DERSLERDEN SOĞUMUŞ ÖĞRENCİLERİN KISIR DÖNGÜSÜ

DERSLERDEN SOĞUMUŞ ÖĞRENCİLERİN KISIR DÖNGÜSÜ

Başarısız ve dersten uzaklaşmış bir öğrenci kısır bir döngüye girmiş, ve çıkamıyordur. Başarısız öğrenci, anlayamadığı için okuyamaz; okuyup konulara girmedikçe merak ve ilgi duymaz; merak ve ilgi duymadığı için okumaz. Bu kısır döngüyü kırmak gerekir. Kısır döngü, işin içine girebilmek için etkili olabilecek bir strateji ile kırılabilir.

Başarmak zorunda olduğu öğrenme konusu ne olursa olsun, öğrenci, o konuyu, mutlaka kendi bilgi ve anlayış durumuna uygun düzeyde bir kitaptan öğrenmeye başlamalıdır. Kısır döngüden çıkmak ve öğrenme yolunda ilerlemek için başlama noktası olarak seçilecek uygun düzey, öğrenci için ne çok kolay, ne de çok zor bir düzeydir. Çünkü okunan bilgiler çok basit olursa öğrenecek fazla bir şey olmaz ve bıkkınlık duyulur. Çok zor olduğu zaman hiç anlaşılmadığı için ümitsizliğe düşülür. Öyle ise, uğraşılan konu ne olursa olsun, okumak ve öğrenmek için seçilen içerik, bilinmeyen, fakat bilinenlerle bağlantıya getirilerek biraz çaba ile anlaşılabilecek düzeyde olmalıdır.

Anlamanın da ilgi duymanın da sırrı bu noktadadır. Bilmemek, fakat bildikleriyle anlayabilecek konumda olmak, anlamayla birlikte ilgi doğurur. Görülüyor ki istek ve azim gibi, ilgi de yapılan işin içinden doğmalıdır. Kişi kendi bilgileriyle bağlantıya getiremeyeceği zorlukta bir içerikle uğraşırken, ona ‘’anlamaya çalış, ilgi duy, konsantre ol, dikkatini ver’’gibi kişinin içinde bulunduğu durumun psikolojik gerçeğini hesaba katmadan öğrenciye öğüt vermek, onu büsbütün ruhsal çatışma içine itmekten başka sonuç vermez. Gerekli olan öğüt değil, isteği, ilgiyi, azmi işin içinden doğduracak uygun düzeyde içeriklerle öğrenmeyi mümkün hale getirmek, anlama zevkini tattırmaktır.

Anlamak zevk verir, ilgi uyandırır, güven duygusu aşılar. Bu güzel duygular, öğrenciyi daha fazla okumaya sevk eder. Onun istek ve azmini arttırır ve onu, tadını aldığı iş için bir çalışma programı yapmaya teşvik eder. Bu noktaya gelmiş öğrenci, derece derece daha ileri, ama hep biraz çaba ile anlayabileceği kitaplar seçmelidir. Tekrar öğrencinin dikkatini çekmekte fayda vardır.

Dersten soğuma ve okumadan uzaklaşma, anlama ümidini kaybetmek ve kendi kapasitesinden şüpheye düşmek yüzündendir. İnsan kendisini yeniden küskünlüğe ve karamsarlığa sevk edecek nahoş bir işe doğal olarak el atmak istemez. Bu nedenle, bilgilerle bağlantıya geleceği için anlaşılacak düzeyde bir içerikle devam etmek gerekir. Her basamakta, o basamağa gelinciye kadar kazanılmış bilgilerle bağlantı kurulacağı için, bilinmeyenleri,önceki bilgilerle yorumlamak mümkün olacaktır. Sistemli olarak bu stratejiyle okuyan öğrenci, artık anladığını, ilgi duyduğunu ve dikkatini konu üzerinde toplayabildiğini görecektir. Böylelikle bir noktada artık kısır döngü kırılmış olacaktır.

Hiçbir öğrenci ve birey kendi gerçek kapasitesini kullanmamaktadır. Potansiyel kapasitenin son sınırı bilinemez. Fakat son sınırın, şu ana kadar gerçekleşmiş kabiliyetten daha yüksek olduğunu ortaya koyma şansı, bireyin kendi elindedir. Bir benzetme yaparak durumu açıklamak gerekirse, potansiyel kapasite bir tohumdur. Tohum şu ya da bu kalitede olabilir. Ama o tohumdan, kendi potansiyelinin elverdiği en iyi nitelikte bir bitki elde etme, toprak, iklim ve bakım koşullarına bağlıdır. Aynı tohum koşullara göre, iyi ya da kötü bir bitki meydana getirebilir. Tohum neyse odur. Ama aynı tohumla, koşullara göre çok değişik kalitelerde bitki elde edilebilir. Tohumun potansiyeli hiçbir koşulda bilinmeyeceğine göre, Bu çeşitli kalitelerin hapsi, ideal koşullarda meydana gelecek kalitenin altında olacaktır.

Bunun gibi öğrencilerin ve bizlerin potansiyel kapasitesi, yeteneği ne ise odur. Kimse doğuştan gelen potansiyel kapasitesini değiştiremez. Ama ideal koşullara yaklaşarak, potansiyel kapasitesini daha büyük oranda gerçekleşebilir. Yani koşulları olumlu yönde hazırlayarak, son sınırı bilinmeyen kendi potansiyel kapasitesini, şu andakinden daha yüksek bir başarı derecesine çevirebilir.

Sonuç olarak öğrencilerin şu anda gösterdiği performans ve başarı gerçek kapasitelerinin altında olduğu bir gerçektir, önemli olan bundan sonra içinde bulundukları bu kısır döngüyü kırmalarında yardımcı olmaktır.

1 Cevap
  1. 09 Kasım 2009

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir