ÇOCUĞUMUN MESLEĞİ – BÜYÜYÜNCE NE OLACAK

ÇOCUĞUMUN MESLEĞİ
BÜYÜYÜNCE NE OLACAK?

Önemli olan bir doktor, bir öğretmen, bir avukat yetiştirmekten çok kendine güvenen, işinde ve evinde mutlu, huzurlu ve başarılı olan bireyler yetiştirmektir.


Çocuğun büyüyünce hangi mesleği yapacağı, doğumundan meslek edineceği yaşa gelene kadar anne babasının ilgi odağı olur. O daha anne karnındayken bununla ilgili en iyi dilekler dile getirilir, hayaller kurulur. Hatta bazı aileler, göbek bağını gömeceği yere bile onun mesleğini düşünerek karar verir. Dişleri çıkan bebeğe geleneksel olarak diş buğdayı kaynatıldığında önüne kalem, tarak, makas vb. nesneler konulur ve bebek hangi nesneyi alırsa onunla bağlantılı bir mesleği olacağına inanılır.

Sonra, oyunlarında aranır meslekler. Çocuk, öğretmencilik oynuyorsa öğretmen, doktorculuk oynuyorsa doktor olacağı söylenir. Böylece yıllar geçer ve lise çağına yaklaşınca bu konuda ciddi olarak düşünme süreci başlar, çünkü eğitim bu doğrultuda sürecektir. Derken üniversite tercihlerine sıra gelir. Çocukla ailesi arasında görüş ayrılıkları artar; anne baba, çocuğun istediği mesleği beğenmezse, ona daha iyi bir meslek düşünür, çocuk da onların önerilerine karşı çıkabilir. Ve genç, öyle ya da böyle bir mesleğe sahip olur.

İnsanlara yararlı mal veya hizmet üretmek ve karşılığında bir gelir elde etmek için yapılan, belli bir eğitim gerektiren ve kuralları toplumca belirlenmiş faaliyetler bütünü olarak tanımlanan meslek, aynı zamanda insanın gizil güçlerini kullanma ve geliştirme yoludur. Yaşamın hangi faaliyetlerle, nasıl bir çerçevede geçeceğini, kimlerle etkileşimde bulunulacağını belirler, yaşam tarzını, bakış açılarını etkiler. Yani meslek seçmek, bir anlamda yaşam biçimini seçmektir ve bu yüzden bireyin vereceği en önemli kararlardan biridir. İyi bir meslek kararı yaşamın sadece bir döneminde kolayca verilemez, o zamana kadar yaşananlara bağlı olarak şekillenir ve etkileri yaşam boyu devam eder. Gelişimin diğer yönleri gibi mesleki özellikler de dönemler içinde gelişir, çocuğun dönemlerden geçerek meslek seçimi ile ilgili bir takım tutum ve beceriler kazanması beklenir ki bunlara mesleki gelişim görevleri adı verilir.

Çocuklar, 4–5 yaşından itibaren yeteneklerini ve becerilerini sergilemeye başlarlar. Bu yaşlarla ilköğretimin ikinci kademesi arasındaki dönem, mesleki yönden “hayal dönemi”dir. Bu dönemin başlarında “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” sorusuna, ya gelin, baba gibi cevaplar veren ya da şoförlük, astronotluk, itfaiyecilik gibi birbiriyle tutarsız meslek istekleri sıralayan çocuk, sonraları yapacağı mesleğe ilişkin hayaller kurar. Kimi çocuk doktor olup hastaları iyileştirmeyi, kimisi öğretmen olup okuma, yazma öğretmeyi, kimisi polis olup suçluları yakalamayı düşler. Bir yandan da anne babasının ve çevresindeki yetişkinlerin işleri ve yaptıklarıyla ilgili fikirler yürütür, mesleklerle ilgili bazı kavramlar edinir. Ancak bu dönemde henüz yetenek ve ilgilerinin farkında olmadığından ve zaman kavramı tam olarak gelişmediğinden, hayal ettiği mesleğe nasıl gireceğini, bunun için neler yapması gerektiğini ve faaliyetlerini buna göre planlaması gerektiğini bilmez. Toplumsal saygınlık faktörünü pek dikkate almaz. Dolayısıyla bu yaşlarda ifade edilen meslek istekleri gerçekçi değildir. Okulda etkinlikler aracılığıyla çocuğun kendini ve meslekleri tanıması, gelecekte bir meslek sahibi olacağı fikrini kazanması, tüm mesleklere karşı olumlu tutum geliştirmesi ve her mesleğin topluma yararlı olduğunu görmesi gibi mesleki davranışlar kazanması hedeflenir.

Meslek gelişiminde deneme dönemi olan, 10 ile 15 yaşları arasında, çocuk meslek seçme sorumluluğunun bilincine varır. İlgi ve yetenekleri giderek ayrışmaya başlar ve bazı faaliyetleri daha çok yaparken bazılarından uzaklaşır, güçlü olan yeteneklerini, hayattan ve eğitimden neler beklediğini, nelere önem verdiğini fark etmeye, temel beceri, yetenek ve ilgileri ile meslekler arasındaki ilişkiyi görmeye başlar. Mesleğine karar verirken bunları göz önüne alması, koşulları inceleyerek eğitim ve iş olanaklarını araştırması ve kendine uygun olan seçenekleri değerlendirmesi gerektiğinin farkına varır. Böylece önceki dönemde gerçeklikten uzak, hayali olan meslek seçimi ve istekleri, artık gerçeklik kazanır.

Lise yıllarıysa mesleki gelişimde billurlaşma dönemi olarak adlandırılır. Zaman kavramı geliştiğinden, genç artık şimdi ve gelecek arasındaki ilişkiyi görebilir, yaptığı ve yapacağı çalışmalar ile seçeceği meslek arasındaki bağlantıyı daha iyi kurabilir. Yetenekleri, ilgileri ve değerleri iyice belirginleşir. Artık meslek seçme sorumluluğunu üstlenmeli, meslekler hakkında bilgi sahibi olarak yapısına, özelliklerine ve koşullarına uygun bir alanı ve mesleği belirlemelidir. Örneğin doktor olmak istiyorsa matematik ve fen bilimleri derslerindeki başarısını düşünmeli ve lisede daha çok bu dersleri alacağı alanı seçmelidir.

Böylesine zor bir karar almada çocuğa destek olma görevi kuşkusuz yine anne babalarındır. Aile ortamı, bu kararı şekillendiren en önemli etkenlerden biridir. Çocuk, geleceği ile ilgili bir karar alırken, öncelikle anne babasına danışmak ister. Sevdiği, beğendiği kişilerin meslekleri, popüler olan, çok para kazanılan, saygınlık gören meslekler, öğretmenlerinin uygun gördüğü meslekler ve hayal ettiği meslekler arasında değerlendirme yaparken onlardan destek bekler. Çünkü bu süreçte kendini, yeteneklerini, ilgilerini ve mesleki gereksinimlerini gerçekçi ve ayrıntılı olarak değerlendirmekte zorlanabilir, kendinin ve ailesinin sahip olduğu özellikler ve seçeceği mesleğin eğitimi ve özelliklerine ilişkin yeterli bilgiye sahip olmayabilir. Teknolojinin gelişmesiyle meslek çeşitlerinin sürekli artması da onun karar vermesini güçleştirir. Pek çok çocuk da kendi özellikleriyle düşündüğü mesleğin özelliklerini değerlendirmeden ve iş dünyasıyla meslekleri yeterince tanımadan karar verebilmekte, yalnızca eğitimi ve iş bulması kolay diye bir mesleğe yönelebilmektedir. İşte bu aşamada anne babanın desteği önemlidir.

Zaten bu süreçte annebabaların da çocuklarının geleceği ile ilgili hayalleri olur ve onları farkında olarak ya da olmayarak belli bir mesleğe doğru yönlendirebilirler. Bu meslek aile mesleği, kendi hayallerini süsleyen bir meslek veya çocuk için uygun olacağı düşünülen bir meslek olabilir. Elbette her anne baba çocuğunun en iyi mesleğe sahip olmasını, iyi koşullarda çalışmasını, çok para kazanmasını diler. Ancak onu yönlendirirken ilgi ve yeteneklerine, başarılı olduğu derslere, yapmaktan zevk aldığı işlere dikkat edilmeli, göstermeye çalıştığı özellikleri yakalayıp geliştirmelidir. Zira her çocuğun ilgi, yetenek ve becerileri, başarılı olduğu alanlar farklıdır. Kendi özelliklerine, beklentilerine uygun olmayan bir okula ve mesleğe yönlendirilen çocuk, hem öğrenimi sırasında hem de mesleğini yaparken zorlanır, hoşnutsuzluk, yetersizlik, çaresizlik gibi duygular yaşar, başarısızlıkla karşı karşıya gelir. Öğrenimini şu veya bu şekilde tamamlasa bile sonrasında kendine uygun olmayan bir işte isteksizce çalışan, yaptıklarından ve karşılığında elde ettiklerinden zevk alamayan, mutsuz bir yetişkin olur. Örneğin sözel derslerde daha başarılı olan bir çocuk, doktorluk eğitimini kaldıramaz ve sonrasında başarılı bir doktor olması da zordur. Resme yeteneği olmayan bir çocuğun ille de ressam olmasını beklemek de bir o kadar yanlıştır.

Bu noktada çocuğun ilgi duyduğu etkinliklerin, yetenekli ve başarılı olduğu alanların saptanması, geliştirilmesi ve uygun mesleğe yönlendirilmesi yapılacakların en doğrusudur. Bir yandan da ona meslekler ve gerektirdiği özellikler hakkında bilgi verilmelidir. Bunun için çocuğunuza herkesin bir meslek sahibi olup çalıştığını, gelecekte onun da bir meslek seçmesi gerektiğini anlatıp çalışmaya karşı olumlu tutum geliştirmesini sağlayın. Oyun oynarken, gezerken, sohbet ederken konuya değinin. Bir meslek için gereken becerileri, başarılı olmak için yapması gerekenleri tartışın, örnekler vererek bu becerilerle okulundaki dersler arasındaki bağlantıyı anlamasına yardımcı olun (matematikmuhasebecilik gibi). Bunu yaparken farklı özellikler gerektiren çok sayıda meslek olduğunu vurgulayın.

Çocuğunuzun eğilimli olduğu, ilgi duyduğu alanları belirlemek için hoşlandığı ve hoşlanmadığı faaliyetler, evde ve okulda başarıyla yaptığı işler hakkında onunla konuşun, bu konuda gözlemlerinizi ve çevresindeki kişilerden aldığı geribildirimleri paylaşın. Gelecekteki hedefleri ve mesleği ile bu yaşlardaki ilgi ve yeteneklerinin ne kadar ilişkili olduğunu, çalışmanın amacının yalnızca para kazanmak olmadığını vurgulayın. Çalışmanın sizin için ne ifade ettiğini açıklayıp onun hayattan neler beklediğini ve çalışmanın amacının ne olabileceğini düşünmesini sağlayın, mesleklere karşı örneğin bazı mesleklerin erkek mesleği olduğu gibi kalıp yargılar geliştirmesini önleyin.

Ona zamanı ve enerjiyi etkili kullanma, zamanında bir yerde olma, yönergeleri izleme, bir işi başarıyla sonuçlandırma gibi çalışma hayatında gerekli bazı tutum ve becerileri erken yaşlardan başlayarak kazandırmaya, kendisiyle ilgili kararlar alma becerisini geliştirmeye çalışın. İlköğretimin ikinci kademesinden itibaren bir mesleğe girebilmek için sahip olması gereken özellikler ve gerekli eğitim, iş arama becerileri, mesleklerin çalışma koşulları, çalışanların nasıl bir ortamda, hangi faaliyetleri yaptığı, iş bulma olanağı, elde edilebilecek en düşük ve en yüksek kazanç gibi konuları araştırıp bilgi sahibi olmasını sağlayın.

Tüm bunların pekişmesi için kendi mesleğinizi, yakın çevrenizdeki kişilerin ve başarılı ünlülerin mesleklerini örnek verin ve yaptıkları hakkında konuşun, hatta onu iş ortamınıza veya çeşitli iş yerlerine götürerek yapılan çalışmaları ve iş ortamını izlemesini sağlayın. TV, radyo programları, kitaplar, bilgisayar programlarından ya da okulundaki rehber öğretmeninden yardım almaya, meslekleri tanıtıcı konferanslara katılmaya, çevresindeki kişilere bu konuda soru sormaya teşvik edin. Öğrendiği bilgileri tartışın.

Üniversiteye yaklaşınca ona yetenek, ilgi ve değerlerine uygun bir alanı seçtiğinde ileride daha mutlu ve başarılı olacağını yeniden hatırlatın. İlgi duyduğu faaliyetleri yapması için fırsatlar verin, onu yeteneklerini geliştireceği etkinliklere yönlendirin. Girmeyi düşündüğü meslekle ilgili olarak meslek elemanları ile üniversite tercihlerinde yazacağı bölümler için o bölümde okuyan ya da mezun olan kişilerle görüşmesini ve kendini değerlendirmesini önerin. Böylece çocuğunuz küçük yaşlardan başlayarak mesleklere ilişkin farkındalık kazanır, ilgi ve yeteneklerini daha dikkatli inceleme ve okul yaşantılarıyla birlikte değerlendirme gereği duyar.

Yapacağı mesleğe karar veremezse ona yine bu çerçevede destek olun, gerekirse okuldaki rehber öğretmenden ve psikolojik danışmanlardan yardım alın, sonunda kararı çocuğunuza bırakın. Bu aşamada kendi isteklerinizden çok onun istek ve özelliklerini değerlendirin, onu hiçbir zaman istemediği bir şeyi yapmaya zorlamayın. Sebebi ne olursa olsun çocuğu istemediği bir eğitime ve mesleğe zorlamak, çalışsın yeter diye düşünmek, ona ve hayatına zarar verir. Severek, zevk alarak okumak ve çalışmaksa ona huzur verir, işini artan bir hevesle yapmasını ve doyum almasını sağlar, bu da sonucunda başarı ve mutluluğu getirir.

Gelecek için hazırlanan vatan çocuklarına, hiçbir güçlük karşısında baş eğmemelerini sabır ve metanet ile çalışmalarını; çocuklarımızın anne ve babalarına da yavrularının öğrenimlerini tamamlamaları için her fedakarlığı göze almalarını tavsiye ederim.
Atatürk

5 Yorum
  1. 07 Ocak 2011
  2. 05 Ekim 2011
  3. 02 Ocak 2013
  4. 26 Mart 2013
  5. 05 Şubat 2014

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir