RESİM KOLEKSİYONCULUĞUNUN XV. YÜZYIL VE SONRASI
(Birinci Bölüm)
Dünya sanat tarihinin gelişimi açısından çok önemli olan Rönesans dönemi, resim koleksiyonculuğunun da gelişimi açısından önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu bölümde Rönesans sanatının özellikleri, mesenlik ve oluşturulan özel koleksiyonlar üzerinden incelenecek ve size sunulacaktır.
XV. yüzyılda Floransa’nın içinde bulunduğu ekonomik, siyasi ve sosyal ortam yeni bir sınıfın oluşmasına neden olmuştur. Floransa’nın gerek deniz gerekse kara ulaşımı açısından uygun bir konumda yer alması ticaretin gelişmesini sağlayarak özel sermayenin ve ilk bankacılığın burada gelişmesine olanak sağlamıştır (AnaBritannica; 1986: 7). Floransa’da gelişen ticaret ve bankacılık, ekonomik anlamda yeni bir sınıfı burjuvaziyi ortaya çıkarmıştır. Şehir-devlet yönetimine sahip olan Floransa’da aristokratların yerini artık bu yeni zengin aileler almıştır.
Rönesans İtalya’sında burjuva sınıfının ekonomik güç olarak tarih sahnesine çıkması, kilise ve kraliyet temelinde oluşan bütün dengelerin yeniden kurulmasıyla sonuçlanmıştır. Yeni sermaye sahibi olan burjuva sınıfı kendi kültürünü ve düzenini her alanda kurarak kendine bir kimlik inşa etmeye başlamıştır. Ekonomik anlamdaki kimliklerini ticaretle, yönetimdeki kimliklerini siyasete katılarak elde ederken, kültürel alandaki kimliklerini ise güzel sanatlarla ilgilenerek ve mesenlik ilişkileri temelinde özel koleksiyonlarını oluşturarak sağlamışlardır.
Rönesans döneminin ruhunu oluşturan hümanizm anlayışı, sermayenin yeni sahibi burjuvazinin de mesenlik ilişkileri temelinde bu ruha uygun eserleri talep etmesine neden olmuştur. Ayrıca hümanizmin her şeyi insan ölçeğinde yeniden değerlendirdiği dünya görüşü, burjuvazinin kendini bu yeni anlayışla ve ruhla özdeştirmesini sağlamıştır.
Hümanist bakış açısına sahip olan koleksiyoncular, kutsal metinler yerine, hümanizmin doğmasına sebep olan antik metinleri ve antik düşüncenin ürünleri olan eserleri toplamaya yönelmiştir. Antik dönem üzerine oluşan bu zengin birikim, dönemin sanatçılarının antik dönem düşünce yapısını anlamalarını sağladığı gibi o dönemde üretilen eserlerin de yakından incelenmesini sağlamıştır (EWA; 1965: 381).
Antik dönem üzerine yapılan bu araştırmalar bilimsel alanda gelişmelerle birlikte sanat alanında yeni bir anlayışı başlatmıştır. Sanat alanında ortaya çıkan bu yenilikler daha sonra koleksiyonculuğun da seyrini değiştirecek, hümanist anlayışa göre yapılan eserlerin talebini doğuracaktı.
Rönesans dönemine kadar, loncalarda çalışan zanaatçı/sanatçıların kimlikleri belli değildi. Kiliseye ve saraya mesenlik ilişkileri temelinde hizmet etmenin verdiği büyük şeref ve onurla üretilen eserlerin üzerine bir imza ya da işaret bırakılmamıştır. Rönesans döneminde burjuva sınıfının mesenlik yapmaya başlamasıyla beraber sanatçıların da adları bilinir olmuştur. Sanatçılar kendilerine mesenlik yapan isimlerle anılmıştır. Böylelikle burjuvazi hem kendine bir kimlik oluşturmuş hem de sanatçıları anonimlikten kurtararak kendi kimliklerinin oluşmasını sağlamıştır. Sanatçıların kendi kimliklerini edinmesine 1550 yılında Vasari’nin yazdığı “En Mükemmel Ressamlar, Heykelciler ve Mimarların Hayatı” adlı kitabı somut bir örnek oluşturmaktadır (Shiner; 2004: 65).
Floransa’da oluşan burjuva sınıfında mesen ilişkileri temelinde ilk iş yaptıran Rucellia Ailesi’nden Giovanni Rucellia olmuştur. Tüccarlık yapan Rucellia Ailesi’nin mesenlik yaptığı kimi önemli sanatçılar arasında Domenico Veneziano, Fra Filippo Lipi, Paolo Ucello ve Andrea del Verrochio gibi isimler yer almıştır. Giovannni Rucellia sahip oldukları özel koleksiyon için: “Evimizde bulunan resim, heykel ve mozaikler geçmişten günümüze sadece Floransa’nın değil tüm İtalya’nın en iyi ustalarının ellerinden çıkmış işlerdir” (EWA; 1966: 122) diyerek kuşaklar boyu sahip oldukları koleksiyonlarını ülkenin kültür hazinesi olarak değerlendirmiştir.
Rönesans döneminde ticaretle zenginleşen burjuva ailelerinin mesenliği Rucellia’larla başlamış ve Medici’lerle zirveye çıkmıştır. Mesenlik yapan büyük aileler sahip oldukları eserleri yaptırdıkları büyük saraylarda teşhir ederek müzeciliğin de ilk örneklerini vermişlerdir. Sanat mesenliği zenginliğin bir göstergesi olduğu gibi toplumda yarattığı sosyal prestij sayesinde de birçok zengin aileyi kaçınılmaz olarak bu yola itmiştir. İtalya’da mesenlik yapan diğer büyük aileler arasında Strozzi, Gongazaga, Quarates, Montefeltor, Albizzi, Este, Viscontis ve Pozzi’ler yer almaktadır (EWA; 1965: 122 & ESA; 1997: 1035).
Rönesans döneminin en güçlü ve önemli meseni Medici Ailesi olmuştur. Kuşaklar boyunca sanatla ve bilimle yakından ilgilenen aile, Rönesans döneminin en özgün eserlerinin üretilmesini sağlamıştır. Sahip oldukları sosyal prestij, Floransa’daki diğer büyük ailelerin arasında da bir rekabet yaratarak mesenliği daha yaygın bir hale getirmiştir.
Medici Ailesi İtalya’da 1434-1737 yılları arasında yaklaşık 300 yıl boyunca sanat, ticaret, siyaset ve din alanında çeşitli orta ve üst düzeyde görevlerde yer almış ve Rönesans İtalya’sının gelişmesinde, temel yapının oluşmasında ve işlemesinde önemli rollere sahip olmuşlardır. Rönesansa koleksiyonculuk alanında en büyük katkıları mesenliği kurumsallaştırarak yaygın hale getirmeleri olmuştur. Medici Ailesi’nin gerek sanata gerekse sanatçılara olan yoğun ilgileri bilinçli koleksiyonculuk anlayışının temellerini oluşturmuştur.
İtalya’nın en prestijli ailelerinden biri olan Medici’ler (Bkz. Ek B); Papa X. Leo, VII. Celemens, IV. Pius ve XI. Leo dönemlerinde yönetimde bulunmuşlardır. Yönetimleri 1494-1512 ve 1527-1530 yılları arasında kesintiye uğramıştır. Medici’ler ayrıca sahip oldukları ekonomik ve siyasi güç sayesinde Avrupa’daki kraliyet ailelerine de girmişlerdir. Catherine De Medici ve Marie De Medici Fransa Kraliçesi olmuşlardır (AnaBritannica; 1986: 481).
Medici Ailesi’ni güçlü ve etkin kılan en önemli özellikleri kuşaklar boyu sahip oldukları ekonomik gücün yanı sıra yönetimdeki demokratik tutumları ve mesenlik anlayışlarını sürdürmeleri olmuştur. Sanatçılara sadece sipariş vermekle kalmayıp onlarla kişisel dostluklar kurmuşlardır. Sanat alanında kendilerini yetiştirdikleri için sanatçılarla olan dostlukları da bunu pekiştirmesini sağlamıştır. Mesenlik alanında gösterdikleri başarılar sayesinde ailenin prestiji daha da artmış bu da onları daha güçlü kılmış ve sanata yatırımlarını arttırmıştır.
Medici’ler kuşaklar boyunca ticaret ve bankacıkla ilgilenerek zenginliklerini artırmıştır. Ticaretin yanı sıra endüstri ve madencilikle de ilgilenmiş ancak sermayelerinin büyük bir kısmını ticaretle elde etmişlerdir. Medici’ler dönem dönem papalığın da mali işlerini yürütmüş defterlerini tutmuşlardır. Medici’lerin bu tumumu siyasetteki başarılarının arkasındaki kilse desteğini de göstermektedir. Medici Ailesi’nin yönetimdeki başarısı, karşıtlarını zor kullanarak değil, maddi güçlerini kullanarak kendi saflarına çekmesinden kaynaklanmaktadır (Baraz; 2001: 30).
Siyasetteki etkinliklerinin bir göstergesi de Machiavelli’nin 1532’de kaleme aldığı “Hükümdar” adlı kitabını Muhteşem Lorenzo’nun torunu olan Lorenzo di Piero de Medici’ye ithafen yazmasıdır. Kitapta Machiavelli, Lorenzo’ya yabancı işgalci Fransızları, kovmak için bütün ülkeyi silahlandırmayı böylelikle İtalya’daki birliğin yeniden sağlanmasını tavsiye etmiştir (Smith; 1992: 190).
Medici’ler XII. yüzyılda Toscana bölgesinden Floransa’ya ticaret yapmak için göç edenler arasında yer almıştır. Floransa’da ticaretle uğraşan banker Giovanni Di Bicci De Medici (1360-1420) para biriktirme ve işletmesiyle yoğun olarak ilgilenmesi sonucu Medici’leri İtalya’nın en zengin ailelerinden biri haline getirmiştir. Bankerliğin yanı sıra aile gelirinin temeli olan ipekçilik ve kumaşçılıkla da ilgilenmiştir. Papa John XIII. ile olan ilişkisi de kendisine manevi bir güç ve sosyal bir prestij kazandırmıştır (Smith; 1992: 30).
Medici’ler sadece kendilerini zenginleştirmemiş aynı zamanda Floransa’nın ekonomik alanda gelişmesine ve büyümesine katkıda bulunmuşlardır. Medici’ler sahip oldukları siyasi yetkinlik ve demokratik tutumları sayesinde Floransalılar tarafından destek görmüş ve saygınlık kazanmışlardır.
Medici’ler sanata sadece sosyal bir statü kazanmak için değil gerçek anlamda ilgilendikleri için sahip çıkmış ve dönemin en önemli sanatçılarına mesenlik yapmışlardır. Mesenlik yaptıkları kimi sanatçılar arasında; Fra Angelico, Botticelli, Donatello, Michelangelo, Leonardo Da Vinci, Rapheal yer almaktadır. Medici’lerin mesenlik yaptıkları sanatçılar Rönesans döneminin önde gelen isimleri arasında yer almaktadır. Medici’lerin bu isimlere mesenlik yapmaları onların sanat alanındaki birikim, beğeni ve sağduyularının da bir göstergesidir.
I. Cosimo de Medici (1360-1464) Floransa’ya yaptığı yatırımlar ve kazandırdıklarından dolayı “Pater Patriae” (ülkenin babası) lakabıyla bilinmektedir. Bağımsız yerel yönetimler, XIV. yüzyıldan itibaren İtalya’da güçlerini kaybetmelerine rağmen, cumhuriyet yönetim şekli Floransa’da devam etmekteydi. Cosimo de Medici bu ruh halinin bozulmasından endişe duyarak, yerel yönetimin alışkanlıkları çerçevesinde davranmaya devam etmiştir. Cosimo de Medici, fikirlerini hayata geçirmeden önce kendi meslektaşlardan ya da yüksek mevkideki kişilerden oluşan bir vakıf ortamında değerlendirmiş bu da onu yönetimde bulunan diğer diktatör mesenlerden farklı kılmıştır. Cosimo de Medici çoğunlukla dini vakıflar için mesenlik yapmış bu kapsamda Fra Angelico ve Fra Filippo Lipi’ye himaye ederek kilise adına çalışmalarını sağlamıştır. Cosimo de Medici’nin kiliseye yaptığı bu cömertçe yardımların arkasında, bankacılık alanındaki faizin hala günah sayılmasının da etkisi vardır. Bu himayeler sayesinde kiliseyle ters düşmeyerek kendi saflarında yer almasını sağlamıştır (EWA; 1966: 123).
I. Cosimo de Medici, ailesinin bankerlik işlerinin yanı sıra, siyasetle de yakından ilgilenmiştir. Halk tarafından sevilen ve desteklenen Medici’nin sahip olduğu güç ve halkçı politikaları Floransa’nın oligarşisi tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Kendisine karşı düzenlenen bir darbeyle idama mahkum edilmesine rağmen bu karar toplumda sahip olduğu itibar neticesinde sürgüne çevrilmiştir. Medici Ailesi seçimle yönetime gelince Floransa’ya geri dönen Cosimo, kendine bir prenslik sarayı2 yaptırmaya karar vermiş ve bugünkü adı Medici-Riccardi olan Medici Sarayı’nı 1444’te Michelozzo’ya yaptırmıştır.
I. Cosimo de Medici’nin yaptırdığı Medici Sarayı, Rönesans döneminde özel aile koleksiyonunu sergilemek amacıyla yapılan ilk saraydır. Medici Sarayı bu bağlamda Avrupa’da açılan ilk müze olarak kabul edilmektedir. Medici koleksiyonunda sanat eserlerinin yanı sıra çeşitli objeler ve değerli belgeler de yer almaktadır.
Michelozzo, Cosimo’nun mesenliğinde St. Croce Kilisesi’ndeki Medici Şapelini ve Miniatoal Monte Kilisesi’ne de bir şapel yapmıştır. Cosimo’nun desteklediği sanatçılar arasında Lorenzo Ghiberti, Donatello, Andrea De Castagno, Fra Angelico ve Benozzo Gozolli gibi isimler yer almıştır. Sadece sanatla değil bilimle de yakından ilgilenen Cosimo kurduğu güçlü ilişkiler sayesinde de Doğu’dan birçok el yazmaları toplamıştır. Rönesans döneminde yeniden ortaya çıkan Yunan felsefesiyle de yakından ilgilenmiştir. Platon’a olan hayranlığı, Careggi Villası’nda, Floransa Platon Akademisi’ni kurmasına neden olmuştur. Bunun yanı sıra Floransa Üniversitesi’nde de 700 yıl aradan sonra tekrar Yunanca derslerinin koyulmasına vesile olmuştur (Baraz; 2001: 31).
Floransa Platon Akademisi’nin kurulması ve Yunanca derslerinin verilmesi, Rönesans’ın yeniden doğuş olarak kendine temel aldığı Antik dönem düşüncesinin de yayılmasında etkin olmuştur. Antik dönem düşüncesiyle insan kavramı yeniden keşfedilmiş ve Rönesans’ın temel felsefesi olan hümanizm doğmuştur. Hümanizm düşüncesi sanatçılardan bilim adamlarına, yazarlardan felsefecilere kadar Rönesans döneminin sanatsal ve düşünsel alandaki gelişmelerine katkıda bulunmuştur.
Yazılı kaynaklara göre Cosimo, sık sık heykeltıraş ve ressamları ziyaret ederek onlarla fikir alış verişinde bulunmuştur. En büyük ilgi alanının heykel olması Donatello ile yakın bir arkadaşlık kurmasını sağlamıştır. Cosimo ayrıca mimari planlar da çizmiştir (EWA; 1966: 123).
Cosimo’nun oğlu Piero da sanatçılarla mesenlik ilişkisi dışında dostluk kurmuştur. Piero zanaat teknikleriyle daha çok ilgilenmiştir. Özellikle süsleme ve gotik tarzdaki işlemelerle ailesi için yaptırdığı şapeldeki Benozzo Gozzoli’nin Procession of the Magi adlı eseri onun mesenliğinde öne çıkan en önemli eserler arasında yer almaktadır (EWA; 1966: 123).
Cosimo de Medici’nin torunu olan Lorenzo de Medici (1449-1492) sahip olduğu liderlik vasıfları ve sanatçılarla olan yoğun ilişkisi sonucunda imza attığı başarılı projelerden dolayı “Muhteşem Lorenzo” lakabını almıştır. Yönetimde gösterdiği üstün başarılar sayesinde siyasi gücünü sağlamlaştırmıştır. Muhteşem Lorenzo, X. Leo adıyla da papalık yapmıştır.
Muhteşem Lorenzo Medici’nin mesenliği sayesinde himaye ettiği sanatçı ve bilim adamları ülke çapında bilinir olmuştur. Lorenzo, Floransa kültürünü, kendi sınırları dışına yaymanın ve bunun propagandasını yapmanın bilincinde bir isim olarak, Leonardo da Vinci’yi Milano’ya, Verrocchio’yu Venedik’e, Benedetto da Maiano’yu Napoli’ye, Botticelli’yi ve muhtemelen Signorelli’yi de Roma’ya göndererek sanatlarını geliştirmelerine ve Floransa dışında da bilinmelerini sağlamıştır. İtalya çapında yapılan bu açılımlar Floransa sanatının bilinir olmasına büyük katkılarda bulunmuştur (EWA; 1966: 123).
İtalyan sanatının gösterdiği bu büyük gelişmeler Avrupa’daki mesenlik ve koleksiyonculuk anlayışını da etkilemiştir. Avrupa’nın başka yerlerindeki yöneticiler ve önemli aileleri sanata destek vermenin yarattığı prestijin farkına varmışlar ve İtalya’daki ailelerle rekabet içine girmişlerdir. Fransa Kralı I. Francis, Kutsal Roma İmparatoru I. Maximilian ve V. Charles gibi yöneticiler sadece siyasi başarıların değil sanata verilen desteğin de önemini fark etmişlerdir. Siyaset alanında savaşlarla elde edilen başarının aksine sanata verilen desteğin yapıcı bir yanı bulunmaktaydı, sanata verilen bu destek sayesinde kendi isimleri kadar ülkelerinin de isimleri ön plana çıkmaktaydı. Sanat eserleri varlıklarını sürdürdükleri sürece mesenlerinin de adını yaşatıyordu. Bu yüzden yöneticiler sanat üretimine ve sanatçılara daha çok destek vererek prestijlerini ve tarihteki yerlerini sağlamlaştırmışlardı.