ÇOCUĞA DAVRANIŞ KAZANDIRMA, DİSİPLİN

ÇOCUĞA DAVRANIŞ KAZANDIRMA, DİSİPLİN

Sevgili çiçeğinizin büyüme sürecinde üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir konu da onun hayatı tanırken bir yandan da nasıl davranması, neleri yapıp neleri yapmaması gerektiğini öğrenmesidir. Onun da en çok istediği şeylerden biridir bu.

Çocuğa istenen, doğru davranışları, alışkanlıkları kazandırma, istenmeyen, olumsuz davranışları yapmamasını öğretme ve onun davranışlarını kendi kendine denetleyebilecek duruma gelebilmesi için destek olma ve yönlendirme süreci, disiplin olarak adlandırılır. Genellikle çocuk yanlış yaptığında azarlama, dövme, ya da başka biçimde cezalandırarak terbiye etme olarak bilinen bu süreç, onun doğrularını pekiştirmeyi, yanlışlarını nedeniyle birlikte belirtip doğruyu bulmasını sağlamayı, bunu yaptığında ödüllendirmeyi, gerektiğinde çok katı olmayan sınırlamalar yapmayı da kapsar. Disiplin uygulamaları, o daha bebekken başlar ancak kocaman bir çocuğun da anne babasından öğreneceği çok şey olur.

Disiplin yaklaşımları, kişiden kişiye, geleneklere, eğitime, tutumlara ve bakış açılarına göre değişiklik gösterir. Çocuğun yetiştiği ailenin özellikleri de disiplinin etkili olmasıyla ilişkilidir. Kimi anne baba, iyi davranışları öğrensin diye çocuklarına çok fazla sınır koyar, en ufak bir hatasında onu cezalandırır. Kimisi de çocuğu tamamen serbest bırakıp her şeyi kendiliğinden öğreneceğine inanır.

Bilinen bir gerçek var ki bu yaklaşımların niteliği, aile içindeki uyum, iletişim biçimi, çocuğun göstereceği davranışlar açısından önem taşır. Zira anne ve baba çocuğa nasıl yaklaşırsa çocuğun onlara ve başkalarına karşı davranışları o yönde şekillenir. Sadece sınırlandırma ve cezalandırmaya dayanan bir disiplin anlayışı, pek çok yönden eksik olduğu gibi çocuğun doğru davranışları kendiliğinden öğrenmesi de neredeyse imkânsızdır. Anne ve babası tarafından aşırı engellenen, katı kurallara uymak zorunda bırakılan, dayakla veya ağır sözlerle cezalandırılan çocukların onlar yokken rahatlamanın etkisiyle tam tersi biçimde davrandıkları, bulundukları ortamın kurallarına uymak istemeyip başa buyruk davranma eğiliminde oldukları görülmektedir.

Disiplin ile çocukta sevgi, kendine ve ailesine güven duygularını geliştirmek, davranışlarını denetleme bilincini oluşturmak, başkalarına karşı saygı ve anlayışı geliştirmek hedeflenmelidir. Çocuğun sınırlara ve kurallara uymasının yanı sıra her seferinde uyarıya gerek olmadan nasıl davranacağına karar vermesi, hata yaptığında farkına varabilmesi, anne babası yanında yokken de bu davranışları aynen sürdürebilmesi önemlidir. Böyle bir disiplin alan çocuk, üzerine düşenleri kimse uyarmadan yapar, zamanı geldiğinde dersini çalışır, hem ailesine hem de çevresindeki herkese sevgi ve saygıyla yaklaşır. Gerektiğinde kendi başına doğru kararlar alıp uygulayabilir. Zaman zaman yaramazlıklar, hatalar yapsa bile bunun farkına varıp düzeltir ve yaşam boyu böyle devam eder. Bu sayede çocuğun anne babası tarafından sürekli kontrol altında tutulmasına da gerek kalmaz. Disiplin anlayışı ve yaklaşımları işte bu noktada önem kazanır.

Elbette bu uzun bir süreç ve çaba gerektirir. Çocuğun her kuralı hemen benimseyip uyması, doğru davranışları öğrenip hiç yanlış yapmaması hemen kolayca olacak bir şey değildir. Sabır ve özveriyle uygulanacak disiplin yöntemleriyle tüm bunlar başarılabilir.

İyi bir disiplin yaklaşımı, sınırlar, kurallar, ödüller, cezalar ve diğer davranış kazandırma teknikleri ile esneklik, anlayış ve çocuğa verilecek fırsatlardan oluşur. Bunlar, çocuğun kendine yetebilen ve kendini denetleyebilen bir birey olması bakımından büyük önem taşır.

Her aile bir tarihtir. Hatta okumasını bilene göre bir destandır.
A. De Lamartine

1 Cevap
  1. 20 Ocak 2011

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir