Çanakkale Savaşı

ÇANAKKALE SAVAŞI

Üzerinde yaşadığımız vatan dünyanın en müstesna en güzel toprak parçalarından biridir. Böyle güzel bir coğrafyada yaşamanın da bedeli vardır. Dünya cenneti diyebileceğimiz bu güzel ülkede başkalarının her zaman hain gözleri olmuştur. Yurt edindiğimiz tarihten itibaren, atalarımız bu cennet vatanı muhafaza ve müdafaa etmek için asırlar boyu çok büyük mücadeleler etmiş, yüz binlerce şehit vermiştir. Bu mücadelelerin en büyüklerinden birisi de Çanakkale Savaşıdır. Bu gün sizlere bu büyük savaştan ve muhteşem zaferden bahsedeceğiz.

Tarih milletlerin hafızasıdır, köküdür. Geçmişteki olayları bilir, tefekkür eder, ders alırsak tarih bize ışık tutar. Ama tarihimizle bağımızı koparır, geçmişimizi unutursak geleceğimiz kararır. Tarih şuuru her zaman canlı tutulması gerekir. Bu bakımdan Çanakkale destanı her Türk evladının çok iyi bilmesi ve anlaması gereken bir destandır.

1915 yılında meydana gelen Çanakkale savaşı aziz milletimizin var olma mücadelesi uğruna her şeyini feda ettiği bir savaştır. Renkleri, dilleri ve ırkları değişik, çeşitli milletlerden oluşan, insan selini andıran ordular, yok etmek için milletimizin üstüne yürümüş, Mehmetçiğin göğsüne bomba ve mermi yağdırmıştır. Kahraman ecdadımız, bu öldürücü silâhların tehdidine karşı iman dolu göğsünü siper etmiş, bir gül bahçesine girercesine vatan uğruna şehid olmayı şeref bilmiştir. Düşmanın gülleleri, mermileri, arslan neferlerimizin göğsünde sönmüş, Çanakkale Boğazı düşmanlarımıza mezar olmuştur.

Çanakkale Allah’a iman duygusunun zirveye çıktığı, birlik, beraberlik, dayanışma duygusu ve vatan sevgisinin had safhaya ulaştığı, milletimizin tek yumruk olarak bizden kat kat üstün olan düşman kuvvetlerini darmadağın ettiği şanlı bir zaferdir.

Rabbimiz Yüce Kitabında şöyle buyuruyor; “Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.” (Bakara 154) İşte bu mertebeye ulaşmak için Çanakkale’de ikiyüz binden fazla Mehmetçik can vermiştir. Ecdadımız bu aziz vatanı korumak için canlarını seve seve Allah yolunda feda etmişlerdir. İşte bu vatan o aziz şehitlerin kanlarıyla yıkadıkları ve bize emanet ettiği toprak parçasıdır.

Çanakkale Savaşını en güzel dile getiren Milli şairimiz M.Akif’tir:
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Eski Dünya,Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi… Mahşer mi, hakikat mahşer.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer…
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
Asım’ın nesli… Diyordum ya… Nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe!” desem, sığmazsın.
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.

Rabbimize ne kadar şükretsek azdır ki, böyle şanlı bir ecdadın torunlarıyız. Onlar bizim için ve güzel vatanımız için üzerlerine düşen görevi hakkıyla yerine getirdiler. İşte şimdi bize düşen; milletçe Çanakkale’de ortaya koyduğumuz ruh ve inanca sahip olmak, birlik beraberlik ve dayanışma içerisinde olmaktır. Din, vatan, namus, bayrak bizim en kıymetli değerlerimizdir, canımızdan azizdir, bunları hiçbir şeye feda edemeyiz.

Her Türk evladı mutlaka Çanakkale’ye gidip, orayı görmelidir. Görüp ibret almalıdır. İşte Çanakkale’deki bu birlik ve dayanışma ruhunu temin ettiğimiz zaman millet olarak zorlukları ve sıkıntıları aşarız.

Unutmayınız ki o gün ecdadımız bu birlik beraberlik ve dayanışmayı göstermemiş olsaydı bu gün bizim ne vatanımız olurdu ne de devletimiz. Şanlı ecdadımıza layık torunlar olabilmemiz için, çok çalışmalıyız, milletimizin gelişmesi ve ilerlemesi için gayret etmeliyiz.

Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

www.RehberOgretmen.biz

5 Yorum
  1. 01 Ekim 2012
  2. 04 Ekim 2012
  3. 10 Ekim 2012
  4. 28 Aralık 2013
  5. 12 Nisan 2014

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir