta içi belirli bir süre bilgisayar oyunu oynama kuralı koyarak, çocuğunun derslerine zaman ayırmasını sağlamak amacıyla sınırlama getirebilir.
Çocuğun Dışarıda Oyun Oynaması Durumunda:
Ne yapıyor? Dışarıda top oynuyor.
Nerede? Mahalle parkında.
Nasıl? Arkadaşlarıyla grup halinde oynuyor.
Neden? Hareket etmek istiyor ve arkadaşlarıyla sosyal etkileşimde bulunmak istiyor.
Niçin? Enerjisini atmak ve eğlenmek istiyor.
Kimin yanında? Arkadaşlarıyla.
Amaç Belirleme: Ebeveyn, çocuğunun dışarıda oyun oynamasının sınırlarını belirlerken, güvenliği ve zaman yönetimini dikkate alabilir. Örneğin, akşam saatlerinden sonra parkta oyun oynamayı kısıtlayarak, çocuğunun dinlenmesini ve yemeğini düzenli olarak almasını sağlamak amacıyla sınırlama getirebilir.
Oyun Zamanları:
Örnek: Ebeveynler, çocuğun hafta içi okul günlerinde sadece belirli bir süre boyunca oyun oynamasına izin verebilirler. Örneğin, pazartesi ve çarşamba günleri 1 saat, diğer günler ise 30 dakika gibi belirli bir süre sınırlaması koyabilirler. Bu, çocuğun derslerine zaman ayırmasını sağlamak ve oyun oynama süresini dengelemek amacıyla yapılabilir.
Ekran Süresi Kontrolü:
Örnek: Ebeveynler, çocuğun bilgisayar, tablet veya telefon kullanımını belirli bir süre ile sınırlayabilirler. Örneğin, hafta içi her gün maksimum 2 saat ekran süresi koyarak, çocuğun diğer aktivitelere de zaman ayırmasını teşvik edebilirler.
Yatma Zamanı:
Örnek: Ebeveynler, çocuğun düzenli bir uyku düzenine sahip olmasını sağlamak amacıyla belirli bir yatma saati belirleyebilirler. Örneğin, hafta içi her gün saat 21:00’de yatma kuralı koymak, çocuğun dinlenmesini ve enerji toplamasını destekler.
Davranış Kuralları:
Örnek: Ebeveynler, çocuğun saygılı ve nazik davranmasını sağlamak için belirli davranış kuralları koyabilirler. Örneğin, “diğerlerine karşı nazik ol” veya “paylaşmayı öğren” gibi kurallar belirleyerek, çocuğun sosyal becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilirler.
Hijyen ve Temizlik Alışkanlıkları:
Örnek: Ebeveynler, çocuğun temizlik ve hijyen alışkanlıklarını geliştirmek için belirli kurallar koyabilirler. Örneğin, her gün ellerini yıkamak, odasını düzenli tutmak gibi alışkanlıkları teşvik edebilirler.
Dışarıda Geçirilen Zaman:
Örnek: Ebeveynler, çocuğun dışarıda vakit geçirmesini teşvik etmek amacıyla belirli kurallar koyabilirler. Örneğin, hafta sonları en az bir saat dışarıda oyun oynamak veya spor yapmak gibi kurallar belirleyebilirler.
Yemek ve Beslenme Alışkanlıkları:
Örnek: Ebeveynler, çocuğun sağlıklı beslenme alışkanlıklarını geliştirmesi için belirli kurallar koyabilirler. Örneğin, her öğünde bir porsiyon sebze yemek, abur cubur tüketimini sınırlamak gibi kurallar belirleyebilirler.
Bu örnekler, çocuğa belirli davranışların neden kabul edilebilir veya kabul edilemez olduğunu öğretmek amacıyla belirlenen sınırların birkaç örneğidir. Bu kurallar, çocuğun güvenliği, davranış etiği ve aile dinamiklerini göz önünde bulundurarak belirlenir. Bu şekilde, çocuklar sağlıklı sınırlar içinde büyüyüp gelişebilirler.
İş Yoğunluğu:
Ebeveynlerin iş yoğunluğu, çocuklarıyla yeterince zaman geçirmelerini engelleyebilir. Bu durumda, ebeveynler sınırlar koymak için gerekli zamanı ayıramayabilirler. Örneğin, bir ebeveynin sürekli olarak uzun çalışma saatleri veya seyahat etmesi, çocuğuyla ilgilenme ve sınırlar koyma sürecini zorlaştırabilir.
Eğitim/Deneyim Seviyeleri:
Ebeveynlerin eğitim/deneyim düzeyi, sınırlar koyma konusundaki becerilerini etkileyebilir. Daha eğitimli/deneyimli ebeveynler, çocuk psikolojisi ve gelişimi hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilir ve bu konuda daha yetkin olabilirler. Örneğin, bir ebeveynin çocuk psikolojisi hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması, uygun sınırlar belirlemesini zorlaştırabilir.
Çocukluk Deneyimleri:
Ebeveynlerin kendi çocukluk deneyimleri, sınırlar koyma konusundaki yaklaşımlarını etkileyebilir. Örneğin, otoriter bir şekilde yetiştirilen bir ebeveyn, çocuğuna sınırlar koyma konusunda daha katı bir tutum sergileyebilir. Diğer yandan, daha esnek bir yetişme tarzıyla büyümüş bir ebeveyn, çocuğuna daha serbest bir ortam sunabilir.
İletişim Becerileri:
Ebeveynlerin iletişim becerileri, sınırlar koyma sürecini etkiler. Ebeveynler, duygularını ve beklentilerini açıkça ifade edebilme yeteneğine sahip olmalıdır. Örneğin, bir ebeveyn duygularını açıkça ifade edemediğinde, çocuğuna sınırları belirleme konusunda kararsızlık yaşayabilir.
Ebeveynlerin Kendi Stres Düzeyleri:
Ebeveynlerin kendi stres seviyeleri, sınırlar koyma konusundaki kararlılıklarını etkileyebilir. Örneğin, bir ebeveynin iş veya kişisel hayattaki stresi arttığında, çocuğuna sınırlar koymak için gerekli enerjiyi bulmakta zorlanabilir.
Aile İçi Dinamikler:
Aile içi dinamikler, çocuğa sınırlar koyma sürecini etkileyebilir. Örneğin, ebeveynler arasındaki tutarsızlıklar veya farklı yaklaşımlar, çocuğun sınırları anlamasını zorlaştırabilir.
Bu örnekler, ebeveynlerin çocuklarına sınırlar koyma konusunda yaşadıkları zorlukları açıklayan faktörlerden sadece birkaçıdır. Her aile farklı dinamiklere sahip olduğundan, sınırların belirlenmesi her aile için farklı bir deneyim olabilir.
Ne olursa olsun hiç kimse sonsuz özgür değildir ve her dediği yapılacak anlamına gelmez. Çocuk okula başladığında, işe girdiğinde, evlendiğinde bir çok sınırlama ile karşı karşıya gelecektir.
Engelli Çocukların Eğitiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler:
*Başarılı yaşantılar sağlayın,
*Geriye bildirim verin,
*Doğru yanıtları pekiştirin,
*Çocuğun yeterlik yüzeyini belirleyin,
*Öğretilecek konu yada davranışlar için destek alın.
*Öğrendiklerinin tekrarını sağlayın, *Onu öğrenmeye güdüleyin,
*Bir defada öğretilecek kavramların sayısını sınırlayın.
Sonuç olarak;
Sabırlı olacağız, Sorunu iyi ortaya koyacağız, yöntemlerimizi uygularken yanlış sokaklara girmeyeceğiz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Eğitimde feda edilecek tek bir fert bile yoktur.”
Yazan İbrahim Elibal
Uzman Psikolojik Danışman