Altının Cazibesi

Altının cazibesi

Altın, her ne kadar son aylarda yükseliş ivmesini yitirse de, önemini kaybetmedi.
2008 küresel krizi ve gelişmiş ekonomilere duyulan güvenin sarsılmasıyla birlikte, ne dolar ne avro, hiçbir rezerv para eski itibarına sahip değil.

Altın, ülkelerin resmî (Merkez Bankası) rezervlerinden tutun bireysel yatırımlara ve şirket portföylerine (yatırım cüzdanı) kadar hemen her noktada daha fazla itibar görmeye başladı. Bütün dünyada bu böyle. Türkiye’de, “yastık altı”ndan altın çıkarma kampanyalarından önce başlayan bankalardaki altın hesaplarındaki artış da, bunun bir göstergesiydi.

2005 yılında 500 dolar, 2009 yılında 1.000 dolar sınırını aşan ons başına altın fiyatı, 2011 Ağustos’unda 1.800 doları geçti. Şimdilerde 1.670 dolar civarında seyrediyor. “Fiyat hızla geri dönecek” diyenleri yanıltmış durumda.

Dünyada en çok altın ABD Merkez Bankası’nın kasasında. Arkasından Almanya, İtalya ve Fransa geliyor. Bu ülkeler resmî rezervlerinin büyük bölümünü altına ayırmış. Dünya Altın Konseyi’nin verilerine göre, son dönemde bu dörtlünün peşine Çin takılmış. 2006 yılında 600 ton olan resmî altın rezervine kısa zamanda 454 ton ilave etmiş. Fakat hâlâ onlarla aynı durumda değil. Resmî rezervlerinin büyük bölümü ABD Doları, çok küçük bir kısmı da (yüzde 1,7) altın.

Türkiye’nin de 2011 yılındaki Merkez Bankası’ndaki resmî altın rezervi 116,1 ton idi. Son bir yıl içindeki politika değişikliği sonucunda miktar, bir anda yükselişe geçti ve yıl başında 314 tona ulaştı. Bu, resmî rezervlerin yüzde 15’i demek.

Peki, dünya altın üretiminde kimler söz sahibi? Bu konuda itibar edilir kaynaklardan biri, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun her yıl yayımladığı veriler. Kurumun açıkladığı verilere göre, dünyanın en fazla altın üreten ülkesi 2012 yılında da Çin oldu. Üretimi, bir önceki seneye göre 8 ton artarak 370 tona yükseldi. Tablodan da görüleceği gibi onu 250 tonla Avustralya takip ediyor.

ABD kaynaklı veriler bunlar. Ancak, dün Çin Altın Derneği’nin açıkladığı rakamlar daha yüksek. Derneğe göre, Çin’in altın üretimi 2012 yılında yüzde 11,66 artarak 403,05 tona ulaşmış. Ve arka arkaya altıncı kez altın üretiminde dünya lideri olmuş.

Çin, en fazla üretim yapan ülke olmanın yanında son yıllarda ithalatta da öne çıkıyor. Artan zenginlik, yatırım araçlarının sınırlı oluşu ve sanayinin artan ihtiyacı, Çin halkını ve şirketlerini altına yöneltiyor. Merkez bankasının rezervlerindeki altın oranını artırmayı hedeflemesi de, talebi artıran önemli bir etken. Altın tüketiminde Hindistan’dan sonra ikinci sırada olan ülke, yakında tüketimde de lider olabilir.

Bununla birlikte, tespit edilmiş altın madeni rezervleri açısından en zengin ülke Avustralya. Çin’in sahip olduğu miktarın 4 katına sahip. Bu noktadan bakınca, kaynaklarını en fazla zorlayan ülkenin Çin olduğu anlaşılıyor.

Son gelişmelerin ardından, Türkiye’nin resmî altın rezervinde kötü bir yerde olmadığını, ayrıca altın madeni rezervi konusunda da iyi durumda olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü 2000 yılında sıfır olan altın cevheri üretimi, 2010’da 17 tona çıktı. Ve halihazırda üretime hazır 710 ton altın rezervi olduğu tahmin ediliyor.

Görünen o ki, gelişmiş ekonomilere ve onların “rezerv para” kabul edilen kâğıtlarına yeniden güven tesis edilmediği sürece, altının gündemden düşmesi mümkün değil.

Kadir Dikbaş

Yorumunuzu Yazınız

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir