Kalbin Kapılarını Açık Tutmak

KALBİN KAPILARINI AÇIK TUTMAK

İnsanlığın yer yüzünde varoluşundan bu güne kadar savaşlar, acı dolu günler, salgınlar hep olagelmiştir. Bir ırkın diğerine üstün gelme çabası, yer üstü ve yer altı kaynakların tek elde tutulmak istenmesi, tek başına hakim olma amacı tarih boyunca insanlara hep acı yaşatmıştır.

Günümüzde de emperyalist ve kapitalist ülkeler arasında bu tür paylaşım kavgalarını yaşamaktayız. Kaynakları zengin ülkeler ya teknolojik olarak zayıf bırakılmakta ya da diktatörlere teslim edilmekte. Silahsız halk kendini savunamamakta, çocuklar, kadınlar, yaşlılar ya hayatlarını kaybetmekte ya da engelli kalmaktadırlar. Merhametli ve iyi insanların sayısı ne zaman artarsa bu kavgalar o zaman son bulacaktır. Ulu önder Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” özdeyişi bizleri ve tüm insanlığı barışa çağırmaktadır. Şefkat ve merhamet duygusuyla bezenmiş insanlık, kavgadan ve savaştan uzak duracaktır.
İnsanlara anlayışlı, yumuşak davranmak bir merhamet eseridir. Eğer katı yürekli, kaba biri olunursa, insanlarla iletişim ve etkileşim sorunu yaşanır, arkadaş gruplarında ve toplumda saygı gösterilmez. İnsanların kusurlarını yüzlerine vurmadan, doğru davranışları uygun yollarla anlatıp gönüllerini kazanmak gerekir.
Yumuşak huylu ve gönül alıcı olmak sadece sözlerle alâkalı bir husus değildir. Bazı tavır, hal ve hareketler vardır ki, onlar da gönül kırıcı olabilir. Sırtını dönerek çekip gitmek gibi bazı tavırlar, çirkin sözler kadar kötü etkiler bırakır. Merhametli, dürüst olmak sadece söz ile değil tüm yaşantımızda yer almalıdır. Göstermelik insancıl duygular belki o an taktir edilebilir. Ancak davranışlarımızla tüm yaşantımızı yönlendirecek olan merhamet duygusu içimize silinmeyecek şekilde yerleşmelidir.
Her zaman tatlı sözler söylemek ve güzel tavırlar sergilemek esastır. Ne var ki, öncelikle ailemize, akrabalarımıza, arkadaşlarımıza, yardıma muhtaç kişilere sevecen ve merhametli olmak gerekir. Yanlışları insanların yüzüne vurmak çok kolaydır. Burada önemli olan bu yanlışlardan öncelikle kendimizi ve diğerlerini nasıl kurtarabileceğimizdir. Aslında bunun cevabı oldukça basit. Herkes saygı duymayı öğrenecek. Sevgi dolu yürek taşıyacak. Kusurları doğru davranışlarla ortadan kaldırıp, insanlara el uzatacak.
Çağımızda insanoğlunun en çok ihtiyacı olan Şefkat ve merhamet konusunda önce ailede, okulda, toplumda bir dirilişe ihtiyaç vardır. Evinde, memleketinde huzurlu olan, bu huzurunu tüm dünyaya da yayar. Kalbin kapılarını herkese açık tutmak her zaman insanlığın kazanmasını sağlayacaktır. Kalbi açık olan şefkati ve merhameti de içinde barındırır. İyilerin sayısı ne zaman kötülerin sayısından fazla olursa işte o zaman dünya üzerinde göz yaşı azalacaktır.

İyilerden olmanız dileğiyle.

Yazan: İbrahim Elibal
Psikolojik Danışman

3 Yorum
  1. 18 Nisan 2011
  2. 19 Nisan 2011
  3. 21 Mart 2012

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir